confessions

my son is father

- Yazar -

  1. toplam entry 1291
  2. takipçi 1
  3. puan 61668

romantik sevişme sahnesi

my son is father
bu sahneler, seyircilerin romantikleştirdiği değil yönetmenlerinde romantik olmasını istediği sahnelerdir. bu sahneler için dekor, fon müziği herşey ayarlanır ve oyuncular sevişmeye başlar.

ancak bildiğin sevişmedir bu, ağız bildiğin ağızdır dilde bildiğin dildir...
seyirciler filmden sonra aralarında konuşurlar, film çok romantikti diye ulan nesi romantik bildiğin sevişme sadece önsevişmeyi fazla tutuyorlar o kadar...

kanaatimce bir sevişme sahnesinin romantizminin arttığı son nokta ancak 70 ’li yılların seks filmlerinden daha romantik değildir.

(bkz: ghost)
(bkz: sweet november)
(bkz: city of angels)

şeyh said isyanı

my son is father
cumhuriyet tarihinin ilk dini ayaklanması olarak okutulur lise kitaplarında üniversiteye geldiğinizde ise sadece dini değil ırki bir ayaklanma olduğunuda öğrenirsiniz.
şöyle ki;
ayaklanmanın yaşandığı bölgede ki kürtler, halifeliğin kaldırılmasından sonra türkiye cumhuriyeti ile aralarında bir bağının kalmadığı düşüncesi ile şeyh sait öncülüğünde ayaklanma başlatmışlardır.

soykırımı inkar eden tarihcinin yargılanması

my son is father
hukukta genocide diye adlandırılan soykırım, insanlık suçudur. bu tür suçların yaptırımı her hukukta daha ağırdır.
yahudi soykırımı, belgelendirilmiş ve kanıtlanmıştır. yahudi soykırımının yargılanması yapılmış olup, faşizan düşüncelere darbe niteliğinde yaptırımlar sağlamıştır.
yahudi soykırımı yoktur demek, düşünce özgürlüğüyle bağdaşmayacak hatta yaptırımı gerektirecek niteliktedir. sözde soykırım iddialarıyla karşılaştırılmaması gereken bir vakıadır.

bu bağlamda tarihçinin yargılanması ve bir yaptırım uygulanması olağandır.

eski sevgilinin mesajlarına alternatif cevaplar

my son is father
- okuldaymışsın, benim ders notuma bakar mısın;
+ biliyordum
- neyi
+ beni unutamadığını
- saçmalama, ders notumu soruyorum sadece
+ benden başkası mı kalmadı
- evet, kimse yok, yarısı işte diger yarısı da okul bitti diye evlerine gitti
+ ohaa bu kadar mı
- ne bukadar mı
+ bütün arkadaşlarına okula gitmeyin diyecek kadar mı seviyorsun
- yaa pişman ettin msg attıgıma, bakma tamam istemiyorum
+ tamam tamam kızma ben de seni seviyorum...

acinmaması gereken insana acimak

my son is father
aslına bakarsanız kimseye acımamak gerekir, yanlış br şeydir. zaten o acıdığınız kişide sizin ona acımanızı istemez.
benim anlatmak istediğim ise şu:

okulda bir çocuga acırsınız çünkü sınavdan çıkmıştır, nerdeyse ağlayacaktır ne oldu dersiniz, yaptığı yanlışlıkları anlatmaya başlar, elde olmadan üzülürsünüz, sınava verdiği değeri görünce. aradan günler geçer sonuçlar açıklanır, çocuk almıştır seksen ba gelmiştir, siz almışsınızdır otuzyedi koşturursunuz hoca peşinde 3 puan için...

bir kerede fem ’e gittiğim yıllarda yaşamıştım benzeri bir şeyi. aynı sırada oturduğum çocuk ceket giyiyordu, istanbul ’da ki insanlara benzemiyordu. zaten konya ’dan gelmişti. babası yollamış istanbul ’a eğitimi daha iyidir diye, yurtta kalıyordu. aynı sıranın getirdiği arkadaşlık sayesinde yakınlaştık, yemeklerimizi birlikte yemeğe başladık vs...
bir gün sordum nerde babanlar diye, konya ’da mı yaşıyorlar yok, ankara ’da, dedi. bilirim ankara ’yı neresi dedim. başlattı anlatmaya, ulan dedim orası milletvekili lojmanları değil mi, evet, dedi. yine üzüldüm adama, babası kapıcıymış dedim meğer adamın babası milletvekiliymiş...
32 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol