matrax

geceleyin binildiğinde "ustam,köprüyü biz verelim, gel sen gündüz tarifesi aç." pazarlığını yapabilecek sivri zekaya sahip olan erkektir.

ukala insanların her zaman bir önceki hayatlarında tarihin akışını değiştiren bir lider olduklarını öne sürdüğü ve islam diniyle bağdaşmayan inanış.

sahip olduğum en ayırt edici özelliğim olmasıyla birlikte "tasarr(vv)uf etmem lazım, par(v)a yok" lafımın üzerine bir arkadaşımın "insanın kendisini dine vermesi iyidir tabi" demesiyle yıkılmama neden olan,keşke olmasa dediğim özür.

an itibarıyle sadece kaç kişinin denk gelebileceğini görmek için açtığım başlık.

kaybetmesi muhtemel hiçbir şeyi kalmamış sapkındır.

an itibarıyla 26/02/1982 doğumlu bireyin son demlerini yaşadığı durumdur.

tamamı el kameralarıyla çekilmiş ve bünyesinde barındırdığı tüm aktör ve aktrislerin tanınmıyor olmasıyla da dikkat çeken, türkçesi "canavar" olan fantastik bir film.

karşısındaki aparattan 1.50 ytl ye patso yedikten sonra geçirmeniz muhtemel mide fesadı esnasında karşınıza çıkacak ilk mekan.

mezun olduğum çevre lisesi’ni bünyesinde barındıran, istanbul’un en güzide semtlerinden biri.

kendisiyle her karşılaşıldığında, insanlara, zenci mahallesine dükkan açmış solaryumcu şaşkınlığını yaşattıran, harikayı çoktan aşmış, harika ötesine ramak kalmış güzelliğiyle herkesi büyüleyen organizma.

çocukken herkesin evde olmasından cesaret alarak ana caddede taşlardan karşılıklı kale kurup maç yapmamıza olanak sağladığı için yapılmasının varoş çocukları için hiçbir sakıncasının bulunmadığı hede.

"anneni yiyim tavuk, bu ne biçim yumurta" denilesi kızların plates yaptırmasıyla eşdeğer olasılık.

domates deyince akla hemen peynirin gelmesi gibi kendisi telafuz edildiğinde de akla nargileyi getiren karaköy belediyesi’ne bağlı güzide semtlerimizden biri.

"bir zambağın hikayesi" adlı pornografik bir kurguya sahip olan romanıyla edebiyat çevresinden hatrı sayılır eleştri oklarını üzerine çekmiş, fakat yazdığı edebiyatımızın ilk psikolojik romanı "eylül" ile adeta günah çıkarmış yazar.

"biri bana son nefesimi vermeden tüpünün içinde dağınık olarak bulunduğundan herkesin hemfikir olduğu diş macununun nasıl oluyor da dışarı çıkarken yeşil beyaz çizgileri karışmamış halde çıkıyor anlatsın." anıdır.

salih-salif
recep-ilecep
mustafa-mıstağa

söylemsel bulamaçtan nasibini almamış cümle kisvesine bürünmüş genelde kırıcı söz topluluğu.

tarihte nobel edebiyat ve oscar ödüllerinin her ikisine de ulaşmış tek yazar.pygmellion adlı filmin kurgusuyla bu ödülleri fazlasıyla hak ettiği bir gerçek.kitaplarında boşnak yazar ivo andriç’e yakın bir kurgu olmasıyla beraber harika bir de kara mizahçı.

olası bir minibüs yolculuğu esnasında söylenen ve o inme eylemin bir kere bile ışıklardan önce yapılmamasını şaşkınlıkla karşıladığım cümle adayı.

hergün rutin olarak yapılan sabah alış-verişinin(2 ekmek, bi maltepe,yarım kilo tam yağlı peynir) 375. tekrarında bu kez de söylemeyeyim güdüsüne iten düşünce.