mad

kendisi için vize talebinde bulunmak istiyorum. bi’yararı olur elbet.

ne zaman disko kralı’na çıksa, sanki kafası güzelmiş gibi algılıyorum onu. garip garip, kolpadan tavırlar falan, sebebiyet veremiyorum.

aleni saçmalamanın salt örneği. nihat doğan’dan dahi beklenmeyecek bir şey aslında. aslında söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. bir yerden girip çıkacak yer bulamıyorum. korkuyorum. kayboldum bu durum içinde.

kimi aktivitelerimde el denilen uzvumla gerçekleştirdiğim olay. değişik bir durum tabi.

disko kralı’nda bu gece. felsefik konuşmalardan kaçınacağım falan demiş. vay arkadaş.

nutella ile sevişir.

(bkz: yılmaz vural)

dünyanın en çirkin kızı sürse dahi bu parfümü, dönüp bir kez bakılır hale getirir. o derece yani. zaten en fazla bir kere bakarım, o da kimden geliyor diye. sonra yoluma devam ederim.

yerle bir olmak.

(bkz: yerle yeksan)

(bkz: yerle yeksan)

dün doğum günü idi bu gerekli gereksiz insanın. facebook’u olmadığından mütevellit gereken bildirimi kendisi yaptı. uzak diyarlarda kendi kafasına göre kutladı işte doğum gününü. biz de buradan selamlarımızı iletiyoruz soğuk viyana sokaklarına. lakin çok da dolaşmasın götü başı üşütmesin yeni yaşında.

konuşabildiği kadar türkçe konuşabiliyor sanırım. lakin bazı kelamlar çıkmış ki onları gayet güzel telaffuz edebiliyor. üstelik alalade bir kişiye falan da değil. bu ülkeye, bu devlete, bu halka, bu topluma söylenmiş sözlerdir bunlar o an.

bi’söz var hani;

"insan düşündüğü gibi yaşar" demiş birisi.

bi’hatırlatmak istedim bunu. belki ona göre yaşamını devam ettirir falan. hayat çok tuhaf oysa ki.

altında büyük bir çirkinlik yatıyor halbuki bu kelimelerin. düşünmek bile istemiyorum bu nezih ortamda. ayıp.

çok kötü bir durumdur bünye için. ünlülerle seviştiğim vakit genelde karşılaşıyorum. doktora da gidemiyorum bittabi bu yüzden. neden başınız dönüyor diyecek. gel de anlat şimdi.

yahşi batı’yı beklemiş olacak ki şubat 2010 tarihine alınmış gösterimi. maddi bakımdan iyi kazanç sağlamasına sağlıyor da, hani o basitlik var ya filmin içindeki o minimal düzey, ne denli bir film izleyicisini ve insanı gösteriyor.

hani bir çılgınlık yapıp ilk filme gidenlerdenim, oo bu şahan yapmıştır bir’şeyler diyerekten lakin ondan sonrakileri ne televizyonda izledim ne de gidip cd’sini aldım. yine yeni yeniden gidenler olacak. olsun varsın. basitlikler ülkesinde yaşıyoruz nasıl olsa.

google wave’den daha kullanışlı, daha tatminkar. 140 karakterlik saçmala, not, istenilen istenilmeyen ne varsa yazabiliyorsun. aslına bakılırsa ünlüler için birebir. medya olsun sanat alemi olsun o bu şu olsun iyi ekmeğini yiyorlar. e haliyle de twitter kazanıyor, ünlüler kazanıyor ekonomi kazanıyor. sen öylece bakıyorsun.

rektör traktör kullanıyorsa garip kaçabilir o an.

haydi gel benimle ol
aysun kayaci

spesifik bir durum söz konusu değilse problem teşkil etmez. x üniversitesinde okuyorsan y üniversitesindeki rektöre sokakta görsen böyle bir kelam edebilirsin. veyahut üniversite okumuyorsun, istediğin kelamı edersin. ama sınırı vardır ama sınırı yoktur. sebepten sonra ne gibi sonuçlar çıkar bilmem, bilemem. efendi olmak iyidir.