confessions

ladycapulet

- Yazar -

  1. toplam entry 528
  2. takipçi 1
  3. puan 13473

independence

ladycapulet
#1061245

akşam akşam duygulanası varmış, benden bilmiş. hep diyorum yaşlanıyor, iyice bir duygusal oldu bu adam diye; hiç suçum, günahım yok. bu arada sevgili independence, bakınız bulgaristan sınırlarına girer girmez ilk işimiz sözlüğe uğramak oldu.

gitmek

ladycapulet
bazen gitmek çok iyi gelir insana. örneğin ilk defa ailemden ayrıldığım ve istanbul’da yaşamaya başladığım dönem,özgürlüğüme/yeniliklere/gençliğime/yepyeni insanlara ve en sevdiğim şehre gitmekti benim için. çok şey kazandım, arada kaybetiklerim de oldu muhakkak ama şu ana kadarki gidişlerim arasında en hevesli olduğum gidişimdi ya da istanbul’a kavuşmak anlamına geldiği için gitmek değil bir gelişti.

sonra 5,5 yıl sene yaşadığım istanbul’dan gitmek zamanı geldi, oysa ben hep orada yaşamayı/orada düzen kurmayı/ boğulacaksam büyük şehirde yani benim durumumda istanbul’da boğulmayı düşlemiştim. büyük söylemişim ben bu şehri bırakamam, bıradan gidemem diye. gittim. salya sümük, ağlaya ağlaya gittim ama gittim.. hem de ankara’ya, hem de sevemeyeceğimi bile bile.

ha sık sık dönmedim mi istanbul’a? döndüm ama her defasında istanbul benden biraz daha uzaklaşmıştı, benim olmadığım zamanlarda o temposundan bir şey kaybetmeden, aynı başdöndürücülükle devam etmişti..bense geride kalmıştım, her dönüşte arayı kapatmaya çalışırken o benle daha hızlı dans etti.. ha ayaklarımı yerden kesti mi ilk günkü gibi, kesti ama yordu bu aslında bünyeyi.

sonra ankara’dan da gitme vakti geldi. bu kez de ankara için değil belki ama zamansız gidişim ve geride bıraktığım çok insan için gözyaşı döktüm.ağladım, açıldım, bir hafta sonra dilini konuşamadığım, derdimi anlatamadığım bir şehirde buldum kendimi yani filibe’de. esasen buraya gelişim de bir gitmekti ama bir yandan da özüme dönmekti, dedemin doğduğu topraklara. onun yıllar önce hayal edemeyeceği bir şekilde, torunu memleketine tayine geldi.. hayat işte..

sonra bi daha da gitmedim.. yani çok insan uğurladım hem filibe’den hem de genel olarak hayatımdan ama mekan değişikliği yok ufukta bir süre daha.

ama gidişlerim bitmedi esasen, bunun da farkındayım.. ilk başladığımda bu kendini yollara vurmalara, aklımda "giderim, alışırım gitmelere" sözü vardı, aman büyütmenin ne manası vardı canım. "gidersin, unutursun, alışırsın." derdim, özgür kız değil miydim ben nihayetinde?

ama öyle olmuyormuş. her gidişle biraz daha örseleniyor içinden bir şeyler, hep bir parçan bi yerlerde kalıyor; savuruyorsun, saçıyorsun yavaş yavaş kendinden bir şeyleri..geride bıraktıklarını düşünüyorsun, onlarla bir şeyleri devam ettirmek isteğiyle bunu yapacak güç her zaman doğru orantılı olamıyor. maalesef. ya da bazen karşı taraf senin kadar istekli olamıyor.

neyse işte, az gitmeli insan. ya da gitmek ona göre değilse dönmesini bilebilmeli belki de.





dostluk

ladycapulet
insanın hayatını anlamlı kılan yegane şeydir. aşk da bir yere kadarmış gibi gelir bana zaman zaman. mesela bugün iki hakiki dostuma sayfalar uzunluğunda hayatımın son dönemlerini anlatan, onları updated kılan bir e-posta gönderdim. yazarken karşımda olduklarını hayal ederek, o an anlattıklarıma ne tepkiler vereceklerini, yüzlerindeki çizgilerin alacakları şekilleri bilerek yazdım.

dost dediğin böyle bir şey sonuçta. seni yargılamadan, sadece dinleyerek, günahlarınla/sevaplarınla& doğrularınla/yanlışlarınla seni anlayarak,yargılamayarak, empati kurarak ve her şeye rağmen seni severek/anlayarak koşulsuz dinleyen/dinleyebilen az sayıdaki insan grubu. iyiki varlar böyle insanlar/ iyiki olacaklar bi şekilde. mesafelere, herkesin dert edindiği onca probleme rağmen, derdini/tasanı anlamaya yönelik çaba gösterebilen, sevincinle gözlerinin taa içi parlayan nadir insanlar olarak hayatımızda dostlar olduğu sürece, mücadeleye devam bebeğim.

sonrası gelsin, hayat bildiği gibi gelsin.

mesai

ladycapulet
işime karşı karmaşık duygular beslesem de esasen normal mesai saatlerine tabi olduğumuz nadir zamanlarda mesai kavramı bile huzur verici bir hal alabiliyor. çoğu zaman 9’da başlayıp 21:00’a kadar uzandığından olsa gerek 18:00’de çıkınca çılgınca mutlu oluyor, ayarımı şaşırıyorum.

independence

ladycapulet
acayip bi adam. bazen nasıl düşünceli oluyor, beni benden alıyor. ahh azcık genç olsaydı kendime alırdım valla ama yaştan kaybediyor. neyse demin mesaj atmış, telefonunda interneti kesikmiş, viberden yazarsam cevap gelmezse neden cevap gelmedi olmasın diye bilgi veriyor. o mu çok düşünceli ve beni çok öenmsiyor yoksa ben mi çok tribal bi insanım şüphe ettim bak şu an. ama yüzüme bir tebessüm kondurdu sebep her neyse. paylaşmak istedim.

euro truck simulator 2

ladycapulet
türk tır şoförlerine tavsiye edilesi bir oyun izlenimi uyandırdı bende ki çok da faydalı olur yeminle. en azından amcam "kızım, benim bi suçum yok, adam kamyonun dingiline sıkışmış" gibi çılgın ifadeler kullanmaz beni sinir ederek.

it is a lovely day

ladycapulet
erica jennings adlı kızımızın şarkısıdır. 2010 ekim ayında ben daha istanbul’da öğretmenlik yaparken bir öğrencim tarafından bana dinlettirilen şarkıdır aynı zamanda.

bu sabah uyanıp da yataktan çıkamazken, telden radyo açtım ve bu şarkı başladı çalmaya. uzun zamandır dinlememişim, öğrencimi hatırladım. gün içinde arayıp da sabah bu şarkının çaldığını ve onu hatırladığımı söylediğimde "günaydın demek istemişimdir" dedi kerata. işte böyle güzel insanlar giriyor insanın hayatına zaman zaman..

neyse, meraklısı için buradadır şarkımız.

http://tinyurl.com/bmrqtm5

give your heart a break

ladycapulet
demi lovato şarkısı.

the day i first met you
you told me you’d never fall in love
but now that i get you
i know fear is what it really was

now here we are
so close yet so far
haven’t i passed the test
when will you realize
baby, i’m not like the rest

don’t wanna break your heart
wanna give your heart a break
i know you’re scared it’s wrong
like you might make a mistake
there’s just one life to live
and there’s no time to wait, to waste
so let me give your heart a break, give your heart a break
let me give your heart a break, your heart a break
oh yeah, yeah

on sunday you went home alone
there were tears in your eyes
i called your cell phone, my love
but you did not reply

the world is ours if we want it
we can take it if you just take my hand
there’s no turning back now
baby, try to understand

don’t wanna break your heart
wanna give your heart a break
i know you’re scared it’s wrong
like you might make a mistake
there’s just one life to live
and there’s no time to wait, to waste
so let me give your heart a break, give your heart a break
let me give your heart a break, your heart a break

there’s just so much you can take
give your heart a break
let me give your heart a break, your heart a break
oh yeah, yeah

when your lips are on my lips
and our hearts beat as one
but you slip out of my fingertips
every time you run, whoa-oh-whoa-oh-oh

don’t wanna break your heart
wanna give your heart a break
i know you’re scared it’s wrong

like you might make a mistake
there’s just one life to live
and there’s no time to wait, to waste
so let me give your heart a break
(let me give your heart a break)

’cause you’ve been hurt before
i can see it in your eyes
you try to smile it away, some things you can’t disguise
don’t wanna break your heart
maybe, i can ease the ache, the ache
so let me give your heart a break, give your heart a break
let me give your heart a break, your heart a break

there’s just so much you can take
give your heart a break
let me give your heart a break (your heart), your heart a break (a break)
oh yeah, yeah

the day i first met you
you told me you’d never fall in love

temizlik

ladycapulet
evi yuva gibi gösterir.gezmekten fırsat bulamadığım için temizlik yapmaya, epeydir evimi bok götürüyordu ayıptır söylemesi. bugün kırdım dizimi evde bi güzel temizlik yaptım öğleden sonra. ev tertemiz,her yer pırıl pırıl. gümüşleri bile parlattım. çarşafları değiştirdim. bi duş alıp tertemiz pijamalarla yatağa girmek gibisi yok.evet huzur budur!

biyometrik fotoğraf

ladycapulet
insanın içindeki garabeti daha iyi görmesini sağlayan, vesikalık fotoğrafın bir üst modeli diyebiliriz sanırım. sanki gümrük/sınırkapısı görevlileri bakıp da sizi tanıyamasın falan diye özenle çekilir bu fotoğraflar. facebook profil fotoğrafınzla uzaktan yakından alakası olmamasına değinmiyorum bile.

dance me to the end of love

ladycapulet
bu gece patroncuğum ve iş arkadaşlarımızla gittiğimiz yemekte konudan konuya atlarken patroncuğum düğününde ilk dans müziği olarak çaldığını öğrendiğim şarkıdır.

o ses türkiye’de neylan serhat ikilisi ne de güzel söylemişti yaw.

ahanda dinlerim ben şimdi bi daha. siz de bi tık atın bence. şarkı bitttikten sonra hemen kapayın bizim ünlülerin abidik kubidik muhabbetleri huzurunuzu kaçırmasın.

http://tinyurl.com/9wtjfs9

tavsiye

ladycapulet
öğüt. zamanında kendinin yapamadığını başkasına telkin etmektir. sıkıcıdır. bırak yaşasın ve ne hali varsa görsün. sen kadar hakkı vardır onun da hata yapmaya.hem nereden biliyorsun senin söylediğinin onun hayatında esasen bir hata olmayacağını.

(bkz: ağzı olan konuşuyor)

parfüm

ladycapulet
bulgaristan’da bir firma ile sorun yaşayan ve bizim de elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştığımız bir vatandaşımız,geçtiğimiz pazartesi günü hem teşekkür etmek hem de hala sorun olarak kalan başka bir hususu dile getirmek için ziyaretime geldi. gelirken de elinde bir duty free poşediyle gelmiş. konsolosluk çalışanlarına çikolata dedi, ben de teşekkür ettim. neyse adamı uğurladım, personele ikram ettirmek için çikolatayı açacaktım bir de baktım yanında bi şey daha var. bir şişe de parfüm, benim için. hemen koştum, adama yetiştim. bunu kabul etmem mümkün değil, zaten siz teşekkürünüzü ettiniz, kaldı ki görevimizi yapıyoruz dedim.

lafın kısası, hala "jest"lerle iş yaptırıldığını düşünüyor insanlarımız. halbuki şu ana kadarki deneymlerimden hareketle "vatandaş her zaman haklıdır, dinlenmelidir, imkanlar ölçüsünde yardım edilmelidir" mantığıyla çalışıyoruz, en azından bizim temsilciliğimizde böyle. daha çok yolumuz var anlaşılan normal olanın da bu olması gerektiğini anlatabilmek adına.
7 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol