ladycapulet

can bonomo bi 10 dakika önce şarkısını icra etti. filme dalmışım, tam açtım trt’yi kareografinin sonunu gördüm.şansıma tüküreyim.

an itibariyle bi ben varım. way arkadaş, bugünleri de görecekmişiz.

vatan şaşmaz lı metrobüs reklamına kapak niyetine düşünülmüş reklamdır. tam da burada ifade edildiği gibi değil midir arkadaşım metrobüs denen toplu taşıma bıdısı.

vatan şaşmaz lı metrobüs reklamına kanmayın arkadaşım, göz göre göre yalan söylemekten öteye geçmiyor, bir ütopyadan görüntüler sunuyor.siz iyisi mi
hayrettin metrobüs reklamını dikkate alınız, ne yapmanız gerektiğini gayet net anlatmakta.

pek çokları haz etmez ama bir evi "yuva" kategorisine sokan kokudur.

suzan kardeş’in makyaj odası şarkıları adlı albümünde cem yılmaz ile seslendirdikleri şarkıdır.

güzel söylemiş cem yılmaz da. istanbul’da rakı balık masasında dinlemek isterim bak yakın zamanda.

başlarda hoşça vakit geçirmenizi sağlayan bir arkadaşlıktır diyebiliriz. adı konmaz türlü sebeplerle.genelde ya kişiler uzun bir ilişkilerine yeni nokta koyduklarından henüz yeniden bir ilişkiye başlamaya hazır değillerdir ya da sorumluluk hissetmeden takılmanın peşindelerdir.ya da farklı ülkelerde yaşarken bir ilişkiye başlamak manasız gelir.

aslında yaşanılan her neyse bir ilişkiden çok da farklı değildir. alışırsın, özlersin, yeri gelir tribini atarsın; karşındaki adam da anlamaz neden böyle olduğunu,neye ne zaman nasıl alıştığını, kendisine arabayı sağa çektirip sana meram anlatmasını sağlayan sebebi. sık sık biz en iyisi görüşmeyelim kararları alınır ama uygulanamaz.

olmazsınız da ölmezsiniz de ama kafayı yersiniz.sonra mantıklı düşünmeye karar verip bu gidişata bir son verirsiniz. görüşmeme kararını bu kez cidden uygulamaya niyetlisinizdir. siz iletişime geçmezsiniz. bu kez o dayanamaz ve 18 gün sonra pişkin pişkin halinizi hatrınızı sorar.

ölmek vardır, karardan dönmek yoktur. selamı sabahı da kesersiniz tümden, merakınızı frenleyemezsiniz ama böyle yaşamaya da alışırsınız. size yeniden gelecekse bunun ciddi bir ilişkiye hazır bir kafa ile gelmek olmasını istediğinizi yeterince belli ettiğinizi düşünürsünüz.beklersiniz bir süre umut ederek.

sonra ne olur? bir şey olmaz, gelmeyecektir. başta ikinizin de hayal ettiği gibi bir şey olmayacaktır.siz de gitmeyeceksinizdir. her şey olması gerektiği gibi kendi yolunda devam edecektir. karşılaşmanız bir anı olarak yerini alacaktır hayatınızda.

1962 yılında levent çarşıda hizmet vermeye başlamış.

http://www.kucukev.com/

(bkz: küçük ev)

yeşil pasaport hamili olan türk vatandaşları bulgaristan’a vizesiz girebilmekteler. bir de schengen vizesi olanlardan da ayrıca bulgar vizesi istenmiyor artık. her 6 ayda 90 gün kalabilme hakkınız bulunuyor. yalnız aşmayın bu süreyi, iyi takip edin yoksa ülkeye giriş yasağı konur hakkınızda ve de para cezasına çarptırılırsınız.

peki bir insanı bu memlekete gelmek konusunda motive edecek bir unsur var mıdır?

-kumarhaneler
-ucuz içkiler
-renkli gece hayatı
-osmanlı döneminden kalma tarihi eserler
-soydaşların varlığı
-ladycapulet in varlığı

filibe’de bulunan başkonsolosluğu krizden ötürü uzunca bir süredir bir faaliyet, resepsiyon düzenleyemiyor zira adamların parası yok.dükkanı saat 14:00’te kapattıkları yönünde bir söylenti dolaşıyor.

yeni isim için bula bula zbank, zrt bank gibi dahiyane isimler bulmuşlar. bir de tczb varmış, bu biraz daha makul geldi bana, hsbc bank örneğinden hareketle düşünmüşlermiş.

sofya’da ve de filibe’de de var olan bankadır, maaşımın yattığı banka olması sebebiylen de sevdiğim bankadır.

hicri takvime göre belirlendiğinden her sene 10 gün ileri gelen dini günlerden biridir. tam da bugündür.mübarek olsun.

diplomatik pasaport hamili olan bu insanlar dünyanın pek çok ülkesine vizesiz girebilme ayrıcalığına sahipler.bir kaç yamuk yapan ülke çıkıyor diplomatik pasaporta bile vize isteyen ama allah’tan mütekabiliyet kuralı var ki onlar isterse biz de istiyoruz ülkemize girişte vize.

bunların dışında bu kimselerin diplomatik dokunulmazlıkları var, yani bu adam misal radara mı girdi, ceza yazılmaz. yurtdışı giriş çıkışlarda valizi neyi aranamaz;yine yurtdışında evi, arabası aranamaz. yurtdışındaki araçları cc plaka olur. bir suç işlese ülkemiz izin vermedikten sonra bu adama dokunulmaz, bu kişi yargılanmaz ama ülkemiz çok güzel dokunur orası ayrı.

sonra efendim, bulunduğu ülkedeki kdv ve ötv gibi vergilerden de muaftır. yurtdışından iki adet araba getirme hakkı bulunur.

tüm bu ayrıcalıkların karşılığında bu arkadaşlardan ülkelerini en iyi şekilde temsil etmeleri, ülkelerinin çıkarlarını en iyi şekilde korumaları beklenir.
tabi bu kadar rahata bi zahmet o görevi de yapsınlar denir dışardan ama bilinmelidir ki bu iş çok da kolay ve göründüğü gibi güllük gülistanlık bir iş değildir. neden mi?

-her 4 senede bir, bazen 2 sene de olabilir, yeni baştan bir hayat kurman gerekir.ev taşı,çocuğa uluslarası bir okul bul, gidilecek ülkenin dilini öğrenmeye çalış, gittiğin yerde kendini hem mesleki anlamda hem de insan ilişkilerinde kanıtla.
-gittiğin her görev bölgesi çok farklı coğrafik, kültürel, sosyo-ekonomik yapıya sahip olduğundan çok iyi adaptasyon yeteneğin olmalı. hatta çok sakin bir yapın da olsa iyi olur, zira her bir misyonun çalışma şekli, amirin tutumu, senin her tayinde yapacağın iş/sorumlu olacağın alan farklılık gösterecektir.
-merkeze dönüşte ki her 4-5 senelik yurtdışı tayininin sonunda ankara yolları görünür, en az 2 sene sürer bu yine, yeni, yeniden ankara faslı.burada da çok alakasız bir daireye düşmek, çok farklı tarzı olan bir amirle ve de çok esnek mesai saatlerinde çalışmak gibi bir durumunuz olabilir.
-ruhsal sağlığınızı korumanız zaten işin özüdür ama fiziksel manada da sağlığınıza dikkat etmeniz gerekir.yurtdışı tayini deyince genelde insanlar batılı/belli bir medeniyet seviyesine gelmiş ülkeleri düşünür ilk etapta.lakin gerçek biraz daha acıdır zira proaktif dış politikamız gereği artık tayin bölgelerimiz çok geniş bir skalaya sahiptir. misal afrika’da sıtma, sarı humma, aids vs. kol gezerken siz bazı alışkanlıklarınızdan taviz vermek durumundasınızdır, en başta beslenme alışkanlığı.
-bu kadar gezerken, bu kadar mobilken ve iş yoğunluğu bu kadar fazlayken, bir eş bulunamadığından bu insanlar genelde yalnızdır.aile kursalar dahi sosyal çevereleri sürekli değiştiğinden ve arkadaşlarla araya sürekli mesafe girdiğinden yalnızlık hissi zaman zaman nükseder.
-sözün özü bu insanları potansiyel şizofren ve de alkolik olarak değerlendirmek pek mümkündür.

selim: anne bugün okula gitmek istemiyorum.
e: neden oğlum, hasta mısın?
selim:ya tayinin bugün çıkarsa?

annesi diplomat olan bir çocuğun hayat boyu yaşayacağı mekan değiştirme sorunsalının daha küçük yaşında hayatının tam ortasına oturması durumunun özeti sanırım bu diyalog.

aşk tesadüfleri sever adlı filmde de vardı bu şarkı. havalar da mevsim anormallerinde seyrettiğinden modumuza çok mu çok uygun. bir kuple dinleyelim bari, hazır tayfa75 de linki vermişken.

başkonsolosluklardaki misyon şefidir.
ing. consul general

bir ülkenin başka bir ülkede bulunan vatandaşlarına hizmet vermek üzere ve tabiki yasal ajanlık yapmak üzere açtığı temsilciliktir. eğer var ise büyükelçiliğe bağlı bir birim olarak çalışır.başkonsolosluklarda misyon şefi başkonsolos’tur.

bir vatandaş başkonsolosluğa gidip
-çoluğuna çocuğuna kimlik çıkartablir,
-kimliğini yeniletebilir,
-pasaport çıkartabilir,
-pasaportunun süresini uzatabilir,
-askerliğini erteletebilir,
-bulunduğu ülke makamlarından aldığı bir belgenin mühür tasdik işlemini yaptırabilir,
-o ülkede yaşadığı bir sorun ile ilgili derdini anlatabilir.
-yurtdışı adres beyanında bulunabilir ki bunu yaptırması çok iyi bir şeydir.

liste daha uzar ama temelde bu hizmetler verilir. yabancılar ise eğer o ülke ile vize muafiyet anlaşması yok ise konsolosluğa gelip vize başvurusunda bulunur.

24 mayıs bulgaristan’da resmi tatil, kiril alfabesinin resmi olarak kullanılmaya başlandığı günü kutluyorlar. buradan şuna geleceğim: mesela 24 mayıs perşembe ya, cuma’yı da tatil yapıyorlar dolayısıyla elde var 4 günlük bir tatil. ama bizdeki gibi haybeden tatil yok. her şeyin bir bedeli var diyerekten önceki cumartesi çalışarak yapacakları tatili hak ediyorlar. bir garip sistem ama bence arada plan yapıp 3-4 gün bi yerlere kaçmak için iyi de bir formül sanki.

her sene tamamını olmasa bile bazı bölümlerinin tekrarını izlediğim dizidir. bu tatta bir dizi daha gelmedi bir daha

"anlamlarını bilmeden dinleyip sevdiğimiz şarkılar var ya işte biz öyleyiz.sesin kıvrılıp inceldiği yerde ıslanıyor gözlerimiz.nedenini soruyorlar bilemiyoruz.kimseyi ikna edemiyoruz."