ladycapulet

mektup yazma alışkanlığını inatla sürdürmeye çalışan bir insan olarak, bugün eski stajyerimiz tarafından gönderilen bayram tebrik kartı çok mutlu etti beni. evet, elinden akıllı telefonunu düşürmeyen; twitter’da nolmuş, instagram’da kim ne fotoğraf yüklemiş, facebook’ta ne paylaşılmış hep takip eden; aman kopmayalım kardeşim sen viber’dan yaz, whatsapp da olabilir modunda her boka dahil olmaya çalışan bir insanım, yalan yok.ama gel gör ki insan bir kağıt, bir mürekkep, bir el yazısı da aramıyor değil..

sevdiğiniz ama kendinizi ait hissetmediğiniz bir şehirde yalnız başınıza yaşarken, tam da olmak istediğiniz yegane şehirde sevdiğiniz insanlar sizi özlerken ve hatta o güzel şehirde sizin çok da sevebileceğiniz güzel insanlar sizsiz boğaz’ı seyrederken bu şarkıyı dinlemek koyuyor şekerim.

.. it’s getting cold on this island
i’m sad alone
i’m so sad on my own...

2.gününü geçirmekte olduğumuz dini bayram. ülkemde insanlar tatil ederken, ben işimdeyim gücümdeyim. ama bu haksızlık değil mi bebeğim?

2008 yılında ilk albümü fauna’yı çıkarmış.

keşfettiğimde bi kaç kez dinledim, ee iyi hoş şarkıymış dedim. ne olduysa dün gece şarkı resmen benim şarkım oldu. lana del rey kızımızın summertime sadness adlı şarkısına saplanmıştım ki bu şarkı o saplantımı çoktan bitirdi. sabahtan beri kaçıncı kez başa sarıp sarıp dinliyorum bilmiyorum. çok güzel lan. valla. dinleyin, dinlettirin.

(bkz: bugün bayram erken kalkın çocuklar)

hatay taraflarında pek yaygındır. epey de faydalıymış.

zeki bir kadın olması ihtimali yüksektir. çalışmadığı halde dersleri geçmiş, diplomasını da almış paşalar gibi. sonrasında n’aptı acaba bak ben onu merak ettim.

müstakbel kocam. kendisi aralık ayında "yaylalar yaylalar" adlı türküyü seslendirmek üzere bi süreliğine aramızdan ayrılacak. dönünce hemen yıldırım nikahı. şahit bilem hazır: independence. öbür şahidi henüz düşünmedik ama artık bakıcaz bi çaresine.

burcum. özgürlüğe düşkünlük, gezentilik, böyle bir daldan daldan konmacılık şeklinde tezahür eder bünyede. çokça merak sahibi olan yaylar bol bol seyahat etmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, ne bileyim yeni tatlar denemeyi sever. biraz maymun iştahlılık vardır, çünkü hep yenilik arayışı içinde olan bu insanlar çabuk da sıkılırlar. dobra ve sivri dilli olduğumuz düşünülürse biraz patavatsız sayılırız. ama genelde iyi, hoş insanlarız. seviniz bizi.

dert dediğin çük gibidir; en büyük seninki sanırsın.

erkek: yatalim mi? kadin: yat alalim mi?

tam da benim patronum oluyor bu şahıs. işten zaten çıkmışım akşamın 8’inde, eve gelip daha yemeği yiyip kahve faslına yeni geçiyorum, anam bir mesaj: "uyuyor musunuz?". el mahkum ben arıyorum "buyrun edendim, hebele gübele. haklısınız, tabi efendim. yarın ilk iş hemen bu konuyu görüşüyorum efendim. aa olur mu ne demek efendim, estağfurullah ne rahatsızlığı, sağ olun efendim, iyi geceler." şeklinde bir dinleme ve onaylama silsilesi benim tarafımda. sonrasında biraz sinirden biraz da mesajın komikliğinden gülüyorum.

ertesi gece, sevgili patronum da fark etmiş olmalı bi geceki önceki mesajın tuhaflığını. bu seferki metin şu şekilde: "uyanık mısınız?" haydaa, bu da tuhaf. neyse gene arayan ben, gene üç aşağı beş yukarı benzer diyalog.

yahu adam, iyi güzel işkoliksin azcık da beni de rahat bıraksan, ben de huzur içinde bir uyku çeksem. hayır yani akşamın 11’inde sen bana talimatı verince ben hemen olayı çözüyor muyum? hayır, ee o zaman niye bu acele. ee unutmayayım falan dersen al notunu ne bileyim. mesaj ne yahu..tey allah’ım. valla artık şu teknolojiden falan bıktım.kapatıp telefonu sırra kadem basabilidğim bir tatil istiyorum. offf.

(bkz: gece yarısı size mesaj atan patron)

hani aşk karın doyurmuyordu moruk? doymayı geç elif şafak zengin oldu lan!

türk kadınıyla yeteri kadar ilgilenemiyoruz galiba. yoksa bi insan durduk yerde patlıcandan reçel, kabaktan tatlı falan yapmaz.

kendisini ilk kez geçtiğimiz cumartesi dinleme fırsatı buldum. yok böyle bir ses, performans ve mütevazilik. sahneye çıkmadan önce bizi 2 saat bekletti, krizlere girdim ama ilk şarkının sonunda tüm bekleyişimi ve can sıkıntımı unuttum. tüm dinleyenler büyülenmiş gibi adamdan gözlerini alamadı. hani tarif edemiyorum, ilk fırsatta gidin dinleyin.

mhp ve akp’nin evet oyu kullanması sonucu meclisten geçmiş tezkeredir.

huzur, dinginlik anlamındaki kelime.

bugün sabah işe giderken etraf o kadar sessizdi ki sanki mağazalarda müşteri bekleyen hatta sokakta yürüyen insanlar sadece orada bir figüran gibiydi. sanki önümde uzayan iki tarafı ağaçlarla kaplı yol ve ben vardık sadece.tuhaf bir huzur hakimdi ortalığa. işte o an bir sonbahar sabahının sahip olduğu dinginliği huzuru daha güçlü hissettim içimde.
bir gece öncesi hissettiğim tüm negatif düşünceler uçtu gitti. bu sakinlikte aklıma bu güzel kelime geldi. tranquility, söylemesi bile bir güzel, huzurlu..

6 ekim cumartesi akşamı edirne’de asortie bar’da sahne alacak olan güzel sesli adamdır. ben de kendisini dinleyenler arasında yerimi alacağım.