john maynard keynes

office 2007 excel’de en son sütun.


(bkz: 1048576)

yutmadiginiz muddetce oruc bozmaz. oyle de guzel bi sekstir iste!

hbo’dan true blood gibi bir yaz dizisi.

seni gorunce
ayni anda gecer aklimizdan
ayni dusunce..
bir duvar gibi aramizdan.

(bkz: incognito)

(bkz: özdemir asaf)

madeleine peyroux versiyonu da dinlenmelidir..

slowdive’inkinin sozleri;

listen close and dont be stoned
i’ll be here in the morning
cause i’m just floating

while your cigarette still burns
your messed up world will thrill me
alison i’m lost

alison i said we’re sinking
there’s nothing here but thats okay
outside your room your sisters spinning
but she laughs and tells me shes just fine
i guess shes out there somewhere

and the sailors they strike poses
the covered walls answer slowly
with your talking and your pills
your messed up life still thrills me
alison i’m lost

alison i’ll drink your wine
i’ll wear your clothes when we’re both high
alison i said were sinking
but she laughs and tells me its just fine
i guess shes out there somewhere

elvis costello’nun sarkisinin sozleri;

well, it’s so funny to be seein ya after so long girl
by the way look, i understand
that you are not impressed
i heard you let that little friend of mine
take off your party dress

i’m not gonna get too sentimental
like those other sticky valentines
cuz i don’t know if you were lovin somebody
i only hope it wasn’t mine

alison
i know this world is killin you
oh, alison
my aim is true

well i see ya got a husband now
but did you leave your pretty fingers
lying in the wedding cake

you used to hold him right in your hand
but it took all he could take

sometimes i wish that i could stop you from talkin
when i hear the silly things you say
i think somebody better put out the big light
cuz i can’t stand to see you this way

guzel bir isim olmasinin yani sira pek cok guzel sarkiya da konu olmustur bu isim. elvis costello’nun my aim is true albumundeki ayri guzeldir, slowdive’inki ayri

kısaltması orgy’dir.

les respectables sarkisi, cok guzel lan, sozleri de soyle belki merak eden olur diye;


oh non! déjà sept heures du matin
encore une fois, mais c’est en vain
je me fais croire que tout va bien
autour de nous le vide qui guette
chaque jour, c’est un autre coeur qui s’arrête
et puis, c’est sûrement pas ça la vie
le métro boulot dodo et les maîtresses aux grosses fesses
c’est l’ennui!

oh manana quisas
no sere no mas aqui

noirci par les couleurs de la nuit
blanchi par le silence et l’ennui
enfin je peux vider mes lendemains
et toujours croire que je détiens la vérité
et mon destin et que je te tiens

oh my! encore cinq heures du matin
voulez-vous ben, voulez-vous ben me laisser tranquille, tout va bien
quand ce soir sera mort, j’aurai bien des remords
et si demain s’éteint, je poserai sur mon chemin
pour assurer mon destin
une petite bleue est noir, qui saura bien me recevoir...

moi, je suis un amalgame
éternellement malade
comme si je n’avais plus d’âme
ma vie est un drame

dunyanin en fayideli programi degil de nedir. su anda en azindan benim icin oyle, sayesinde 11,060 satir rakami elimle yazmak yerine gecenin su saatinde kendisi benim icin kullanilabilir data haline getiriyor.

bu oyle bi program ki, pdf, jpeg, tiff filan dinlemez word, wordpad gibi ortamlarda sizin icin kullanilabilir hale getiren programlarin genel adidir.

üç harf yanyana kaç şekilde gelir bilir misin?
aşk dersin.. sen dersin.. ben dersin..
sen ben biter biz dersin,
gün gelir git dersin..
peki dur kelimesinden haberdar değil misin?
dur demeyi bilmez misin..
git demek kolay
dur diyebilecek kadar yürekli misin..?

sahane, muhtesem, mukemmel..

bir sarki icin soylenebilecek her sey...

(bkz: görüntü var seks yok)

desem ki vakitlerden bir nisan aksamidir,
rüzgârlarin en ferahlaticisi senden esiyor,
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
ormanlarin en kuytusunu sende gezmekteyim,
senden kopardim çiçeklerin en solmazini,
topraklarin en bereketlisini sende sürdüm,
sende tattim yemislerin cümlesini.

desem ki sen benim için,
hava kadar lâzim,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir seysin;
nimettensin, nimettensin!
desem ki...
inan bana sevgilim inan,
evimde senliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski sarap.
ben sende yasiyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
birak ben söyleyeyim güzelligini,
rüzgârlarla, nehirlerle, kuslarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
sayet sesimi farkedemezsen,
rüzgârlarin, nehirlerin, kuslarin sesinden,
bil ki ölmüsüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelligini,
ve neden sonra
tekrar duydugun gün sesimi gökkubbede,
hatirla ki mahser günüdür
ortaliga düsmüsüm seni ariyorum.

buyuleyeci ses dedikleri bu olsa gerek, huzur var bu kadinin sesinde, dinginlik var. sabah bu kadinin sesiyle uyanan insanlarda pazartesi sendromu dahi olmaz, o kadar iddialiyim;

(bkz: öylesine)

insanın içinde ameliyat yapmak için onu bayıltmak gerekir, ruhunda yapmak için ise ayıltmak

soner sarikabadayi - murat boz dueti, guzel olmus lan;

benim olan senin ama
senin olan benim değil
yani kalbinde bana bir yer yok

belki biraz sustum ama
sözlerini yuttum değil
bak bu yangından geriye eser yok

gönlüm usandı sana zar zor dayandı
tabi ben de üzüldüm ama yandıysa yandı

ben burda yarına küsmüşüm
yürüyorum yolda sallana sallana
derdinle zindana düşmüşüm
bitti hakkım da kullana kullana

soner sarikabadayi’nin bayaa basarili sarkisi, bu adam hakikaten guzel sarkilar yapiyor;

kendisi yazdı kendisi bozdu
kirli değil ya pastı ya tozdu
seni sevdiğim o zamanlardaki gönlüm yok artık yok

bi kere bile arama tuz olur o yarana
canına ciğerine hükmedebiliyor
bir yolu var ama
sormadan etmeden o senin nasıl zararına verebiliyor

aramadığım yer kalmyor seni
sabahtan yatana kadar
sanırım hep seni sevecek kalbim
son kez atana kadar

aramadığım yer kalmyor seni
sabahtan yatana kadar
bana göre sürer gider sönmez bu yangın
ikimizi de yakana kadar