(bkz: ölmeden önceki son sözler)
muzaffer izgü sokağında yer alan, izmirin en eski rock barlarından biri.
<bkz:http://www.amatorsesler.com/default.asp?kat=sanatci&sanatci=ali
adresinden dinlenebilecek halk türküsü.
adresinden dinlenebilecek halk türküsü.
gidemeyen, göremeyenler ve tekrar görmek isteyenler için;
<bkz:http://www.kelebekvadisi.com/galeri.htm
<bkz:http://www.kelebekvadisi.com/galeri.htm
kabak koyunun hemen yanında bulunan, kanyoning yapmak ideal yerlerden olan ve herkesten uzak, hiç bir ışık-ses kirliliğine maruz kalmadan kendinizi dinleyebileceğiniz, süper eğlenceli, bungalow konaklamalı, pis çarşaflı, milyonlarca yıldızı aynı anda görebileceğiniz, türklerden çok nedense daha çok avrupalı backpackkersların cirit attığı oliymposdan daha sakin koy
bu kişiler cinselliği bacak arasına endeksleyen zihniyetlerin "birlikte olacak güveni -isteği" veremediği kişiler olup, kendi herşeyi yaşarken "kadınlarda bekaret" arayan iki yüzlü bir cinsin bekaret arayışına yenik düşmüş kadınlardır.
kadıköylü punk grubu.
seyircilere nah çeken, siktir gitten başka çokda adam akıllı şarkıları olmayan, rachitin dinazor taşşağını ve gökhan kırdar’ın kurtlar vadisi için yaptığı bu aşkı iyi coverlamış grupçuk.
(bkz: siktir git)
seyircilere nah çeken, siktir gitten başka çokda adam akıllı şarkıları olmayan, rachitin dinazor taşşağını ve gökhan kırdar’ın kurtlar vadisi için yaptığı bu aşkı iyi coverlamış grupçuk.
(bkz: siktir git)
erotik karatenin kendine ait 4-5 şarkısından biri.
günlerce senin peşinden koştum ooo ,
tanıdığım herkese msn ini sordum ooo,
günlerce saatlerce aradım durdum,
ama sen tuttun elin adamına gittin siktir git.
siktir git, siktir git,
siktir git, siktir git,
seni görmek için zirveye geldim ooo,
o gün çok mutlu bir günümdeydim ooo,
derken seni masanın birinde;
herifin biriyle elele gördüm,
ama sen tuttun elin adamına gittin siktir git.
siktir git, siktir git,
siktir git, siktir git,
günlerce senin peşinden koştum ooo ,
tanıdığım herkese msn ini sordum ooo,
günlerce saatlerce aradım durdum,
ama sen tuttun elin adamına gittin siktir git.
siktir git, siktir git,
siktir git, siktir git,
seni görmek için zirveye geldim ooo,
o gün çok mutlu bir günümdeydim ooo,
derken seni masanın birinde;
herifin biriyle elele gördüm,
ama sen tuttun elin adamına gittin siktir git.
siktir git, siktir git,
siktir git, siktir git,
ırkçılığın ve şiddetin hala daha çok yaygın olduğu ve altın şirketlerinin işgal ettiği nelson mandela iki yüzlü ülkesi. ülkenin bir yüzü johannesburg ve çevresindeki uydu kentler, diğer yüzü ise açlık ve sefalet içinde birbirlerini parçalamakta olan insanlarıdır.
pon de replay şarkısıyla süper bi çıkış yapmış siyahi çıtır. haziran sonunda istanbul’ada teşrif edecektir.
shut up’la çığır açmış grup.
(bkz: mülkiyet hakkı)
sadece gıda ve temizlik ihtiyacını karşılayacak şeyleri aldığı müddetçe hırsızlık olarak adlandırılamayacak ve daha çok mecbur kalışla adlandırılabilecek durum.
kendimi "bir bilge neden ferrarisini satıp manastıra kapanır?" "manastırda paramı gerekmektedir?" "ruhunun aydınlığını ferrariden gelicek paraylamı satın alacaktır?" diye sorular sormaktan alıkoyamadığım kitap
gidenlerin ve gelenlerin bir daha asla dönmediği, "kedi, köpek, kurt, ayı, inek" gibi bir çok hayvanın akademik gezinmelerini sosyal bilim ortamı içerisinde sürdürdüğü, gündüzleri biraz sosyalleşsede geceleri tam bir korku filmi setine dönen okulumtrak üniversitemsi yerleşke.
insanın delilik maskesi altında toplumsal baskılarla karşılaşmadan herşeyi yapıp gerçek özgürlüğe kavuşabileceğine inanan, aktüel dergisine çıplak poz verip dünyanın en güzel kadınım diyerek herkesle dalga geçen, zamanın birinde sevgilimden beni "her gün sen kullanıyorsun bu gecede bunu bana bırak diyerek" isteyen güzel ruhlu kadın.
şiirin aslı;
çıplak heykeller yapmalıyım.
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
ey önümden geçen ak sakallı kasketli,
yırtık mintanından adaleleri gözüken
dilenci
sana önce
şiirlerin tadını
aşkların tadını
kitaplardan tattırmalıyım
resimlerden duyurmalıyım, resimlerden...
şu oğlan çocuğuna bak
fırça sallıyor
kokmuş manifaturacının ayağına
dörtyüzbin tekliğinden
on kuruş verecek.
seni satmam çocuğum
dörtyüzbin tekliğe,
ne güzel kaşların var
ne güzel bileklerin
hele ne ellerin var, ne ellerin.
söylemeliyim,
yok
yok... meydanlarda bağırmalıyım.
bu küçük
güllerin buram buram tüttüğü
anadolu şehri kahvesinde
kiraz mevsiminin
sevişme vakti olduğunu.
resimler seyrettirmeli, şiirler okutturmalıyım
baygınlık getiren şiirler
kiraz mevsimi, kiraz
küfelerle dolu pazar.
zambaklar geçiriyor bir kadın.
bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor
sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
belediye kahvesinde hâlâ o eski, o yalancı
o biçimsiz bizans şarkısı.
sana nasıl bulsam, nasıl bilsem,
nasıl etsem nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokakbaşlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak mevsimi değil
sevişme vakti olduğunu...
bir kere duyursam hele güzelliğini, tadını,
sonra oturup hüngür hüngür ağlasam
boşa geçirdiğim, bağırmadığım sustuğum günlere
mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğunun
oğlu bir şiir okusa
karacaoğlan’dan
orhan veli’den
yunus’tan, yunus’tan...
çıplak heykeller yapmalıyım.
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
ey önümden geçen ak sakallı kasketli,
yırtık mintanından adaleleri gözüken
dilenci
sana önce
şiirlerin tadını
aşkların tadını
kitaplardan tattırmalıyım
resimlerden duyurmalıyım, resimlerden...
şu oğlan çocuğuna bak
fırça sallıyor
kokmuş manifaturacının ayağına
dörtyüzbin tekliğinden
on kuruş verecek.
seni satmam çocuğum
dörtyüzbin tekliğe,
ne güzel kaşların var
ne güzel bileklerin
hele ne ellerin var, ne ellerin.
söylemeliyim,
yok
yok... meydanlarda bağırmalıyım.
bu küçük
güllerin buram buram tüttüğü
anadolu şehri kahvesinde
kiraz mevsiminin
sevişme vakti olduğunu.
resimler seyrettirmeli, şiirler okutturmalıyım
baygınlık getiren şiirler
kiraz mevsimi, kiraz
küfelerle dolu pazar.
zambaklar geçiriyor bir kadın.
bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor
sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
belediye kahvesinde hâlâ o eski, o yalancı
o biçimsiz bizans şarkısı.
sana nasıl bulsam, nasıl bilsem,
nasıl etsem nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokakbaşlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak mevsimi değil
sevişme vakti olduğunu...
bir kere duyursam hele güzelliğini, tadını,
sonra oturup hüngür hüngür ağlasam
boşa geçirdiğim, bağırmadığım sustuğum günlere
mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğunun
oğlu bir şiir okusa
karacaoğlan’dan
orhan veli’den
yunus’tan, yunus’tan...
şarkının tamamı;
çıplak heykeller yapmalıyım
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
çırılçıplak heykeller
bir kere duyarsan güzelliğini tadını
sonra ah oturup hüngür hüngür ağlasam
boş geçirdiğim bağırmadığım günlere
kiraz mevsiminin sevişme mevsimi olduğunu
sana nasıl bulsam nasıl bilsem
nasıl etsem nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokak başlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak değil
sevişme vakti olduğunu
çıplak heykeller yapmalıyım
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
çırılçıplak heykeller
bir kere duyarsan güzelliğini tadını
sonra ah oturup hüngür hüngür ağlasam
boş geçirdiğim bağırmadığım günlere
kiraz mevsiminin sevişme mevsimi olduğunu
sana nasıl bulsam nasıl bilsem
nasıl etsem nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokak başlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak değil
sevişme vakti olduğunu
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?