confessions

fjhyf

- Yazar -

  1. toplam entry 79
  2. takipçi 6
  3. puan 4058

entropi

fjhyf
tüm sistem ele alındığında düzensizlik miktarının sürekli arttığını anladım ben bu ilkeden. popüler bilim kitaplarını ancak okuyacak kadar fen ve matematik biliyorum. işin bilimsel ispat kısmını bilmiyorum ama ilkenin sözle açıklanışı hayatın akışına uygun görünüyor. ne olursa olsun geri çevrilemez olması da biraz korkutucu. ilkel insanların yıldırımdan korkmasına benzer bir huzursuzluk yaratıyor bende. belki de sadece eksik bilgi yüzündendir.
isaac asimov'un "son soru" isimli bir kısa hikayesi vardı. düzensizliğin düzene dönüştürülmesinin yolunu bulmakla ilgiliydi. bu konu bana bir de o hikayeyi hatırlatıyor her sefer.

interstellar

fjhyf
iyi bir film ama bence yeni bir 2001 ya da solaris olabilecekken fazla hafifletilerek bir çeşit kamu spotu ve macera filmi seviyesine geri çekilmiş. insanlara, neredeyse 100 yıldır bilim çevrelerinde malum olan ancak ilgisiz kalabalığın hala habersiz olduğu fiziksel gerçekleri güzel tanıtıyor, öğrenme isteği oluşturuyor. çevrecilik ve aşırı tüketimle ilgili öğütler de veriyor. bunları yaparken de menzilini kısaltmak ve dilini basitleştirmek zorunda kalıyor. yönetmen için pek de cesur bir deneme değil. seyir zevki ve macera duygusu katılmış bir kamu spotu olmuş. kanser olmuş ve öleceğini bilir halde sürekli bir çöküş içinde yaşayan bir insanın hissiyatı ve adım adım çöküşünün hikayesini dünyaya uygulamış. zamanında düzgün yiyip içseydin böyle olmazdı ama geçti artık, mesajını başarıyla iletmiş. seyircide "neyse ki bu bir film. benim dünyamda henüz böyle şeyler olmadı. öyleyse salondan çıktıktan sonra daha çevreci olayım." etkisi yaratmaya çalışmış. baba-kız ilişkisine aşırı ve biraz da hastalıklı bir ağırlık vererek seyirciyi aile kavramı üzerinden bir özdeşim yoluyla filme bağlama çabasına girişmiş. bunlar filmin harika fikrini uygulamada çok kısıtlamış. fikrin hakkı tam verilememiş. bunlar yoluyla gişe başarısı kolaylaşıyor ve ortalama izleyicinin daha kolay anlaması sağlanıyor fakat seyirciye ineyim derken kendi çıkacağı yerden de olmuş.

alex skolnick trio

fjhyf
testament'ten çok savatage-wake of magellan performansı ile hatırlıyorum alex skolnick'i. yetenekli ve eğitimli bir gitaristti ve heavy metal ona baştan beri dar geliyordu. jazzy işlere girdiğini bilmiyordum ama yakışır.

ilişkide saygıyı kaybetmek

fjhyf
saygı, benim, diğerinin kendine özgü oluşuna içimde verdiğim onaydır ve bu sağlıklı bir insan olabilmek için şarttır. ilişkide olduğum kişi şöyle olursa saygı duyarım böyle olursa saygı duymam, diye bir hakkımız olamaz. her varlığın kendisi olma hakkı var ve bu tartışmasız şekilde saygıdeğerdir. ben bu diğer kişi ile ilişkide kalmak isteyip istemediğime karar verebilirim, o kadar. kendi ihtiyaç ya da hayallerime uymayan şeyleri benimsemek zorunda değilim ama saygı duymak zorundayım. bu, her birimizin kalbimizin atması veya nefes almamız kadar temel bir gerçek, bir ön kabul olmalı. aksi halde zaten sevmeyi de başaramayız.

recep tayyip erdoğan

fjhyf
ninesine dedesine duyduğu çocukça hayranlığı sürdürmeyi dindarlık sayan, kendi duygu ve hayallerinden korkan ve kimse bunların varlığını görmesin diye insan içindeyken abartılı ve gerçek dışı sözde ahlak ilkelerinin bir neferiymiş gibi davranan, içinde biriken tüm aşırı tutkuları ve öfkeyi düşman bellediklerine saldırarak tatmin etmeye çalışan ama bu hislerinin kökü kendisinde olduğu için asla doyamayan, kulaktan dolma yarım yamalak bilgisini tarih bilinci sayan kültürün kahramanı...
bence politik açıdan yenilmez bir güç. çok geniş bir halk kesimini temsil ediyor ve tüm bu insanların bir idolü. sadece politik bir karakter değil neredeyse bir destan kahramanı. bu kesime hitap edebilecek bir rakibi de yok. chp-mhp-hdp hepsi bir araya gelse tek sözü kadar etkili olamazlar. insanlar onu durdurulamaz güçte biri olarak algılıyor ve buna hayran kalıp büyüleniyorlar çünkü bu aynı zamanda kendilerinin de olmak istedikleri şey. rte onlar için, onların yerine çarpışan bir kahraman. 13 yıldır tüm muhalefeti çaresiz bırakan ve yoluna devam etmesini sağlayan gücünü buradan aldığını düşünüyorum. türk halkının yenilmezlik ve başına buyrukluk hayalinin kişileşmiş hali... ona oy vermeyen birçok insanın dahi bu özelliklerine içten içe gıpta ettiğini çevremde çok görüyorum. zaten ellerine fırsat geçti mi onunla aynı stratejileri uyguluyorlar...

renç koçibey

fjhyf
çocukluk kahramanlarımdan. renç koçibey vardı, galiba şükrü okçu vardı... bir de kaza geçirip topal kalmış ethem isimli bir yarışçı vardı. şimdi hayal meyal hatırlıyorum. renç koçibey gibi araba sürmeyi hayal ederdim... şaibeli bir ölümü olmuştu. bazı insanlar intihar demiştiler. bu fikir beni üzmüştü o zamanlar. süper kahramanımın intihar etmesi fikrinden çok rahatsız olmuştum.

bambi cafe

fjhyf
2 ıslak hamburger, 1 kaşarlı dürüm döner. bi de ayran olarak tanımlayabileceğim büfe. kim bilir bunca yıl hücrelerim buradan yediklerim yüzünden ne küfrettiler bana.
iyice çığrından çıkmış bir insansanız gecenin dördünde alt kemancıdan çıkıp önce kızılkayalarda hamburger yeyip sonra az yürüyüp burada kaşarlı dürüm döneri hüpletmişliğiniz olabilir... bir yaştan sonra yapmamak lazım. adamı kısa yoldan öldürür.

david bowie

fjhyf
blackstar çok iyi bir albüm
"at the center of it all" sözleri ve doğu-batı karışımı bir ilahi gibi tınlayan müziğiyle blackstar tüyler ürpertici bir parça. astronomi, fizik, mistisizm, mitoloji aynı anda var içinde.
lazarus, dollar days ve i can't give everything away de çok iyi parçalar.
saksafon melodileri cuk oturmuş. jazz tınıları albümü zengiinleştirmiş.
nurlar içinde yat david bowie.

rahmaninov'un 3. piyano konçertosu

fjhyf
klasik müzik bilgisi olmayan birçok insan gibi ben de bu eseri shine filmi ile öğrendim. çok güzel bir giriş melodisi var. sonrası ise hakikaten tam bir delilik... nasıl besteleyebilmiş bu kadar karmaşık bir eseri anlamak imkansız. dinlerken tüm o duyguları bir bir yaşatıyor. müthiş bir eser.

büyük hadron çarpıştırıcısı

fjhyf
atom altı parçacıklar üzerinde deneyler yapılmasına imkan veren laboratuar. dünyada tek örnek değil ama en gelişmişi bu diye biliyorum.

tüm dünya ekonomisinin %60'lık payı kuantum fiziği buluşlarından kaynaklı faaliyetlere dayanıyormuş. böyle antin-kuntin işler yapacağımıza işe yarar konularla ilgilenelim, diye düşünen insanlara da yeterli bir cevap oluyor herhalde...

viyana

fjhyf
güzel bir şehir. geniş, temiz caddeleri ve tarihi, şık binaları ile her yanı kaliteli.
inanılmaz sayıda türk var.
grinzing'de takılıp bira içmek çok zevkli.
biraz büyükşehir karmaşası hissedilebiliyor ama sadece havaalanına giden yol üstünde ya da tren garlarında falan...
bizim alıştığımız yaşama göre hafif ölü toprağı serpilmiş gibi. sosyal açıdan çok canlı, kalabalık seven insanlara fazla yavaş gelebilir.
her yer sanat ve edebiyatla süslü.
fena pahalı.
buradan daha da rahat yaşanacak ve çevre bakımından iyice güzel olan yer ise salzburg. trenle en fazla 3 saat. dakika şaşmayan harika bir metro, tramvay ve tren sistemi var.
en az bir kere gidilip görülmeli...

türkiye de kitap okunulmamasının sebebi

fjhyf
insanların hobileri ya da özel ilgi alanları pek yok veya en azından yaşamlarında baskın önemde değil. durup dururken niye kitap okuyasın ki? amaç kitabı okumak değil kendini geliştirmek istediğin bir alanda bilgi kazanmak. tarihle ilgilenirsin tarih kitabı alırsın, enstrüman çalarsın müzik kitabı alırsın, spor yaparsın spor kitabı alırsın, uzayı falan merak edersin gider fizik kitabı alırsın. tek yaptığın işe gidip eve dönmek ve kazandığın para da yetersiz olduğu için tv başında kafa boşaltmaksa ya da eşin-dostunla çay içip memleket meselelerini tv haberleri üzerinden tartışmaksa ne yapacaksın kitabı? ihtiyacı olanlar okuyor, olmayanlar okumuyor.
bir de, kitap okumak ruhsal dinginlik ve tek başına kalabilme becerisi gerektirir. sessiz bir ortamda, bedensel olarak durağan şekilde ve içe dönük bir eylem kitap okumak. bizimki gibi anne egemenliği altında büyümüş çocuklardan oluşan, suçluluk duyguları ve bastırılmış cinsellikle yüklü toplumlarda tek başına kalabilmek ve ruhsal dinginlik kolay elde edilmez. bastırılmış kişilikler kitap okurken oluşan yavaşlığa ve yalnızlığa katlanamazlar. az önce duvarlara tırmanacak enerjisi olan adam daha üçüncü satırda esnemeler içinde kalır, göz kapakları ağırlaşır, içine sıkıntılar basar... niyeti başta okumak olsa bile yeterince olgun değildir yani... bu aslında tüm insanlar için böyledir de,.. bizim toplumda bu tip karakter biraz daha yaygın. kültürümüz böyle insanlar yetiştiriyor.

game of thrones

fjhyf
geçen sezonda hayal kırıklığı yaratan kısımlar çoktu. alışıldık amerikan tv dizisi formatına düşen bir sürü sahne izlettiler. hele şu çöldeki üç dövüşçü kardeş midir nedir onların sahneleri ve genel olarak tüm jaime'nin yolculuğunu içeren kısımlar yerlerdeydi. bu sezon işi sıkı tutarlar umarım.
her şeye rağmen jon snow ve özellikle kuzeyde white walkerlarla geçen savaş sahnesi sezonu kurtaran hikayeler oldu.
medeniyet öncesi yaşamı ve ilkel insanın dünyasını güzel resmediyor. yani bir tv dizisinde olacak kadar güzel tabii... tüm olay hala şehirli adamın paradigmaları üzerinden gidiyor, onu da kabul etmek lazım. belki de şehirli medeni adamın içindeki ilkeli güzel yansıtıyor, demek lazım.
bu zamanda karaktere ve diyaloğa odaklanan dizi bulmak zor. sırf bu nedenle bile izlenir.
mad men bitti. esas sorun o... mad men'i bir kez daha seyretmeyi tüm bu ve benzeri dizilerin toplamından daha tatmin edici bulurum o da ayrı bir konu...

2015 yılında türkiyenin konut fiyatları artışında

fjhyf
nüfus çok fazla sayıda ve çoğunluk genç.
kültürel olarak ev almaya programlı insanlarız.
ülkede iş kurmak bir bela iken emlak alıp satmak kolayca ve iş kurmaktan daha yüksek karlar sağlıyor.
araplar sürekli müşteri.
hükümetin de inşaat sektörüne desteği var.
bu sebeplerle fiyatlar düşmez gibi görünüyor. ben 2 yıl bekledim ve hem ev fiyatları hem de banka faizleri arttı.

kadınların aşık oldukları adamdan beklentileri

fjhyf
beklenti varsa aşk yok demektir.
aşk, kabul eder. değiştirmeye uğraşmaz veya eksik olanı aramaz.
aşk aynı zamanda dönüştürür ama duygu değişimi yoluyla, zamanla ve kendi yoluyla. gelecek planları yapan veya görünüşünü toparlamaya çalışan bilinçli planlar yoluyla değil.
o nedenle başlıkta paradoks var. hem aşk hem beklenti olmaz....

why nations fail

fjhyf
galiba anlaşılamamış bir konu bu henüz. jared diamond'ın da böyle bir kitabı vardı. tarih boyunca sezgisel olarak bütün devletler çöküşe, gerilemeye direnecek yollar aramışlar elbette fakat ortada başarabilen yok. belki de entropi, insandaki ölüm içgüdüsü, varoluşsal kaygılar falan gibi zaten önüne geçilemeyecek etkenlerin sonucudur bu. kıtalar bile batıyor-çıkıyor, çarpışıyor bu dünyada...
yine de modern bilim, sosyoloji, psikoloji ve ekonomi alanlarındaki sürekli devam eden çalışmalarla belki de bir gün sistemi dengede tutmanın yolunu bulacak. tarihte görülmediği kadar üzerine düşülüyor bu konunun.

türkiye'de laikliğin yenilemeyeceği gerçeği

fjhyf
türk halkı sonunda hep paranın peşinden gidiyor. şu aralar arapmış gibi yaparak para kazanıldığı için ortamlar bir değişti. sabah akşam laiklik falan konuşuluyor halbuki konuyla alakası yok laikliğin. ihale alma, işini görme yöntemi değişsin bütün bu tartışmalar çöpe gidecek.
ürettiği geçimine yetmeyen toplumların boş beleş muhabbetleri bunlar.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol