confessions

egeninincisi

- Yazar -

  1. toplam entry 302
  2. takipçi 1
  3. puan 10718

yaran fıkralar

egeninincisi
adamin biri yeni aldigi arabasi ile yola cikmis.
araba son model, radyoyu acmak istemis ama kanal ayar dugmesini bulamamis, hemen servisi arayip durumu bildirmis.

servis elemani : ’beyefendi endiselenmeyin bu yenimodel bir radyo, kanal ayari otomatik. siz ne dinlemek istediginizi
soyleyin o size uygunkanali bulur’ demis...

adam hemen radyoya seslenmis : ’iglesias’
radyodan bir ses duyulmus : ’julio mu? enrico mu?’
adam ’julio’ der demez radyodan kadife bir ses yukselmis ve
karsisinda julio iglesias’in en sevdigi sarkisi...

yola devam etmis, bir ara; ’jackson’ demis.
radyo sormus: ’michael mi? janet mi? jennifer mi ?
adam ’michael’ demis ve karsisinda michaeljackson...

arabadan memnun adam keyifle yola devam ederken yanindan hizlagecen kamyon arabaya camur sicratmis.
adam sinirle ’serrrefffsiz’ diye bagirmis.
radyo hemen sormus: ’ erdogan mi? gul mü?

müslüman olup kadere inanmamak

egeninincisi
her müslüman kadere inanir inanmalidir.anneni babani seçemezsin bu kaderindir, özürlü çocuğun vardir, girdiğin işyerin kaderindir, evlendiğin kişi kaderindir ama yolda giderken düştüm, hapşurdum yüzümde sivilce çikti, çorabim kaçti bu benim kaderim diyip hayatta herşeyi kadere bağlamak normal değildir. kadere inanmaninda boku çikarilmamalidir. haytinda hiç birşey iradenle yönlenmiyor hiç mi kendi insiyatifin yok

yaran fıkralar

egeninincisi
adam, kisa bir sure once ayrildigi evine telefon acar, bahcivana sorar: ’nasil her sey yolunda mi?’
- yolunda. yalniz, kuregin sapi kirildi onu tamir etmeye calisiyorum.
- neden kirildi?
- kopeginize mezar kazarken, zorlamisim, bu yuzden kirildi.
- nee! kopegim oldu mu?
- havuza dustu oldu.
- benim kopegim cok iyi yuzerdi; nasil havuzda olur?
- ama havuzun suyu bosalmisti, betona cakildi; bu yuzden hayatini kaybetti.
- daha havuzu yeni doldurtmustum. neden bosalttiniz?
- biz degil itfaiyeciler bosaltti. cunku evdeki yangini sondurmek icin ilâve suya ihtiyac duydular.
- evde yangin mi cikti?
- evet efendim. annenizin vefati dolayisiyla cok sayida insan geldi. bir sigara izmaritinden kâgitlar, ardindan da perde tutusmus. o kalabalikta farkina varamadik.
- annem nasil öldu? sapasağlamdi.
- haklisiniz. biz de sasirdik ama, sizin yatak odaniza bir sey bakmaya girmis. yatakta karinizla en yakin arkadasinizi görunce kalbine inmis.
- yahu hic pozitif bir haber yok mu? bunaldim.
- olmaz olur mu? var. gecen gun siz aids testi yaptirmistiniz ya.. iste onun neticesi pozitif cikti




yaran fıkralar

egeninincisi
meşhur dörtlü bir ingiliz, bir fransız, bir amerikalı bir türk..işte bu defa onların esleri bir araya gelmiş önce ingiliz hatun başlamış anlatmaya:
- benim esim öyle romantiktir ki her sabah eline bir gül alır o gülü tüm vücudumda gezdirerek beni uyandırır.
amerikalı atlamış hemen:
- aaa benim esimde çok romantiktir. sabah ayak ucumuzdaki pencereyi
acar hafif rüzgar ayaklarımdan başlayıp tüm vücudumu gezerek beni uyandırır ve esim mutlaka başucuma bir çiçek bırakmış olur.
fransız gülümsemiş kendinden emin:
-bunlar da ne ki benim esim her sabah ayaklarımdan başlayıp tüm
vücudumu ve en son da dudaklarımı öperek uyandırır beni, ben her sabah
mutluluğun doruklarında uyanırım.
sıra türk hatuna gelince o şaşkın şaşkın diğerlerine bakmış ve
demiş ki:
-ben öyle orospuluklardan anlamam çişim gelir uyanırım.

kişinin yaslandigini anladigi an

egeninincisi
yaslaniyormuyuz?

bugün üniversite ögrencilerinin çogunlugunu
1987 dogumlular ve daha küçükler olusturuyor.
"gençlik" onlara deniyor.

onlar için tek bir almanya var ve sscb, çekoslovakya, yugoslavya gibi ülkeleri tanimiyorlar. soguk savasi
bir bilgisayar oyunu saniyorlar. aids dogduklarindan beri var. cd dogduklarindan beri var. michael jackson onlar dogdugunda beyazdi. bülent ersoy onlar dogdugunda kadindi. eski filmlerde ajda pekkan’i görseler tanimazlar.

küçük emrah’i, emrah’n gayrimesru oglu saniyorlar.
ridvan dilmen onlar için sadece bir tv spor yorumcusu ve ona neden "seytan" dendigini bilmiyorlar. kenan evren onlar için tonton bir ressam.

onlar için "çarli’nin melekleri" ve "görevimiz tehlike" sadece geçen senelerin vizyon filmleri. siyah beyaz bir bilgisayar ekrani olabilecegini düsünemezler. pac-man’i bilmezler. amiga ve commodore 64’leri olmadi hiç.

siyah beyaz bir televizyon olabilecegine inanmazlar ve uzaktan kumanda olmadan nasil kanal degistirilecegini bilmezler.

balkonda hiç anten ayari yapmadilar. sadece tek bir kanalin
günde belirli saatlerde yayin yaptigi dönemlerde dinozorlarin da
yasadigini düsünürler. dallas’i sadece nba maçlarindan bilirler. flamingo yolu ise sadece bir bar adi olabilir onlar için. john travolta’yi hep balik etli ve yuvarlak hatli olarak gördüler ve onun nasil olup da bir dans ilahi
olabildigini hayal bile edemezler. ve bizler de niversitedeyken cep telefonsuz nasil yasayabildigimize akil erdiremezler. yaslaniyor muyuz

1. yukarida yazilanlari anliyor ve gülümsüyorsun.
2. artik disarda geçirilen bir gecenin ardindan ögleden sonraya kadar uyumaya ihtiyacin var.
3. arkadaslarin evleniyor.
4. küçücük çocuklarin bilgisayarla nasil çok rahat oynayabildiklerine her zaman hayret ediyorsun.
5. liseli gençlerin ellerinde cep telefonlarini görünce kafani
salliyorsun.
6. isine her geçen gün daha çok baglaniyorsun. artik o senin hayatin.
7. arkadaslarinla hergün telefonda daha az vakit geçiriyorsun.
8. zaman zaman arkadaslarinla bulusup, beraber yasadiginiz komik anilari tekrar tekrar anlatip, eski güzel günleri yadediyorsun.
9. bu yazıyı okuduktan sonra bunu bazi arkadaslariniza anlatmayı istiyorsun onlarin da bunu begeneceklerini düsünüyorsun..... ;
10. yoksa çocukluk resimlerinin hepsi siyah beyaz mı?

sevgili günlük

egeninincisi
sevgili gunluk,
herkes, hersey altüst oldu, güvenebilecegim
dostlarimdan sadece brutus kaldi.
julius sezar, iö 40


sevgili günlük,
bizim imparator iyice sapitti, "ülkenin
etrafina duvar örün!" diye tutturdu. yok artik ebenin...
bu adam ya ülke sinirlarini bilmiyor ya da bizimle kafa buluyor.
mimar wung-zu, iö 200


sevgili günlük,
içimden bir ses ay’a gidilecek, roma bölünecek falan
diyor. hatta ikiz kuleler yikilacak da diyor da, ben bu "ikiz kuleler" nedir onu çikaramadim, haydi hayirlisi.
nostradamus, 1550


sevgili günlük,
senden baska derdimi anlatabilecegim kimse yok! alt
tarafi bir elma ya! bir elma kadar degerim yokmus iyi mi...
adem


sevgili günlük,
kraliçe’nin sponsorlugunda aylarca okyanuslarda dolandim,
bula bula hindistan’i buldum. sansimi...
ben simdi kraliçe’ye ne dicem ya?
dalga geçmez mi benimle, "kristof efendi hindistan’i mi buldun,
tebrik ederim!" diye?
kristof kolomb, 1492


sevgili günlük,
bir yemin ettim ki dönemem.
hippokrat iö 400


sevgili günlük,
aramizda kalsin ama, bizim stajer monica var ya, !
seytan diyor ki, at sunu oval ofis’e, kim nereden duyacak ki!
bill, 2000


sevgili günlük,
bu rus hatun var ya, beni yiyip bitirdi. bir gece
takilsam diyorum şuna, duyan olur mu acep?
baltaci, 1711



sevgili takvim,
yarin beni basbakan yaptilar. ben de ankara’ya liman yaparak
millete olan borcumu ödetecegim. ama çok yoruluyorum.
hatta yorgunluktan sürekli hasülüsas, hasülünis, hasülas,
hasünilas, hasss....
tansu çiller, 2001

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol