31subat

(bkz: sahte orgazm)

baslik: karpuz
entry:asigim sana doyamiyorum.’yaz gelse de karpuz yesek.’ icimden gecer hep.karpuz secmek de kesmek de bir sanattir.karpuz secemeyene kiz vermezler.en azindan beni vermezler.

meali:karpuz secmeyi bilen bilgiclerin "seviyeli bir muhabbete ne dersin" seklinde mesajlarini bekliyorum.
(bkz: yengenin karpuzu da guzelmis ha)

her paragrafa sevgili diye baslamak bile kafidir.

sevgili
sana bunlari yazarken sokaktan gecen kedilerin yoksul ayak seslerini duyuyorum, kubadaki devrimi hatirliyorum. hani o yanik tenli, sutun bacakli, cicekli elleriyle devrimi kutsayan kubali kizlar gibi gelecektin bana sevgili. olsun sevgili, gelme anasini satiim zaten imza gununde tavlanacak daha bir suru yeni yetme kiz var.
(bkz: daha gider bu)

daha kolayi icin:
(bkz: cezmi ersoz olmak)

yandiginda ve artik sarki dinleyemez hale geldiginizde "bir bilgisayarin yarisi ses kartidir" hukmune varmaniza sebep olan harikulade bilgisayar aparati.

(bkz: jean paul sartre)
(bkz: aramaya inanmak)

zannimca tum cagrisimlarin kralidir, koparmistir beni gece gece. yazinin tamami su sekildedir:

kazim siki delikanlidir.
harbidir anlayacagin.
sapina kadar derby hani!...
kazim porselen tabak almak icin gazete kuponu biriktiren lavuklardan degildir.
ekrandan yeryuzune firlamis bulut aras’tir icabinda.
konusmaz.
bu suskun oldugu anlamina da gelmez.
onun suskunlugu kendine has bir iletisim halidir.
vucudunun son hucrelerine kadar hakimdir ama ziraat bolumunde okur.
insanlari uzmemek icin tasdik eder.
onun kara kutusu bulunmazdi.
kazim akilli cocuk.
o kadar akilli ki sorumluluk almamak icin hep aptal davranir.
kazim hisli insan.
tane tane konusur konusacak olursa ve tane tane susar uzuldugunde.
hos sohbet degildi.
bos sohbet de sayilmaz.
fikrini soylerken heyecanlanmaz.
sozcuk dagarcigi az, ancak derdini anlatacak kadarini tasir beyninde.
kendi beyninde oyle gevezeydi ki konusacak takati kalmazdi.
arabesk bir dunya istiyordu.
duygusaldi kazim, hem de mantikli.
kristal bir vazoydu, dokunsan kirilir.
yunus olur okyanuslara dalardi.
yuksekteydi ama alcaklardan seslenirdi dinlensin diye.
sorulari vardi derunî, o sorulari sorarken siyah zeytin karasi gozleri beklerdi cevabi.
ince bedeniyle kafa tutardi yer cekimine.
ask isine girmezdi.
ama biliyordum birgun bir sevgilimiz olacakti.
ona baglanacaktik.
yuzlerce merhaba’miz vardi ama hicbiri bes kurus etmezdi.
ikimizdik arda kalan.
lakap takmistim ona: unutulan.
mucadelemiz soylu bir yasam icindi.
surekli soguktan sikayet eder sol ayagini yere vurup isinmaya calisirdi.
bana, birgun isime yarar diye dans ve tavla ogretmeye calisti aylarca.
ogretemedi.
matematigi de.
sadece soylu yasamayi ogretebildi.
paylasmayi.
bugulu camlara bakip aglamayi.
yenilgisi bile zaferdi.
cunku hatayi hep kendisinde gorurdu.
bilenirdi.
iki ucu keskin bicakti.
dunyanin en guzeli onun yureginde sabahlamakti.
gulerdi gozlerini kisa kisa.
mantikli davrandiginda cani sikilir, duygusal oldugunda pisman.
mutlu olmayi beceremiyordu ne yapsa.
belki de sevdaydi kusun kanadinda,
urkutulunce tutulmaz,
okse ile sapanla istesen de avlanmazdi.
sosyal bir vicdana sahipti kazim.
ani karar veremezdi.
uyumsuzdu.
sosyal bir yaraydi.
bu yara bulasmazdi.
bir problemin butun cenahlarini gozetirdi.
sohbete vakif olmayi sevmezdi.
limon sikmayi da.
soyleyeceklerini baskalarina soyletir tepkiyi olcerdi.
icerdi be
essek gibi icerdi.
cercevesinden kurtulmaya calisan siyah-beyaz fotografti.

(bkz: bulent akyurek)

(bkz: copy paste yaptim anne carpilir miyim)

(bkz: kazim olmadan asla)

sen giderken ben ardindan eflatun baharlara sarkilar soyledim
kuslara yem attim, vapuru kacirdim hasiktir lan dedim
polisler bekciler vardi, 69un kiciydi, tavsan yapacaktik
ve lakin ben tavsan yaparsam adam gibi yapardim, kralini tanimam
kral dedin de aklima geldi, yilmaz guneyin filmi vardi o zamanlar, ona giderdik.

meali: hey gidi gunler hey

bu mudur? evet.

(bkz: liberter erkek hareketi)

kitaptan:
"siz siz olun; bir kadinin daha ne kadar alcalabilecegini gormek istiyorsaniz, onun yaninda kendinizi inanilmaz boyutta yuceltin."

"dogadaki en zehirli canlilar, disindan guzel gorunenlerdir. yilanlar, akrepler, bocekler..."

"ask, erkegin yalnizliktan kurtulmak icin yurudugu yolda yapayalnizligidir."
"ask baska bir vucutta kendini sevmektir."

"efendim, birakiniz kadinlariniz size kazak orsunler, inanin ailenin ruh sagligi buna bagli."

"kadinlar her seyin fiyatini bilirken, hicbir seyin degerini bilmezler."

"..ve tanri, trafik tikansin diye kadini yaratti..."

"basarili erkeklerin arkasinda kadin vardir, dogrudur. onlar onden gitseydi, dikkatimiz dagilirdi."

"cennetin biricik anahtari bu dunyada kadinlarin serrinden kurtulmaksa, cennetin kadinlarla dolu olmasini ikinci bir sinav olarak mi algilasak acaba?"

"rabbim, istenmeyen killarin da sahibidir."

"erkekler, bu cagdan ya evliya ya da cinsi sapik olarak cikacaklar."

bulent akyurek’in kadin-erkek iliskileri ve ozellikle kadinlar konusunda ahkam kestigi okunasi, bastaci edilesi kitap.

cocukken daha sik kullanilan bir kaliptir. birinin elinde olan bir seyin onu cok begenen bir baskasi tarafindan istenme cumlesidir.

(bkz: ghost filmini romantik sanan bunye)
(bkz: city of angels filmini romantik sanan bunye)

kucukken evcilik oyunu mubtelasi kisilerin, buyudukten sonra da oyununun devami sanip zevkle oynadiklari oyun.

(bkz: sozunde durmak)

(bkz: ask oyunu)

pek cok insanin hayati boyunca pesini birakmayan kotu yazgi. artik resmilesip meslek haline gelmesini umdugum, belli bir yastan sonra malulen emekli olunmasinin herkesin yararina olacagini dusundugum kader. sozkonusu tanima uyan insanlarin da bir an once derneklesmesi gerektigi kanaatindeyim.

(bkz: dunyanin butun sorunlu insan paratonerleri birlesin)

olan olmustur, cok yaziktir mealinde hafif pismanlik barindiran deyimdir ve lakin bu cumle hangi akla hizmet bu manaya cekilmistir bilinmez.

ikinci ve daha berbat olay ise sevgiliyle trubunde mac izlemektir ki allah kimsenin basina vermesindir, evet. takiminiz o gun guclu rakibi onunde ter dokecektir ve o guclu rakip karsisinda her bilincli taraftar gibi gonul verdiginiz renkleri yalniz birakmama karari almissinizdir ama gelen bir telefonla dunyaniz yikilir. sevdiceginiz baska gunler icin babadan izin alamazken nasil olmussa o gun icin izin almistir ve bulusmak istedigini beyan eder. reddedemeyeceginiz icin tek sansiniz kalmistir: maca beraber gitmek.
an gelir, tikis tikis trubune elele cikilip oturulur. baslama vurusu ile birlikte engin futbol bilginizle sizi hic duyamayacak futbolculara seslenmeye baslarsiniz, "hoca alper orda oynatilir mi ya, ba ba baa mahmut gene kacirdi adamini, ulan yarim saattir organize bi atak gelistiremediniz" seklinde sersenislerde bulunursunuz. buraya kadar da pek bir sey yoktur ama ne zaman ki yanlis bir dudukle beraber butun trubun hakemin cinsiyeti konusundaki endiselerini dile getirmeye baslamistir, iste o zaman yandiniz demektir. cunku gayri ihtiyari bir sekilde siz de "ibne hakem" diye bagirmaya baslar, ana avrat kufurler savurursunuz. iste o an bittiginiz andir. olseniz de yerin dibine girsenizdir ama yapacak bir sey yoktur.
ofsayt mevzusunu hic acmiyorum bile, hayir o kadar acimasiz degilim.