yarın öleceğini bilsen

gitaraskisi
şartları zorlayıp çocuk yapardım.

canlının 2 misyonu var:
1) daha uzun ve daha rahat (doğanın direncini kırarak) yaşamak.
2) sağlıklı genlerini kendinden sonraki kuşaklara aktarmak.

organizmadaki hemen hemen tüm biyokimyasal faaliyetler daha fazla enerji ve iş kapasitesine sahip olmak için yapılır. üniversitedeki hocamın kabaca tabiriyle canlılık fosfat aldım fosfat verdimden ibarettir. istisnasız her canlı tür içi ve tür dışı ayrımı olmaksızın diğer canlılara üstünlük sağlamak için taşıyabileceği maksimum enerjiye sahip olmaya çalışır.

yarın öleceğimi biliyorsam ve hala sağlıklı düşünebiliyorsam yarışın benim için ne kadar anlamı kalmış olabilir ki? ancak mücadelenin tamamen sona erdiğini düşünmüyorum. moleküler düzeyde ben ölsem dahi diğer ölü/canlı organizmalarla rekabete devam eden genlerim çocuğumda var oluyorsa yarıştan kopmamışımdır.

daha da uzun yaşayamayacaksam sanırım çocuk yapmak en "doğal" tercih.
detoneolanimam
herhalde babamı arardım bu gece vakti. açmazsa ısrarla çaldırmaya devam ederdim. elbet açardı. çünkü babam her zaman telefonu başucuna koyar, önemli birşey olur diye. arar annemden ve babamdan helâllik isterdim. son bir kez seslerini duyardım. yarın öleceğim malum. evden uzağım yolda ölmek istemiyorum.
bilmiyorum, başka ne yapılabilir ki?
edebiyatkerhanesi
duş alır, kefenlenir, gül suyu kokar ve uyurum. uyumadan evvel birkaç mektup yazarım ve elbette vasiyetimi de karalarım. uyurum, uykuda ölümü beklerim. güzel ve capcanlı bir rüyanın ortasına düşer mi ölüm bilinmez, ama can yanığı, can çekişi olmadan, tereyağından kıl çeker gibi bir ölüm nihayet olur. temiz bir çarşaf ve mis gibi kokan yastık kılıfı da şart.

fatiha okumayın derim vasiyetimde, ki fatiha diriler içindir. dua edin, günahkâr yanım için dua edin.
ismettt
ölmek kötü birşey değildir güzel bir 70-80 yılın ardından başkalarına muhtaç olmaya başladığımızı fakat ona rağmen insanların seve seve yardımcı olmalaına rağmen ölüm o zaman çok güzeldr yarın değıl o gün bıle güzeldır ölüm.
kizkaciran
ilk önce bilginin doğruluğunu teyit etmeye çalışırdım.hadi diyelim ki doğru çıktı.bana bilgiyi ulaştıran kişiye " lan amk madem tarih vereceksiniz şunu bir kaç sene öncesinden versenize " diye söverdim.
belirsizbelirgi
oylece yatagima uzanir bos bos tavana bakar yarin olecegim yani oylemi sorusunu belki 1000 defa kendime sorar kendimle birlikte zamanida oldururdum galiba

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol