falcata

durun bi soluklanın önce hemen isyan etmeyin. hem ne o öyle isyan falan, çok ayıp şeyler bunlar. hiç sizin gibi namuslu, aklı başında, dini bütün gençlere isyan etmek yakışır mı? size bu durumu metanetle göğüslemek, dini hassasiyetleriniz, inancınız yolunda sessizce kabullenmek yaraşır. siz ki memleketin en bi çok namuslu kızlarısınız, bi koca uğruna isyan etmek ayıptır, hem bi de çok günahtır. tövbe tövbe deyin hadi bakalım.

protein eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. nitekim zihni geliştirmek için en önemli besin kaynağı protein. özellikle çocuk yaşlarda eksik alındığında bu tür sonuçlar ortaya çıkabilir. merak edilecek bir durum yok.

çikolata paketi gibi olan kadın. sıkıca sarınıp sarmalanmış. bir kafasında fiyongu eksik.

"boşaltın memleketi kardeşim! kalabalık etmeyin. biz zor sığıyoruz, bir de sizinle uğraşmayalım." bu minvalde bir açıklamadır.

yakında bütün memleket tatile çıkacak galiba. malum, küresel ısınma var.

hocam fi yi 3 alabilir miyiz? diye sorası geliyor insanın. fi değil yavrum o pi.

dolmuşcuların müşteri yanında fransızca konuşmasından daha doğal karşılanabilecek durumdur.

benim için de aristo dan ibarettir deyip daha da gerilere götürebileceğimiz, bir garip söz.

kınalı adada pek pikniklik bir ortam yoktur. ama gelirseniz bekleriz evde mangal rakı ikilemine, dualizmine sıçrar, gönülleri hoş ederken, ruhları arındırırız. zaten piknik dediğin nedir ki? bu yaştan sonra salıncakta sallanacak, topun peşinde koşacak halimiz yok ya.

an itibarı ile istifasını beklediğimiz sayın güdük valimizdir.

şarap, hayatın rengidir. şarapsız hayat çekilmez. kırmızıdır, beyazdır ama rengi ne olursa olsun şaraptır. gövde, şarapsız kalınca isyan eder, isyanı yersiz değildir. haklı sebeplere dayanır. bu yüzden bünyeyi şarapsız bırakmamak gerekir.

mozart, başkadır. ötekidir. hayatın anlamını bulmak istiyorsanız, önce bir şişe şarabı gövdeye indirmeli ardından mozartın eşsiz bestelerini dinlemelisiniz. mozart uçurur, başka diyarlara, hiç bilmediğiniz yerlere savurur sizi. şarap ve mozart ikileminde yitmek, gitmek, belki de hiç dönmemek gerekir.

bir tek dostun olacağına, bir sürü arkadaşın olması daha iyidir, sözünün öznesi olan anlamsız kelime.

istanbul nedir? yanlız bir şehir. hayatımın önemli bir parçası. benim doğduğum, yaşadığım ve öldüğüm şehir. ben istanbulum ve istanbul biraz ben. istanbul koca bir ülke, büyük bir kültür demek. istabul yanlız ama cihana bedel. ona kimse sahip olamadı. o sahiplenilmeyi sevmez. istanbul önemlidir. insanların sadece kendine aşık olmasını ister. bencildir. yağmalanabilir. ama asla kendini yaşayanı eğitmekten, değiştirmekten, dönüştürmekten vazgeçmez. istanbul bir yerde denizdir, denizde bir yerde istanbul. tek başına bir şehir nasıl olurda cihanın özeti olabilir. istanbul olur. cihanda olur, evrende olur, güneş bile kıskanır onu. istanbul biraz kadındır, biraz şarap ama ne kadındır ne şarap.

demokrasi size bir boy büyük geldi bunun yerine memokrasi verelim diyen açıklamadır. hayırlara vesile olsun diyelim, ama daha önceki tecrübeler pek hayırla anılmıyor. neyse nedir ama sonuçta ortalığı şenlendireceği kesin olan bir beyandır.

insansız, eşyasız olduğundan aynı zamanda duygusuz olduğu izlenimi uyandıran ev.

bir ara 500 günde iki anahtar vereceğiz diyerek milleti kandırmıştı. genç bakış programında bu vaadiyle ilgili bir soru sorulduğunda, gayet pişkin bir şekilde "tamam böyle bir vaat verdik ama bunu yapmak tabii ki mümkün değildi" diyebilmiştir. nasıl bir insan evladıdır ki her sözü yalandır, dolandır ama her ne hikmetse milleti kandırmayı bir şekilde başarmıştır. bu adamda değil bizde var bi problem diyesi, düşünesi gelir insanın.

fiyatlar düşecekse girsin, yok eğer düşmeyecekse boşuna kafa göz yarmayalım.

sinema dünyasının klasikleri arasına girmiş bir filmdir. kişilik demek tek bir kişi anlamına gelmez. insanda aynı anda farklı kişiler bulunabilir. insan beyni karmaşık bir yapıdır. insan psikolojik bir varlıktır. hem kendisiyle hem de çevresiyle sürekli olarak bir çatışma içinde yaşar. aslında insanın kendiyle ilişki kurması toplumla ilişki kurması kadar zordur. bütün bu karmaşık psikolojik yapının üzerine bir hikaye örmek ve bunu bu kadar güzel bir şekilde yapmak olağanüstü zor bir iş olduğunu düşünüyorum. yönetmen ve oyuncular bütün bu zorluğun altından son derece başarılı bir şekilde kalkmışlar. ortaya böylesine etkileyici bir film çıkmış. bu arada kapitalizme gönderilen oklar yerinde ama yetersizdir, eksiktir, biraz üstün körüdür ama hiç olmamasından iyidir şeklinde geçiştirilebilir.

recep tayyip metallica dinleyebilirde, metallica onu dinler mi onu bilemem. diye değişip dönüştürülebilecek söz öbeği.