bütün dönem zevki sefadan sonra allahım ben bittim genemi yaz okuluna kalcam ya haykırışlarıyla ev arkadaşının başının etinin ve kendini yediğin dönemdir.ayrıca notların gelme ihtimaliyle krediler çarpımı ve ders saatlerine bölümüyle küçücük yüzdeliklerin bile hesaplandığı üstün bir matematik ayrıca istatistik dehası olunan haftadır...
şuan içerisinde bulunduğum muhtemelen bi 8 yıl daha bu durumu yaşıcağım ama nasıl atlatıcamı,hep böle zormu geçiceğini düşündüğüm yaş grubundaki insanlar...
tek kelimeyle iğrenç ve acaip itici bi yaratık bence kendisi.ama buna rağmen kadınlar tarafından çok karizmatik allahımmmm die anılmayı başarmış şahsiyet...
mtv nin lansman partisinden sonra kendilerini tam olarak algılamış olduğum hem kendileri hemde esmer hatunun seside dahil olmak üzere dansları sahne şovları süper olan 6 hatundan oluşan hoş r&b grubu...
futboldan çok reklamlardan para kazanan dünyanın en karizmatik futbolcusudur...
telefon kulübesinde tüm film sadece bi kulubede geçmesine rağman hem filmi hemde kendisini izlemekten hiç sıkılmadığım bıkmadığım çok çok tatlı aktör...
okumak istemediğim ama okumak zorunda kaldığım üniversitelrin en aktif öğrenci kitlesine sahip olduğu muhasebe ağırlıklı bölüm...
hertürlü saçmalığı yapma isteğinizin tavan yaptığı ve sonundada akedemik kariyerinizde zemine çakıldığınız dönemdir...
sinemanın en yakışıklı oyuıncularından birini daha tanıyalım...
onbir yıllık film kariyeri boyunca sadece parlak bir yıldız olmakla kalmayıp, “ speed ” filmi ile aynı zamanda kendi kuşağının en çok kazanan aktörlerinden biri olma başarısını gösteren keanu charles reeves, 2 eylül 1964’de beyrut, lübnan’da dünyaya geldi. anne babasının boşanmasının ardından annesi ve kız kardeşi ile new york’a taşındı. annesi yönetmen paul aaron ile evlenince toronto’ya yerleştiler. bir yıl sonra boşanıp, iki kez daha evlenen annesi ile birlikte birkaç kez daha taşınan keanu, böylelikle 17 yaşında okulu terk edip sinema dünyasına adım atmadan önce tam dört okul değiştirmiş oldu.
ilk olarak “ wolfboy ” isimli oyundaki rolüyle toronto’da seyirci karşısına çıkan reeves, televizyon için yazılmış birkaç oyunda daha yer aldı. rob lowe’ın yönettiği bir hokey filmi olan “ youngblood ” da aldığı rolün ardından toronto’dan ayrılıp hayallerini gerçekleştirebilmek için los angeles’a gitmeye karar verdi.
“ river’s edge ” (1986)de canlandırdığı zıt karakterle yönetmen ve eleştirmenlerin dikkatini çeken aktör, “ bill & ted’s excellent adventure ” daki performansıyla milyonların beğenisini kazandı. eleştirmenlerin yetenekli bir oyuncu mu, yoksa şanslı keratanın teki mi olduğu konusunda bir türlü görüş birliğine varamadığı keanu, bütün bu tartışmalar süredursun, kariyerinde yükselmeyi sürdürdü.
“ little buddha ” ve “ bram stoker’s dracula ” gibi filmlerde, bertolucci ve coppola gibi zamanımızın ünlü yönetmenleriyle çalışma olanağı bulan aktör, eleştirmenlerin tüm sözlerine karşın, yönetmenlerin birlikte çalışmak istediği aktörler arasında yer almayı başardı. “ speed ” filminde yakaladığı $ 300 milyonluk gişe hasılatıyla da rüştünü ispatladı.
özel hayatı ile çok fazla gündeme gelmeyen aktör, bu açığı kapatma telaşındaki magazin dünyasınca cinsel tercihleri ile gündeme getirildi. bu konudaki soruları homoseksüel olmadığı şeklinde cevaplandıran aktör, “ yine de bunu kim bilebilir ki ? ” gibi cevaplarla kafalarda soru işareti uyandırmayı sürdürdü.
“ dangerous liaisons ”, “ my own private ideo ”, “ feeling minnesota ” gibi filmlerde de rol alan reeves, gelen bazı oyunculuk tekliflerini ise reddetti. bunlar arasında, “ speed 2 ” ile al pacino ve robert de niro’nun rol aldığı “ heat ” gibi filmler var.
1999’da “ matrix ” filmiyle bir kez daha izleyici karşısına çıkan reeves, 2000 yılında “ the replacements ”, " sweet november " ( kasımda aşk başkadır ), " the gift " ( üçüncü göz ) ve " the watcher " filmlerinde rol aldı.
onbir yıllık film kariyeri boyunca sadece parlak bir yıldız olmakla kalmayıp, “ speed ” filmi ile aynı zamanda kendi kuşağının en çok kazanan aktörlerinden biri olma başarısını gösteren keanu charles reeves, 2 eylül 1964’de beyrut, lübnan’da dünyaya geldi. anne babasının boşanmasının ardından annesi ve kız kardeşi ile new york’a taşındı. annesi yönetmen paul aaron ile evlenince toronto’ya yerleştiler. bir yıl sonra boşanıp, iki kez daha evlenen annesi ile birlikte birkaç kez daha taşınan keanu, böylelikle 17 yaşında okulu terk edip sinema dünyasına adım atmadan önce tam dört okul değiştirmiş oldu.
ilk olarak “ wolfboy ” isimli oyundaki rolüyle toronto’da seyirci karşısına çıkan reeves, televizyon için yazılmış birkaç oyunda daha yer aldı. rob lowe’ın yönettiği bir hokey filmi olan “ youngblood ” da aldığı rolün ardından toronto’dan ayrılıp hayallerini gerçekleştirebilmek için los angeles’a gitmeye karar verdi.
“ river’s edge ” (1986)de canlandırdığı zıt karakterle yönetmen ve eleştirmenlerin dikkatini çeken aktör, “ bill & ted’s excellent adventure ” daki performansıyla milyonların beğenisini kazandı. eleştirmenlerin yetenekli bir oyuncu mu, yoksa şanslı keratanın teki mi olduğu konusunda bir türlü görüş birliğine varamadığı keanu, bütün bu tartışmalar süredursun, kariyerinde yükselmeyi sürdürdü.
“ little buddha ” ve “ bram stoker’s dracula ” gibi filmlerde, bertolucci ve coppola gibi zamanımızın ünlü yönetmenleriyle çalışma olanağı bulan aktör, eleştirmenlerin tüm sözlerine karşın, yönetmenlerin birlikte çalışmak istediği aktörler arasında yer almayı başardı. “ speed ” filminde yakaladığı $ 300 milyonluk gişe hasılatıyla da rüştünü ispatladı.
özel hayatı ile çok fazla gündeme gelmeyen aktör, bu açığı kapatma telaşındaki magazin dünyasınca cinsel tercihleri ile gündeme getirildi. bu konudaki soruları homoseksüel olmadığı şeklinde cevaplandıran aktör, “ yine de bunu kim bilebilir ki ? ” gibi cevaplarla kafalarda soru işareti uyandırmayı sürdürdü.
“ dangerous liaisons ”, “ my own private ideo ”, “ feeling minnesota ” gibi filmlerde de rol alan reeves, gelen bazı oyunculuk tekliflerini ise reddetti. bunlar arasında, “ speed 2 ” ile al pacino ve robert de niro’nun rol aldığı “ heat ” gibi filmler var.
1999’da “ matrix ” filmiyle bir kez daha izleyici karşısına çıkan reeves, 2000 yılında “ the replacements ”, " sweet november " ( kasımda aşk başkadır ), " the gift " ( üçüncü göz ) ve " the watcher " filmlerinde rol aldı.
valla fazla söze ne hacet kendisi hayatımda gördüğüm ve sanırım görebileceğim en yakışıklı oyunculardandır...hain angelina...
şimdilerde mtv de punkd adlı acaip comic programla ekranlarda gördüğümüz yakışıklı oyuncuyu tanıyım bakalım....
gerçek adı: christopher ashton kutcher
doğum yeri: cedar rapids, iowa, abd
doğum tarihi: 07.02.1978
boy : 1.91 m
onu ünlü yapan ne? dude, where’s my car? (2000) filmiyle tanındı.
birliktelikleri:
sevgilisi: demi moore, aktris (2003 -)
sevgilisi: brittany murphy, aktris (2002-03)
sevgilisi: ashley scott, aktris 2001
ailesi:
babası: larry kutcher
annesi: diane portwood
kardeşi: tausha kutcher
kardeşi: michael kutcher
ödüllerinden bazıları: -
eğitim:
- iowa üniversitesi, iowa city, iowa; biyokimya mühendisliği
meraklısına...
michael ile ikiz kardeşler
üniversiteden modellik kariyeri için ayrıldı.
iowa’da 1997’de model yarışmasını kazanmış, ve new york’ta modellik kariyeri başlamıştı.
üniversiteyi kazanmadan önce, parasız dönemlerinde para için kan bağışı yapıyordu.
resim çektirirken ya da röportajlarda aynı boncuklu kolyeyi takıyor.
teen people dergisinde "25 yaşaltı 25 yıldız"dan biri seçildi (2002).
gerçek adı: christopher ashton kutcher
doğum yeri: cedar rapids, iowa, abd
doğum tarihi: 07.02.1978
boy : 1.91 m
onu ünlü yapan ne? dude, where’s my car? (2000) filmiyle tanındı.
birliktelikleri:
sevgilisi: demi moore, aktris (2003 -)
sevgilisi: brittany murphy, aktris (2002-03)
sevgilisi: ashley scott, aktris 2001
ailesi:
babası: larry kutcher
annesi: diane portwood
kardeşi: tausha kutcher
kardeşi: michael kutcher
ödüllerinden bazıları: -
eğitim:
- iowa üniversitesi, iowa city, iowa; biyokimya mühendisliği
meraklısına...
michael ile ikiz kardeşler
üniversiteden modellik kariyeri için ayrıldı.
iowa’da 1997’de model yarışmasını kazanmış, ve new york’ta modellik kariyeri başlamıştı.
üniversiteyi kazanmadan önce, parasız dönemlerinde para için kan bağışı yapıyordu.
resim çektirirken ya da röportajlarda aynı boncuklu kolyeyi takıyor.
teen people dergisinde "25 yaşaltı 25 yıldız"dan biri seçildi (2002).
az öncehaberlerde izlediğim avrupaya açılma yolunda hızla ilerlerken kendinide baya aşmış ve açmış olduğunu gördüğüm güzel genç akranım bayan şarkıcı...
sadece kokoş kızların okumadığı hatta bence kendini geliştirmek ve bişeyler katmak isteyen bayanların aylık yararlanabileceği mecmua...
hepmutlu demektir kısaca.uzunca tuğ eski türkçede baş anlamındadır şende şen dir zaten...yani başı şeni topla hepmutlu olsun...
erkekleri bilmem ama kadınların sinir anında ki en belirgin tepkilerinden biridir...
her dinlediğimde vay bea türkiyedende böle grup çıkarmıymış dedirten şahane rock grubu...
yeşil far yeşil yada ela gözlerin vazgeçilmez parçasıdır bence
google da msn e giren telefon die aratarak bulabildiğim alet.bende olsun isterim
vaktin olmadığında saçlarını en ii şekilde kamufle edebilecek bana yakıştığını düşündüğüm aksesuar
takılmaların vazgeçilmez sonu...3 tane üst üste offff
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?