confessions

tangalipenguen

- Yazar -

  1. toplam entry 12
  2. takipçi 1
  3. puan 3466

gitmeyin yıllar

tangalipenguen
müslüm baba 1990 yılında meyhaneci/kırık sazım albümünün 3 şarkısı olarak seslendirmişti. tabi ki en güzel yorum bence baba'nın yorumladığı.

https://www.youtube.com/watch?v=esaeobda9d4

--- alıntı ---

müslüm baba söylerken

"daha keder varsa getirin şimdi,
gençliğimi verin, almayın yıllar"

kısmını kendisi eklemiştir. şarkının baba harici versiyonlarında "daha keder varsa getirin şimdi" kısmı yoktur. isyanı eksiktir diğerlerinin.

--- alıntı ---

aşkını bir sır gibi senelerdir sakladım

tangalipenguen
söylemesi en çok müzeyyen senar'a yakışan tsm eseri. eser diyorum çünkü şarkı demeye gönlüm el vermiyor.


gündüzüm seninle, gecem seninle
beyhûde geçti bu ömrüm derdinle
aşkımı bir sır gibi senelerce sakladım
geceleri rüyâmda ismini sayıkladım

sevgilim zannetme saçların solmaz
dünyada sevenler bahtiyar olmaz
aşkımı bir sır gibi senelerce sakladım
geceleri rüyâmda ismini sayıkladım.

bu eserin de bende öyle bi özel yeri var ki ne yer.

ulan galatasaray

tangalipenguen
-alıntı-

biz öööle kendi hayatımızı efendi gibi yaşamaya çalışırken
ne biliyim...
sağa sola salça olmadan...

belki en büyük keyfimiz...
günesin allahına kadar vurdugu altın sarısı biramızı yudumlarken...
birbirimize ask acılarımızı, ''pardon! gözüme toz kaçtı!'' hissiyatı içinde fısıldarken...

bacağımıza sürünüp duran bir kediyi okşarken,
''ooluum bu kedi hayvanı var ya, tekamül zincirinin en son halkasi lan...
"buda'dan bile daha bilge lan bu hayvan!'' seklinde naif muhabbetlerimizi yaparken...

kanımızı dökerek kurduğumuz ayyaş cumhuriyetin en aşşağılık başkentleri aksaray meyhanelerinde
ileri karakolları olan parklarda...
gökte sadece sahici bi dolunay...
elimizde güsel marmara...
şehirin götünde pireler uçusurken
ve biz terkedilen bir sevgili nasil üşürse...
işte ööle üşürken...
ve daha onyedi...onyedi...on yedi...iken aşk konuşulur di mi...
hayir biz senin addını fısıldıyorduk galatasaray
bunu hiç bilmeyeceksin!

gecenin çükünde her türkgh babası gibi ayyaş bi babanın sızmasını bekledikten sonra
yine boynumuzda sarı-kırmızı kaşkollar
yine aynı dolunayın altında buluşup
bağrında gecelemek için sana koşarken
içtigimiz o güsel marmaranın bile adın kadar içimizi ısıtamadığını hiç bilmeyeceksin galatasaray!

1980'ler...sokağa çıkma yasakları... daha on yedi...on yedi...on yedi...bile diilken
geceleri boynumuzda sarı kırmızı kaşkollar...
elimizde sarı kırmızı pankartlar...bir militan gibi toplum polislerinden kaçarken...
ve bütün yaşıtlarımız...
geceleri... gayrimeşru bu şehrin gayrimeşru duvarlarına kahrolsun faşizm yazarken
biz geceleri aynı duvarlara...en büyük cimbom yazdık
ve bütün yaşıtlarımız gündüzleri mütemadiyen fenerli iken
biz aleme inat seni sevdik
komik olan şuydu
tarihinin en zavallı dönemiymis meğer
hiç şampiyon olamazdın o zamanlar
biz de zaten farkında diildik... hep güsel marmaraydık çünki
daha on yedi on yedi on yedi bile diildik...
neden gaassaray? diyenlere...
because, güsel marmarayla güsel gidiyor! derdik...
ki bunu hiç bilmezsin...

daha onyedi onyedi onyedi bile diildim diyom... alooooooo?

ulan gaassaray! söyleyecek o kadar çok şeyim var ki sana!
ulan! anlatacak o kadar çok hikayem var ki gaassaray!
anam avradım olsun hiç bilemeyeceksin!
bu kediler var ya...çok enteresan hayvanlar abi...

-alıntı-

yaran fıkralar

tangalipenguen
venedik'te gondolculuk yaparak geçimini sağlamaya çalışan alberto, bir gün "o solo miooo... o solo mioooo... " sözleriyle keyifle şarkı söyleyip, kürek çekerken yanına iki tane bilim adamı gelir.

adamlardan biri: "bay alberto, sizin yalnız yaşayan ve geçim sıkıntısı ceken birisi olduğunuzu tespit ettik. eğer kabul ederseniz bilimsel bir deney için on bin dolar karşılığında beyninizin bir kısmını almak istiyoruz" der. teklifi biraz düşünen alberto paranın cazibesine dayanamayıp kabul eder. ertesi gün ameliyatla beynin bir kısmı alınır.

iyileştikten sonra işine başlayan alberto'yu bilim adamları izlemeye baslarlar. adamın hareketlerinde hiçbir değişiklik yoktur. fakat kürek çekerken söylediği : "o solo mio... " şarkısını "o solooo...
o solooo... " diye söylemektedir.

aradan birkaç hafta geçtikten sonra, adamlar alberto'nun yanına yeni bir teklif ile gelirler. "beyninin kalan kısmının yarısını alalım, sana yirmi bin dolar verelim." beynin kalan kısmının yarısının alınmasından bir zarar görmeyeceğini düşünen alberto bunu da kabul eder. kalan beynin yarısı da alınır ve alberto işe baslar.

yine hareketlerinde hiçbir değişiklik yoktur. sadece söylediği şarkı: "o so...
o so... " diye biraz daha kısalmıştır bir zaman sonra aynı bilim adamları beynin hepsini almak karşılığında elli bin dolar teklif ederler. alberto bunu da kabul eder. beynin hepsi alınır ve bir süre sonra alberto işe başlar.

söylediği şarkı venedik sokaklarında yankılanır. "fenerbahçe, sen çok yaşaa, canim feda olsun sanaaaa... "

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol