confessions
  1. toplam entry 38
  2. takipçi 1
  3. puan 45809

kendini prens sanan kurbağa

asure aromali ulker cikolatali gofret
"bir kent: istanbul
bir zaman: aksam
bie mekan: beyoglu
bir insan: genc adam
butun bunlar sizce nereye varır?
yanıt: hiiiç!"

diye kendini aciklayan mütevazi bir sabri kaliç sine-romani. kitabin at/obiyografisi, seyri, harbiye-elmadag-taksim arasi yuruyus sirasinda basa gelenleri anlatis bicimi, ufak gondermeler ve kucuk kucuk puzzle’lari durup durup sunu sordurtabilir; bu nasil bir kitaptir.

yanıt: yogurtlu makarna gibi.

zeyra

asure aromali ulker cikolatali gofret
hayranlarini gorunce, kimligimi devren kiralik hale getirmeye karar verdigim guzin abla.

teorikte patates kizartmasi, cips yemez, cekirdek citlemez, kola-kazoz icmez, cikolatayalamaz ancak teorikte gosterilen teorikte kalir. kim black kurallarini takiyor hem? kendisi de taksimde patates kizartmasi yiyip, besiktasta limon ve pepsi icerken görülmüs, akabinde elinde cekirdeklerle uskudar sahiline vurup, cikolatasiyla eve donerken objektiflerimize yakalanmistir.

sarki soyler, musiki cemiyetine yazilacakmis. dans eder, salsaci olacakmis. curuk temizler, dolgu yapacakmis. sarkinin bu kisminda arka fondan madonna olacakmis diye girilmesi gerekirken, bunun beceri ötesi oldugu dusunulup, "my humps, my lovely lady lumps" diyerek (yatmadan ocne) iki kalca darbesiylen olayi tatliya bagliyoruz.

bu entry girilirken, ekranin altinda "dishekimi korkusu?" ve "estetik dis hekimligi" basliklarinin cikmasi acaba makus talihimizi mi simgelemektedir yoksa... yoksa gene tarot mu actin dedirtmektedir.

i am not dying to give this lecture in english. ayrica.

obsesif kompülsif bozukluk

asure aromali ulker cikolatali gofret
bengi semerci’nin bizler daha mini mini birinci siniftaykene davranis bilimleri (behavioural sciences) dersi ikinci vize sorusunda "davranis bozukluklarina kendinizden ornek vererek anlatiniz." demesi uzre sinifin 95%inin kendisiyle özdeslestirdigi bozukluktur. kimi kapiyi kiliitledigini 4 kere kontrol eder, kimi pijamasinin illa da önce sag bacagini gecirirken ayni anda bir elini havaya kaldirip döndürür, kimi kalemi üc kere masaya vurmadan yazi yazamaz... epey sorunlu bir jenerasyon is sahibi oluyor. hazir olun...

sobotta

asure aromali ulker cikolatali gofret
eger agirlik calismak gibi bir niyetiniz yoksa, okula götürmenizi gerektirmeyen ve bu gereklilik de olmadigi icin evde cok daha hesapli ve cok daha eglenceli (sectionlara ayrilmis ve quizlerle desteklenmis, ayrica kaslar uzerine zoom yapabilme olanagi saglayan) versiyonu olan "cd"siyle de pek ala anatomiyi size söktürebilecek yazardir kendileri. eger egitim diliniz latingilurkce ise turkce versiyonunu almamanizi tavsiye edebilirim. zira ikisi arasindaki tek fark musculi ye muscle denmesi degil, ayni zamanda millet agzini carpitip tzayrohaayoid derken tirohioid diyerek dikkat cekme ve hatta "olmadin sen" diye tepki alabilmeniz olabilir.

ayrica, sobottanin kardesleri icin (bkz: netter)

günahtır diye dünden kalan yemekleri yiyen anne

asure aromali ulker cikolatali gofret
aslen bunlar fasülyedir. her evin bir fasülyesi vardir.

eger kalabalik bir aileye sahipseniz her daim zevklerin uyusmazligindan kaynaklanan bir sofra zenginliginiz mevcut olabilir. buna maymun istahlilik diye tip camiasinda yerini bulmus guzide hastaligimiz da eklenince, sakatat sevenlerin son parca eti, pirincsiz corba icmeyenlerin son kase yayla corbasi, sirkeli salata yemeyenlerin mevsim salatasi, sirkesiz salata yemeyenlerin coban salatasi, pane harcli tavuk yemeyenlerin kitir bilmemne soslu tavuklarinin, yine zevke gore bölünmüs hatta parca pincik edilmek suretiyle acikta biraklilmis kepek, cavdar, duz beyaz, cevizli, zeytinli, lavas ekmegiyle acikta kalmasi cok muhtemeldir.

iste bu durumda, ortada sican diye bilinip gavurlarca yakar-top olarak telaffuz edilen oyunda, takim gözetmeksizin her grupla oynayan joker adamlari yani fasülyeleri devreye girer.

her sofranin bir fasülyesi vardir. bu fasülye kisisinin popülasyonlarda siklikla "anne" kod adli sahis oldugu, yapilan cross-sectional calismalarla kanitlanmistir.

lost keys

asure aromali ulker cikolatali gofret
tum ismi lost keys (blame hoffmann) olan tool eser,, 10000 days albumunun 7nci parcasidir. ve ayni zamanda nisan’in 7sinde albert hoffman lsd’yi bulmustur. tool’a uygun bir puzzle.

sarki degil de daha cok "dialog" olarak nitelemek makul olacaktir. tum parca, hemsire, doktor ve onlarin konusturtmaya calistiklari bir adam arasinda gecer.

[nurse:] excuse me? doctor? do you have a moment?

[doctor:] a moment? what’s the question?

[nurse:] more of a situation, a gentleman in exam 3.

[doctor:] what’s the problem?

[nurse:] that is the problem, we’re not sure.

[doctor:] you got the chart?

[nurse:] right here.

[doctor:] not much here to say

[nurse:] no doctor, no obvious physical trauma. vitals are stable.

[doctor:] name?

[nurse:] no sir.

[doctor:] did someone drop him off?
maybe we could speak to them.
let’s get some background on this fella.

[nurse:] no id. nothing
[heavy breathing in background]
and he won’t speak to anybody.

[doctor:] well, let’s say hello.
good morning, i’m dr. lawson.
how are you today? how - are - you today?!
look son, you’re in a safe place.
we wanna help in whatever way we can.
but you need to talk to us.
we can’t help you otherwise.
what’s happened? tell me everything.

the pot

asure aromali ulker cikolatali gofret
maynard james keenan’in kendini bir kere daha astigi mukemmel tool sarkisi. 10000 days albumunun 5nci sarkisidir kendileri.

who are you to wave your finger
you must have been out your head
eyehole deep in muddy waters
you practically raised the dead

rob the grave to snow the cradle
then burn the evidence down
soapbox house of cards and glass
so don’t go tossing your stones around

you must have been high
you must have been high
you must have been.

foot in mouth and head up asshole
whatcha’ talkin’ bout
difficult to dance round this one
till you pull it out boy

you must have been so high
you must have been so high

steal, borrow, reefer
save your shady inference
kangaroo done hung the juror
with the innocent

now you’re weeping shades of chosen indigo, got lemon juice up in your eye.
and when you pissed all over my black kettle...

you must have been high, high
you must have been high, high

who are you to wave your finger
so full of it
eyeballs deep in muddy waters
fucking hypocrite

liar, lawyer, mirror show me
what’s the difference
kangaroo done hung the guilty
with the innocent

now you’re weeping shades of chosen indigo, got lemon juice up in your eye.
and when you pissed all over my black kettle...

you must have been

so who are you to wave your finger
who are you to wave your fatty finger
at me, you must have been out your mind.

weeping shades of indigo
shaft without a reason
weeping shades of indigo

liar, lawyer, mirror for you
what’s the difference
kangaroo be stoned he’s guilty
as the government

now you’re weeping shades of chosen indigo, got lemon juice up in your eye, eye.
and when you pissed all over my black kettle...

you must have been high high high high
eyeballs deep in muddy waters
eyeballs deep in muddy waters
ganja police you must have been out your
mind.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol