walk the line

imgoindeeperunderground
johnny cash’in radyo dinleyip annesinden ilahiler öğrenerek başladığı yaşantısı abisi jack’in ölümünden sonra kesintiye uğrar. babası, abisinin yanında olmadığı için onu suçlar ve yanlış çocuğunun öldüğünü söyler. kendisini babasına ispatlamak zorunda hisseden tüm erkek çocukları gibi sorunlu bir gençlik geçirir, bir evlilik yapar, 3 tane kız çocuğu sahibi olur. 2. çocuğu henüz yoldayken kendisine bir grup kurar ve kendi plağını kaydedecek parası olmadığından kayıt yapan stüdyodaki adama plağını onun çıkarması için bir deneme yapmak istediğini söyler. buarada, hava kuvvetlerindeki yıllarında yaptığı besteleri olmasına rağmen annesinden öğrenmiş olduğu ilahilerden birini adama söylerler ve adam beğenmez. kendi yaptığı beste ise onu plak sahibi ve meşhur bir insan haline getirir. ne ki, meşhur olmak beraberinde evinden ayrı olmak ve kötü bir evlilik, bol miktarda uyuşturucu ve alkolü de getirir. yıldızı hızla parlamaya devam ederken yaşantısına giren june carter’a aşık olur ama bu daha da fazla uyuşturucu kullanmasından başka bir şeye yaramaz. karısı evi terk eder 3 çocuğunu da alarak ve tamamen bir bitişe ilerleyen bir johnny cash kalır elde.. bir turne dönüşü uyuşturucu hapların gitarının içerisinde bulunması sonucu hapse girer, tüm gazete ve tv haberlerinde çıkar. buradan sonra aslında ölmesini beklediğimiz johnny cash aslında june carter’a aşık olarak ne kadar doğru bir hareket yaptığını gösterir çünkü onu içerisinde bulunduğu çukurdan çıkartan o olur..

inanılmaz keyifli bir film. çok klasik bir uyuşturucu batağına saplanmış şarkıcı hikayesi gibi görünsede şarkılar ile süslenmiş zevkle izlenebilen bir film olmuş..
bok bocegi
johnny cashin yaşamının anlatıldığı son derece keyifli film.. reese witherspoona en iyi kadın oyuncu dalında oscar kazandırmış filmdir aynı zamanda..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol