transformers

0 /
donkraspi
transformers:dark of the moon serisinde benim rosie huntington’a asik olmamda aracı olan film, ama izlemenizi tavsiye etmem yani bicimsiz sekilsiz bir zamazingo. sadece vaktinizi yer bitirirsiniz, yazıktır günahtır.
lenix
transformers gibi filmlerde, film vizyona girmeden önce sarfedilen cümleler, vizyona girdikten sonra sarfedilen cümlelerden daha fazladır hep. önce projeyi hangi yönetmenin üstleneceği tartışılır. yönetmen belli olunca proje için uygun mu değil mi diye tartışılır. sonra filmde kimlerin oynayacağı merak edilir. önemli bir rolse kimin oynaması gerektiği üstüne fikirler üretilir. söz konusu insan olmayan bir karakterse kimin seslendireceği merak edilir. çizgi dizi ya da romandaki karakterlerin ne kadar aslına kalınarak perdeye uyarlandığı ve tasarlandığı durmaksızın tartışılır. genellikle hayranlar pek memnun kalmaz sonuçtan. filmin bütçesi film vizyona girene dek merak edilir, konuşulur.


kısacası film vizyona girene dek o film hakkında konuşulabilcek her şey konuşulur, her konu tartışılır, ve film vizyona girdiğinde ise yapılan yorumlar bir kaç basit cümleyi geçmez; ’’süperdi!’’ ’’berbattı!’’ ’’eğlenceliydi!’’ ’’sıkıcıydı!’’ ’’iyiydi!’’ ’’kötüydü!’’ gibi, ve şundan emin olabilirsiniz ki transformers, izledikten sonra böyle kısa bir yorum yapacağınız bir film. çünkü bu film bize bir şeyler anlatmaya çalışmıyor, çok önemli bir konuyu tartışmaya açmıyor, ya da bir mesaj vermeye de çalışmıyor. aslında bir mesaj veriyor ama aksiyon sahnelerinin gümbürtüsü bu mesajın aklınızda kalmasına mani oluyor (benimde aklımda kalmadığı gibi). yani ’mesaj bahane, aksiyon şahane’ diyebiliriz bu duruma. zaten bunun ne önemi var ki! kim böyle bir filmin bir cümleye sahip olmasını bekler!

film bittikten sonra aklınızda kalan tek şey koca robotların ortalığı tozu dumana katarak tepişmesi oluyor. aslında bunu kötüye yormamak gerekir. çünkü transformers aksiyon ve vaadettiği eğlence açısından son yılların en iyi filmlerinden biri. özellikle günümüz sineması için bile yeni sayılabilcek özel efektleri ise üstüne laf söylenemeyeek kadar kusursuz ve görkemli. filmin bu yıl ses, ses efekti kurgusu, görsel efekt gibi dallarda oscarlarda boy gösterebileceğine kesin gözüyle bakabilirsiniz.

hatırlar mısınız bilmem. tatilya’nın içinde hareketli, sallanan, ileriye geriye doğru eğilen koltuklara sahip ufak film salonları vardı. o salonlarda sadece eğlendirmek için yapılmış, bir kaç dakika süren, senaryosuz eğlence filmleri gösterilirdi. elbette ki transformers’ı o kısa, üç boyutlu animasyon filmlerle kıyaslamak haksızlık olur ama nedense filmin aksiyon sahneleri bana o filmleri hatırlattı. tabi arada kalite açısından dağlar kadar fark var. işte ben filmi izlerken o sallanan ve titreyen koltukları aradım. o koltuklar bu filme çok yakışırdı doğrusu.

filmin yönetmeni michael bay. hani şu kaya, pearl harbor, armegeddon, ada filmlerinden hatırladığımız yönetmen. michael bay’ı bilirsiniz. yerinde bir türlü duramayan bir kamera, aksiyona fon oluşturan ve hiç dinmeyen bir müzik kullanımı ve yeri geldiğinde de amerikan milliyetçiliği... amerikan milliyetçiliği demişken, filmde neredeyse amerikan’ın silahlı kuvvetleri gövde gösterisi yapıyor. ama bunu pek suçlamamak gerek, çünkü bu bir yerde haklı bir gövde gösterisi. peki milliyetçilik pohpohlaması ne düzeyde derseniz, ister inanın ister inanmayın film bu açıdan çok mütevazi bir seyir izliyor. hatta bu söylediğime şaşırabilirsiniz, ben filmde gözümüze gözümüze sokulan bir amerikan bayrağı bile göremedim. hele filmin yönetmeninin bay olduğunu ve bu adamın armegeddon gibi bir filmi çekmiş olduğu düşünülürse durum gerçektende şaşırtıcı. bazı izleyiciler buna rağmen filmde amerikan milliyetçiliği olduğunu iddia etse bile bu film en azından armegeddon’un yanında süt dökmüş kedi gibi... bu açıdan transformers’a evrensel bir aksiyon filmi bile diyebiliriz. tabi neredeyse (çünkü film bir sahnesinde iran’a laf sokmadan da geri durmuyor)!
burasi istanbul haci
transformers revenge of the fallen baya iyi bir film yapmışlar..baya bir geç izlesemde hele gece çok iyi sardı uykusuzluğuma değdi diyebilirim..izlemeyenler için tavsiye izleyin dehşet bir şey..
tzevryl
her zaman çocukların beynini yıkamak için ekranlarımızdan asla ayrılmayan çizgi dizilerin bir üyesi. transformers’tan sonra benim bildiği pokemon, digimon, beyblade bir de kartlarla oynanan bir oyun gelmiştir. ama bunların da modası geçince bu sefer beyin yıkama işlemi sihirli annem, selana, bez bebek türü peri maslaı içerikli sinir bozucu insanın sinirlerinin zap yaparken rast gelirse bile bozabilen şeyler gelmiştir. kısacası çocuklarımızn beyni asla sağlam kalmayacaktır.
independence
cok da izlenesi "aman kacirmayalim" denilesi bir film degil.las vegas’in yaki$ikli bodyguardini almi$lar bir de prison break’in meksikali kacagini, yanina bir de dunyanin en guzel gozlerine sahip kizini koymu$lar ki gorsel ogeler tamamlansin, biraz da teknolijik gorsel efektlerle donatmi$lar, al sana transfomers.voltron hem daha heyecanliydi hem de daha surukleyiciydi yemin ederim, en azindan bir senaryo vardi.yahu transformers’da senaryo da yok, herkes birbirine vuruyor sonucta film oluyor.

olmami$.
cihanmusul
çocukluğumun çizgi dizisiydi ve geçenlerde filmini izledik...ilk yarısında güzel bi giriş yapılmıştır ikinci bölümde de robotlar devreye girmiştir,tamam fantastik bölüme geçtik derken oldukça gerçeğe yakın sahneleriyle başarılı olmuştur.
comengineer
çocukluğumun çizgi filmiydi.çok istememe rağmen oyuncağını alamamak çok koymuştu, babamın ona verecek parası yoktu ,zamanı değildi , pahalıydı vs...anlayacağınız kapitalizm düşmanlığımın ilk tohumlarının atılmasına sebebiyet vermiştir bu dizi.
john patrick mason
çocukluğunu bu çizgi filmle geçirmiş günümüzün eşşek sıpalarının filmin falsolarını göz ardı ettiği çizgi filmden transform sinema uyarlaması (bende dahil). optimus’un "benim adım optimus prime" demesi,megatron’un megolamanca "ben megatron"demesi ve her sefer ki gibi starscream’a "beni başarızılığa uğrattınız" demesini özlemişim.
uzun metrajlı çizgi filmde ölmüştü optimus abim lakin sağlam gelip rövanşı aldı.
ne diyelim?dönüşün autobotlar.
addicted to pain
6 temmuz itibariyle dünyayla aynı anda vizyona girmiştir.bir bilgi sözlük temsilcisi olarak eleştirmem gerekirse film kesinlikle beklenenin ötesini vermekte iddalıdır.efektler geçiştirilmemiş ve kıçı kırık blade’in bile bazı sahnelerinde animasyon olduğu çok belli olan sahneler varken bu dev robotlar sanki gerçekten binaların arasındalarmış hissi vermektedir.ki bu bu film için 150 milyon dolar harcandığı düşünülürse hiç de boşa gitmemiş olduğu söylenebilir.
addicted to pain
dvd dergisi henüz film henüz bitmemişken demo tarzında 30 dakikalık bir tanıtım filmine katılmıştır.yorumları harikuladedir dergide.katılanların ağızları açık kalmış söylenenlere göre.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol