romeo and juliet

0 /
nick nicki nickince
aklı uçkurunda 15 yaşında bir erkek evladıyla, muhtemelen göğüsleri yeni çıkmaya başlayan ve erkekleri tanıma hevesiyle yanıp tutuşan bir sübyanın aşkının ölümsüz bir biçimde anlatıldığı trajedidir.
severim, taparım, ama tasvip etmem anlatılan hikayeyi o başka.

ben hayatımda romeo kadar ipne bir herif görmedim afedersin. lan top oğlusu, sen değil miydin bir gece önce rosalin için sahillerde sabahlayan? baktı rosalin, afedersin, vermiyor; ’oooo it’s the east, and juliet is the sun.’ tam romeo.

juliet dediğin zaten hayatında erkek görmemiş sübyan, romeo’yu adam sanmış ne yapsın?

hayır yani, iki günde ne yaşadın ki intihar ediyon. hele romeo?

ama... böyle kıytırık bir hikayenin bile destansı bir anlatımla ölümsüzleştirildiği dünya klasiğidir işte romeo and juliet.
darth sidious
william shakespeare in en bilinen eseridir.
.
.
.
juliet: bu da ne ?canim sevgilimin avucunda bi sise!
demek ki,zehirden sevgilimin bu vakitsiz olumu.
cimri! hepsini icmis;bir damla bile
birakmadin demek kavusabilmem icin sana?
oyleyse dudaklarindan operim,
orada belki bir parca zehir kalmistir;

bir zamanlar hayat veren dudaklarin
bu kez son versin hayatima
louandreassalome
orjinal prolog’u şu şekildedir:

two households, both alike in dignity,
in fair verona,where we lay our scene,
from ancient grudge break to new mutiny,
where civil blood makes civil hands unclean
from forth the fatal loins of these two foes
a pair of star-cross’d lovers take their life;
whole misadventured piteous overthrows
do with their death bury their parents’ strife.
the fearful passage of their death-mark’d love,
the continuance of their parents’ rage,
which, but their children’s end, nought could remove,
is now the two hours’ traffic of our stage;
the which if you with patient ears attend,
what here shall miss, our toil shall strive to mend.
nick nicki nickince
şu anda üzerinde uğraşmakta olduğum müthiş eser. shakespeare dersinin dönem sonu projesi için kendi yorumumuzla yönettiğimiz oyun.

shakespeare denen insan ’oyun yazarı’ olduğu için bir çok hikaye gibi romeo ve juliet’in hikayesini de kendi yaratmamıştır. kendisinden önce hem italyanca hem de ingilizce yazılan oyunun öyküsünü beğenip, kendisi tekrar yazıya aktarmıştır. bazı insanlar bunun için öykü çalıntı da demektedirler ama shakespeare’in böyle bir kaygısı yoktur, o sadece bir oyun yazarıdır.

içinde mükemmel lafların bulunduğu oyundur, yazmakla bitmez; bu nedenle alınıp - mümkünse orijinal dilinden- okunmalıdır.
nick nicki nickince
özellikle balo, balkon ve oynun sonundaki ölüm sahneleriyle meşhur yedi cihanın bildiği 17. yüzyılın başlarında yazılmış bir aşk masalı.

ayrıca romeo ve juliet çakması türk yapımı bir film de vardı ve capulet ve montague isimleri ateşoğlu ve barutoğlu diye çevrilmişti.

(bkz: yaratıcılık)
(bkz: cin)
mitili
dire straits’in making movies albumunden bir parca. i$te sozleri:

a lovestruck romeo sings a streetsuss serenade
laying everybody low with a lovesong that he made
finds a convenient streetlight steps out of the shade
says something like you and me babe how about it?

juliet says hey it’s romeo you nearly gimme a heart attack
he’s underneath the window she’s singing hey la my boyfriend’s back
you shoudn’t come around here singing up at people like that
anyway what you gonna do about it?

juliet the dice were loaded from the start
and i bet and you exploded in my heart
and i forget i forget the movie song
when you gonna realize it was just that the time was wrong juliet?

come up on different streets they both were streets of shame
both dirty both mean yes and the dream was just the same
and i dreamed your dream for you and now your dream is real
how can you look at me as i was just another one of your deals?

when you can fall for chains of silver you can fall for chains of gold
you can fall for pretty strangers and the promises they hold
you promised me everything you promised me thick and thin
now you just say oh romeo yeah you know i used to have a scene with him

juliet when we made love you used to cry
you said i love you like the stars above i’ll love you till i die
there’s a place for us you know the movie song
when you gonna realize it was just that the time was wrong?

i can’t do the talk like they talking on the tv
and i can’t do a love song like the way its meant to be
i can’t do everything but i’d do anything for you
i can’t do anything except be in love with you

and all i do is miss you and the way we used to be
all i do is keep the beat and bad company
all i do is kiss you through the bars of a rhyme
julie i’d do the stars with you any time

juliet when we made love you used to cry
you said i love you like the stars above i’ll love you till i die
there’s a place for us you know the movie song
when you gonna realize it was just that the time was wrong?

a lovestruck romeo sings a streetsuss serenade
laying everybody low with a lovesong that he made
finds a convenient streetlight steps out of the shade
says something like you and me babe how about it?
freak
’...when shall i die take him and cut him into little stars
and he will make the face of heaven so fine that all the world will be in love with night...’
akasha
"dreams,
are the children of an idle brain
begot of nothing but vain fantasy."

it’s the east, and juliet is the sun.

ve daha nice cümleyi beynime kazımış eserdir. türk pop müziğine de romiyo yu kazandırmıştır sanırsam.
ilseyim
herkesin dilinde dolaşan isimlerdir fakat çoğu klasiğin başına geldiği gibi o da fazla okunmamış, izlenmemiş sadece içeriği dilden dile dolaşıp durmuştur. düşman ailelerden birbirine aşık olan iki gencin acı hikayesi anlatılır ve aile düşmanlıkları eleştirilir. konusuna bugün bakıldığında bu kadar ünlü olması anlaşılmayabilir ama dönemi için çok yeni bir şeydir anlattıkları. zira o dönem avrupası için dini nitelik taşımayan eserler çok yenidir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol