nazım hikmet

3 /
peaceful
polonya göçmeni kalemi güçlü yahudi asıllı yazar. sevenleri tarafından sürekli sistem tarafından dışlandığı ve ağır hapis koşullarında yaşadığı iddia edilse de bunu doğrulayacak nitelikte bir argüman elimzde mevcut değildir, kaldı ki en yakınları aristokrat kimlikleriyle bilinen dönemin elit tabakasını oluşturan insanlardır. yakın tarihimizin karanlıklar yumağında tam olarak tanımlayamayacağımız şahsiyetlerden biri.
otuzbirsubat
aziz nesin ölmeden önce son kitabında nazım hikmet’in anılarını anlatmıştır. atatürk ile yaşadığı ilginç bir anı şöyledir. tüm şairlerin katıldığı bir gecede nazım’ın katılmaması üzerine atatürk arabacısına nazım’ı gidip getirmesini söylemiştir. arabacı nazım’ın evine geldiğinde ’paşa sizi bekliyor’ demesi üzerine saate bakıp geç olduğunu anlayan nazım arabacıya dönüp ’bu saatten sonra masasına deniz kızı eftelya’yı çağırsın’ demiş yazar ve şairdir.
djemba djemba
insan hayatı boyunca kaç yerde onun dizeleri gibi dizeler bulabilir ki kaç kişi onun muhabbettini yaşatabilir ki ülkesini çok sevdi ülkesinin sözde büyükleri onu bir türlü sevemedi,dünya ona saygı duydu bir tek biz saygı duyamadık.
stella
değeri çok geç anlaşılan (hala tam olarak anlaşılmamıştır) büyük sanatçımız. herhangi bir şiirini okuduğumda gözlerim dolar, hatta bazılarında hüngür hüngür ağladığım bile olur (tanrım, neden bu kadar duygusalım?)

en sevdiğim şiirleri:

bence simdi sen de herkes gibisin

gözlerim gözünde aski seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence simdi herkes gibisin

yolunu beklerken daha dün gece
kaçiyorum bugün senden gizlice
kalbime baktim da iste iyice
anladim ki sen de herkes gibisin

büsbütün unuttum seni eminim
maziye karisti simdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de simdi herkes gibisin


yürümek

yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..

yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..

yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek...

yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek...


kiz çocuğu

kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
firambogaz
insan ya hayrandır sana, ya düşman
ya hiç yokmuş gibi unutulursun
ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan...dizelerinin sahibi şair.
ya basta viva zapatista
en beğenilen şiirlerindendir ustanın.

dünyanin en tuhaf mahluku


akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!


1947

varsildakiyokluk
yine sana dair

sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.

sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...

vatanından ırak yaşatılarak hasretten ölen yüce şair.

totentanz for eidola
işin aslı bir şair hakkında konuşmanın ne kadar zor olduğuyla ilgilidir, hele birde mevzu nazım olunca bir başka keşmekeş karşılar insanı. nazımın denizinde boğulmadan hiçbir er kişiye adam gözüyle bakmam.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol