kavak yelleri

sırf urla da çekiliyor diye bir süre izlediğim, ve lakin istanbul a taşınmalarıyla birlikte hiçbir esprisi de kalmamış olan dizidir.

önceleri izmir urla’da daha sonra istanbul’a taşınan bir dizi

istanbula gelince iyice suyu çıkan ve izlenmeyecek hale gelen dizi. hep urlada kalsalardı keşke.

dün akşam ki bölümden bir sahne:
metin gönül’ü kendine döndürmek için çatıya çıkar,abisinin çatıya çıktığını gören efe durur mu?hemen oda çıkar ve ’sen atlarsan bende atlarım’ der.
bunu gören deniz ve aslı ’efe atlarsa bizde atlarız’şeklinde hönkürerek çıkıverirler çatıya.
bu dörtlüye haliyle mine ve su da katılır.
işin en komik yanı torunun çatıya çıktığını gören ayşe hanım teyze de atlamak üzere çıkar çatıya.....ve bu böyle sürüp gider.
bütün ekip çatıdan atlar ve dizi biter.

(bkz: dawsons creek) adlı amerikan dizisinin cakma versiyonu, ecnebi olanda mesela polis agabey gay di sanirim ama olmaz tabi turkiyede oyle, hem turkiyede gay yoktur, gay polis zaten yoktur

ne kadar da safmışız
masallar hep yalanmış
şu kırmızı başlıklı kız
en az kurt kadar varmış
rapunzel zamanında
küt saç daha modaymış
ve en hain kahramanlar
en masum olanlarmış
ağustos böceği kaset
karınca senet yapmış
yalan söyleyeninse
burnu hiç uzamazmış
meğer aslanlar susar
aynalar konuşmazmış
güzeller ve düşmanlar
hiç mi hiç uyumazmış
kurşun asker silahlı
polyanna düzenbazmış
don kişot’la savaşı
değirmenler kazanmış
masallarla büyürsen
normaldir bu olanlar
özetleri dinledin
şimdi gerçek yalanlar
yiğit güralp

çok sevdim ben bu şiiri...

kavak yelleri dizisinin gerçek yalanlar adlı 33. bölümüne aittir ve senaristi yiğit güralp tarafından yazılmıştır

(bkz: dağhan külegeç)

(bkz: aşk fırtınaları)

bölüm sonunda telefona sarılıp sevgiliyi arattırasıdır. ağlattırasıdır. hüzünlendiricidir. fenadır.

söz konusu dizide akranım olan karakterlerin yaşadıklarını görünce bir elimdeki su tabancasına,bir de ekrana bakıyorum. ben nerde yanlış yaptım?

üç/beş bölümde bir izledikçe meydana gelen aşk trafiği ile şahsımı her defasında sersemleten dizi olmaktadır. zannediyorum senaristlerin sorunlu aşk hayatları ile paralel ilerleyen bir dizi olmaktadır. yoksa bu kadar saçmalamak imkanı yok mümkün olsun.

sezon final bölümünde yerden yüksek’ten maskara’yı çalarak bi an için bünyemde hatların karışmasına sebep olmuş dizidir.

çocukluk arkadaşına yan gözle bakmak çok doğalmış gibi gösterilen dizi.bir başka çocukluk arkadaşının eski sevgilisi ve aşık olduğu kıza yavşamak da çok doğaldır bu dizide.neymiş; kalbimizin sesini dinlicekmişiz.

"dünya ahiret bacımsın,ay’da affetmem" gibi zekice bi cümle kurabilen insanımsıları destekleyen yurdum dizisi.özetle;

(bkz: ayıp)

kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan iyice saçmalayan dizi.

2o eylül 2008 tarihinde yayınlanan bölümünde aslı’ nın efe’yi resmen götürdüğü dizi. (evet aslı efe’yi götürdü, efe aslı’yı değil!!!)

son bölümde olan olaylar insana bir "oha!" cektirmi$ ardından da "oooeh dawson’s creek’in yandan yemi$i" demesine sebep olmu$tur.

aslı efeyi öpmü$ hatta öpmemi$ resmen yemi$tir. hem de dügünde. yani kimse gelmez falan diye kıçlarından uydurdukları realiteye güvenerek.

ee ne oldu, zehir gibi aklı olan mine onları cümle aleme rezil etti.
bilen bilmeyen kalmadı ili$kilerini.

e rezillik. tasvip etmiyoruz

yıllardır izlemediğim ama tanıtımlarını gördükçe yaaa noluyo bu dizide kesin haftaya izlicem dediğim dizidir.. gerçekten nolmuş bu arkadaşlara.. yine de eğlenceli bir dizidir, gençliğimize diğer dizilerden farklı olarak doğal, çalışkan, masum kızlar da öpüşebiliri anlatmaya çalışmıştır.

kim kiminle nerede ne yapıyor belli olmayan, çığrından çıkmış bir dizi haline gelmiştir.

adının mal kızın mallıkları olarak değiştirilmesi gerektiğini düşündüğüm dizi.

herkesin birbiriyle seviştiği dizidir. gerçi o sahneleri bize göstermiyorlar, tahmin ediyoruz.