jazz

afrika kıtasının kesik lakin ritmik ezgileri ile amerikan müziğinin durağan havasının birbiriyle öpüştüğü bir güzel müzik türü.
müziğin evrenselliğinin kanıtı...

19ç yuzyilin sonlarinda amerika’da dogan jazz (bkz: amerikan muzigi)degildir.bu ulkede yasayan zencilerin onculuk ettigi uluslararasi bir muziktir.amator olarak iki yıldir ugrastıgım ve sadece bazı gamlari adam akilli yaptıgım bi hayal dunyasi.
(bkz: blues)

(bkz: utah jazz)

bizim okuldan ferda hocanın (bkz: mem) çok sevdiği müzik türü.ben pek tercih etmem

konserlerinde doğaçlamaya dayalı yapılan müzik türüdür.

(bkz: acid jazz)

(bkz: diana krall)

ruhun gıdası.

fushion hariç, pek severim.sizofrenik duygularımın attıgı sadist çıglıkları açıga vurmama neden olur zaman zaman. ayrıca müzik türü

(bkz: dogaçlama)

(bkz: improvisation)

yeni çömezimiz.

hosgeldi.

sorunlu öğrencilik yıllarımda, işsiz geçen zamanlarda, aşırı sıkıntılı iş hayatımda trt3 sayesinde yer bulmuş müziktir. trt3'e de özel bir merakım yoktu ama heralde coğrafi nedenlerle ulaşılması en kolay radyoydu benim için. birde izlenilen binlerce erotik filmin katkısı var sanırım.. bilinenin aksine sadece elit denilen insanların ve entellektüellerin müziği değildir. herkes dinleyebilir. hele birde aksak ritmlere alışırsanız..

ilk tanışmamın tony williams - lifetime albümüyle olduğu daha sonra da alt kategorilerde beğenilerimin şekillendiği müzikten öte notaların ahengi