hikaye

faten
örnek vermek gerekirse ; yıne aceleyle cıktıevden ,otobuse 5 dakıka vardı ,fakat o dıger duraga gıdecek ,oradan gecen otobuse bınecekti..

her sabah sırf dıger duraktan bınebılmek ıcın 1 saat erken kalkıyordu ,degerdi dogrusu o melek yuzu gorebılmek ıcın..

aceleyle cıktı evden ,duraga vardıktan bır ıkı dakıka sonra otobus geldı ,otobusun onune bakmadan arkasına bakmaya calıstı ,gozlerı onu arıyordu ,oradaydı işte!!

hoslandıgı ,ugruna delı dıvane oldugu kız her zamankı yerındeydı ,bugun dedi ,bugun mutlaka konusmalıyım ..

hergun goruyordu kızı fakat hıc konusamamıstı ,aslında butun otobus bılıyordu cocugun duygularını,acıyan gozlerle bakıyorlardı cocuga ,bugun olucak dıye gelıyor fakat konusamıyordu..

onu gorunce elı ayagına dolasıyor sacmalıyordu ..

bir gun denemıstı aslında sansini ,kızın tam arkasına gecmişti ve ;

-lutfen arkana bakma ,bakarsan utanıp konusamam dıye baslayıp ,butun otobusun duyacagı sekılde ,kız ınene kadar dıl doktu ,askından bahsettı kıza ,kız arkasına donup cocugu gorunce sasırdı bır an ,kulagındakı kulaktıktan hıc bır sey duymamıstı . cocuk ondan sonrakı gunlerı acaba duysa ne derdı dıye dusunerek gecırmıs ve konusmaya cesaret edememıstı..

otobuse bındı ,bılet atmayı unutmamalıyım dedi kendi kendine..

gecen sefer kızın yanına bır an once varabılmek ıcın hızlı hızlı bınınce bılet atmayı unutmustu ,sofor nasıl da aksı aksı bakıp sert ses tonuyla bilett!! diye bagırmıstı..

fakat yıne unuttu bılet atmayı ,ama sofor bu sefer sasırttı onu ,’’bıletınız kucuk bey’’ dedi,boyle demesı cok mutlu ettı cocugu ,’’ahh,dalgınlık ’’ dedi ’’ ozur dılerım’’ sorun değil dedi sofor buyuk bır tebessumle ..

bugun hersey cok guzel olacak dıye tekrar ede ede arkaya ılerledı ,mahallenın dedıkoducu karısı,şirret saliha teyze bıle o gun gulumsedı cocuga ,cocuk basıyla selamladi onu ve kızın yanına gitti..

arkanı donme sakin diye basladı cocuk yıne ,seni dinliyorum dedi kız ,aman tanrım ,bu ne mutluluktu cocuk ıcın ..

cocuk uzun uzun askını anlattı ,sevdıgını soyledi ,daha bır cok sey ,kız arkasını dondu ve cocugun elını tuttu .

* * *

ambulans olay yerıne varıp ,hemsıre cocugun yanına vardıgında cocuk ıcın yapılacak pek bır sey kalmamıstı ,cocuk ellerıni birbirine sıkı sıkıya kenetlemiş ,’’sevıyorum ,senı cok sevıyorum’’ diye sayıklıyordu..hemsıre yapacak bır sey olmadıgını anladı ,kulagına egılıp bır opucuk kondurdu ve ’’ bende senı sevıyorum ’’ dedi ,cocugun agzından ’’biliyordum’’ kelımesı dokuldu once ,daha sonra kalp atısı yavasladi ,ellerı yavasca ayrıldı bırbırınden ,ve 1 metre uzagında bulunan kızın elının yanına dustu ..suratında sonsuz bır huzur vardi..

cocuk bıletını unuttugunu anladıgı anda sofor sarampole yuvarlamıstı arabayı ,ve gerı dondukten sonrasını cocuk beynınde olmasını ıstedıgı sekılde yasamıstı ..

cocuk da kız da olmustu ama işin kotu yanı ,olduklerı anda bıle ellerı kavusmamıstı ..

poison
geç kalınan mutluluk

yatağından kalktı etrafına baktı ve kalbi hızla atıyordu,içinde bir heyecan vardı, onu bu kadar heyecanlandıran şey neydi acaba? hemen yanındaki komidinin üzerindeki bardağa uzandı ve bir yudum su içti sonra düşünmeye başladı,ve yatağından kalktı yavaşça pencereye doğru yöneldi hala heyecan içerisindeydi ve buna bir anlam veremiyordu hayatında hiç bu kadar umut dolu uyanmamaıştı belkide onu korkutan bişiyler vardı.gün ağarmaya başlamıştı ve yavaş yavaş insanlar işe gitmek için yollara koyulmuştu onları seyrediyordu ve nasıl hızla hareket ettiklerini ve ne kadar umut dolu olduklarını gördü.ve şuna inanmaya başladı hayat herşeye rağmen güzel yeterki yaşamayı bil evet evet onu bu kadar umutlandıran belkide insanlar belkide hayat belkide eskiyi bir kenara bırakıp artık yeni bir hayata başlamak için aldığı kararlardı.onu bu denli mutlu eden ona yaşama sevinci veren bir işi ,onun her anında yanında olabilecek dostları varken neden bu kadar mutsuz ve korkak yaşıyordu hayatında bir eksikmi vardı? belki bir çok eksik vardı ama zamanla bunları telafi ediceğini düşünmeye başladı.bu soruların cevaplarını bulmuştu ve biraz daha umutlanmaya başlamıştı. belkide onun için bu kadar umut doluydu ve heyecanla uyanmıştı.hemen üzerine bişiyler alıp insanlara katılmak için dışarı çıktı yolda yürürken onları izledi koşuşuturan insanları,hafif hüzünlü insanlara baktı ama herşeye rağmen neşeli olmaya çalışan insanları gördü.belkide şu andan itibaren o hayatın güzelliğini yaşamaya başlıcaktı hiç bişiye üzülmicek ve her daim mutlu olup mutlu etmeye çalışıcaktı.güzel bir sabahın akşamında tekrar herşey eskisi gibi olmıcaktı. bazen geç kalıp hızlı gelişmek olsa gerek yaşadıkları ama onun umutlarını artık köreltecek bişiy olmadığına ve her zaman hayat güzelmiş bende bu güzellikten faydalanmak istiyorum düşüncesiyle yaşamak onu motive ediyordu.yavaş yavaş ve sindirerek tatmak istiyordu mutluluğu ve başardı...

biraz gerçek,biraz kurgu ama böyle hayatında çelişkiye düşenlerin olduğuna inanıyorum bu yüzden böyle bişiy yazmak istedim.herşeye rağmen yaşama umudunu kaybetmeyen insanlar yada geç farkedip hızlı bi şekilde tüketen insanlar yada yavaş yavaş sindire sindire mutlu yaşamaya çalışan insanlar bence herşeye rağmen yaşamak güzel.sevmek sevilmek mutlu olmak mutlu etmek bunlarla yaşamalıyız belkide ,içimizdeki şeytanı öldürmeliyiz başarmak zor deil yeterki inanalım.
spoiled
bazen bir evde baslar hersey
ve bazen insanlar tasinir ama kimse anlamaz
bazen de hersey baska bir evle biter
isigini kapatip aglamaya hazir olamayanlar
suruncelemelerine devam ederler,anlatirlar,hikaye olur..
seyyah
cahit kulebi’nin mukemmel bir siiri;


hikâye

senin dudaklarin pembe
ellerin beyaz,
al tut ellerimi bebek
tut biraz!

benim dogdugum koylerde
ceviz agaclari yoktu,
ben bu yuzden serinlige hasretim
oksa biraz!

benim dogdugum koylerde
bugday tarlalari yoktu,
dagit saclarini bebek
savur biraz!

benim dogdugum koyleri
aksamlari eskiyalar basardi.
ben bu yuzden yalnizligi hic sevmem
konus biraz!

benim dogdugum koylerde
kuzey ruzgârlari eserdi,
ve bu yuzden dudaklarim catlaktir
op biraz!

sen turkiye gibi aydinlik ve guzelsin!
benim dogdugum koyler de guzeldi,
sen de anlat dogdugun yerleri,
anlat biraz!



cahit kulebi


darth sidious
kaynagini gercek yasamdan alan, anlatiya sazin - ezginin eslik ettigi, ses ve mimiklerin kullanildigi uzun soluklu anlatim turudur. boyutlari acisindan ikiye ayrilirlar:

1. efsaneden, masaldan ya da gercek yasamdan alinmis, bir tek olay cevresinde gecen yapisi basit, kisa hikâyelerdir. turkuleriyle birlikte en cok iki saatlik anlatma suresi vardir.
2. daha cok kalabalik kisileri, birbiri ardindan gelen beklenmedik durumlari ve bunun sonucu olarak da az cok caprasiklasan olaylari birbirine ekleyerek anlatiya uzun bir sure saglayan hikâyeler. bu hikâyeler 1-7 gece devam edebilir.
made in heaven
cem karaca tarafindan cok guzel yorumlanmis cahit kulebi siiri.cem karaca’nyn sarkysynda son dortlukten once "benim dogdugum koylerde insanlar gulmesini bilmezdi,ben bu yuzden boyle nacar kalmysym,guldur biraz" sozleri mevcuttur.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol