hayatın anlamı

tartışılır

maddenin fikri yarattığına inananlar son nefeslerine kadar aramaya devam ederler. fikrin maddeyi yarattığına inananlarsa zaten biliyorlardır.

hayatın anlamsızlıklarıdır hayatın anlamı. anlamadan gelen, anlamadan giden(ler)dir hayatı anlatan, hayatı öğreten.

(bkz: insan)

hayatın anlamını google’dan aratınca 2.210.000 sonuç çıkıyor.

meali:sıçtık abi.

(bkz: hayatın anlamını google dan aratmak)

her şeyin başı mı sonu mu bilemiyorum heyecan veren, düşündüren. çekilen, çektirilen. boşuna uğraşmayın anlayamazsınız. çünkü anlam katmaktasınız. öyle sanmaktasınız. bırakın anlamsız kalsın. sebepsiz yaşayın bir gününüzü.

ilhan şeşen’e göre aşkın tanımı.

(bkz: sana göre aşk laftan ibaret bana göre hayatın anlamı)

her an farklı şeylere yüklediğimiz anlam bence!

bugün hayatın anlamı onun simsiyah gözleriyken, 3 gün sonra bir bebeğin kokusu, 5 gün sonra tutkulu bir sevişme, 10 gün sonra iskeleden muhteşem bir denize atlayıp serinlemek olabiliyor...

(bkz: 42)

bir insanın hayatından daha değerli bir şeyi yoksa, o insanın hayatının da bir değeri yoktur.

(bkz: su)

(bkz: olsaydi bulurduk)

(bkz: aramaya inanmak)

(bkz: budur)

hayatin anlamini bulmus olan bir insani gordugunuz zaman anlarsiniz zaten. o hic bir seyden korkmaz,kendisini zorlayan ve kizdirmak hatta bezdirmek isteyen insanlari sallamaz. kendi sorunlarini yine sadece kendisinin cozebilecegini bilir ve bu tum ozellikleri durusuna ve yuzune yansir. hayatin anlamini cozmus olan insanla konustugunuzda bir an icin siz de kendinizi oyle hissedersiniz, sozleri sizi rahatlatir ve ona hayranlik duyarsiniz.biraz daha tanimaya basladiginiz zaman onu ornek alirsiniz ve bir gun belki siz de hayatin anlamini cozmus oldugunuzu farkedersiniz.

bu ba$lığın altında değildir.

kanaatimce hayata dair olmayan bir sey lakin olmadigi halde hala hayata anlam yuklemeye calismamiz var ki beni benden sogutur.bosver vermek lazim bazen.

tanımını yapmakla uğraşırken kaçırdığımız şey.

aramaya çalıştıgınızda kısa devre yapacağınız hödö. aramayın yok öyle bir şey.
(bkz: system failure)

işte yaşamak da öyledir: tıpkı yeni alınmış pabuçlar gibi; ilk zamanlar dar gelir ve "vurur", sonra gevşer ve "düşer".