divan edebiyatı

nickten yana sansim yok
iskender pala’nın "âh mine’l aşk" isimli kitabının sonlarında yazar, divan edebiyatı hakkında bir çok paragraf yazmış. bunlardan şahsımca en çarpıcı olanı şudur :

"derler ki: ’bu şiirin dilinde arapça ve farsça pek çok kelime var idi ve halk bunları anlamakta zorlanıyordu.’ diyelim ki böyle; peki durum, bugünkü anlı şanlı köşe kapmaca şairlerin türkçe kıtlığı içinde kıvranmalarından daha mı kötüydü dersiniz? bizce, üç yüz kelime ile konuşan bir avama dert anlatamamayı mazeret öne sürmektense, üç bin kelime içinden acaba hangisini seçsem diye kıvransaydık da kelimelerin gücünü hissetseydik, şiir geri mi giderdi; şairlerimiz gerici mi olurdu?!.."


düzenleme: 2000’inci entry’m bu başlığa kısmetmiş.
darkkwayy
türklerin islamiyeti benimsemesinden sonra ortaya çıkan üst sınıfa hitap etmesinden dolayı "yüksek zümre edebiyatı" veya "klasik türk edebiyatı" isimlerinide alabilen yazılı edebiyat.aruz ölçüsü nazım şekillerine göre farklı kalıplarda kullanılmaktadır..şair söz sanatlarını ne kadar çok kullanırsa o kadar usta sayılacağından bu edebiyat türünde söz sanatlarına çokca yer verilmektedir.
31subat
en guzel orneklerini fuzuli, baki, nedim, nefi okuyarak ogrenebilecegimiz, bugun anlasilmasi oldukca zor, kendine ozel mazmunlari, ic ahengi, mitolojisi bulunan turk edebiyatinin bir donemi. yogun olarak farsca ve arapca kullanilmasi bu cagla arasindaki ucurumun temelini olusturmaktadir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol