demokrasi

esasen bir sürü versiyonu vardır. doğrudan demokrasi, atina demokrasisi, çoğulcu demokrasi, marksist demokrasi, liberal demokrasi, temsili demokrasi, vs.. velakin en güzeli doğrudan demokrasidir. bu tip demokrasilerde halk doğrudan karar mekanizması olarak çalışır. ama bunun da 70 milyonluk bir ülkede uygulanması imkansızdır...

tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimi.

her yerde olduğu gibi ,göreceli olan kavram,ama aslında demokrasi diyerekten uydurdukları şeyin kendi yalanlarından ibaret olduklarını farketmezler,niye mi?eğer,çeyrek oyla meclisin üçte ikisine hakim olmaya çalışan bir irade ortada görünüyorsa...kuşku duyarım böyle demokrasiden...

hele ki meclisin üçte ikisini ele geçirdiği halde cumhurbaşkanını seçmekten aciz bir otoriteyse...

(bkz: doğrular bile tartışılır)
(bkz: ama yanlışlar değil)

bizim ülkemize kesinlikle 5 beden büyük gelen yönetim şekli. haketmiyoruz, edemiyoruz.

ulkemizde an itibariyle uygulanan hadise.

the great thing about democracy is that it gives every voter a chance to do something stupid.
(bkz: art spander)

turkcesi suna benzer bisiler olsa gerek:
"domkrasideki en onemli sey her secmene aptalca birseyler yapma hakki tanimasidir."

bir profesor’le bir cobanin ayni oy hakkina sahip olmasidir.

ibrahim tatlıses’in cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayacak bir zemin.artık milletvekilliği, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı için belli bir akademik kariyer zorunluluğu olması gerektiğini düşünüyorum.

vox populi,vox dei
(halkın sesi,hakk’ın sesi)
latin özdeyişi

cogunlugun azinligi yönettigi yönetim sekli

emin gurses bir konferansında demokrasi hakkında sunları soylemistir:
demokrasi buyuk bir yalandır. her zaman cogunlugun istedigi dogru olmayabilir.
cahiliye doneminde peygamber efendimiz etrafında 3-5 kişi vardı, geri kalanlar onu istemiyordu, nefret ediyordu. eger demokrasi dogru olsaydı peygamberimizin oldurulmesi dogruydu. cunku devlet icin tehlike teskil ediyordu.

şahsen yanlıs bir onerme gibi gorunmuyor.
(bkz: 2. cahiliye donemi)
(bkz: 22 temmuz 2007)

tahammül, saygı rejimidir.

"horozun çok olduğu yerde sabah olmazmış" deyişimizin tek kelimeyle ifadesidir.

çoğunluğu elinde tutanın azınlığa karşı "dediğim dedik çaldığım düdük" politikası gütmesi hadisesidir.

haksız da olsalar, çoğunluğun istediği şekilde yönetişim.
yani çoğunluk haksız da olsa yönetim onundur.

(bkz: hani)
(bkz: nerede)

suistimaliyle düşman sevindiren, kıçına alanlar utanmazken bayrağından utanan kanı bozukları ekmeğimizden kesilen vergilerle besleten idari anlayış.

amerikanın ırak’a savaş ile götürdüğü yönetim biçimi. modernleştirme süreci.

toplumda bir kitlenin çok iyi kullandığı, onun bunun özgürlüğü kıvamına getirerek toplumdaki bazı kitleleri sindirmeye çalıştığı, gavur icadı bile denemeyecek derecede zararlı olmayı başarabilen, aşağı yukarı her türlü ulusa kavrama kökünden darbeyi vurmayı amaçlamış sistemlerin bütününe verilen isim. nedense hiç doğru düzgün uygulanamamıştır. kan üzerinden siyaset yapan pislikler ise bunun kendilerinin "en doğla hakları" olduğunu savunurlar.

demokrasinin doğuşu.

“clisthène” reformları mö 507, clisthène antik yunan demokatlar şefi, iktidarı halka devredip kontrolü demokratlara veriyor ve çok önemli reformlara imza atıyor :
vatandaşlar arasında özdeşlik.
ekklesia kurul kararı ile en büyük iktidarın hakla verilmesi.
atina’yı çevreleyen atik bölgesinin yüz nahiyeye bölünmesi.
nahiyelerin bir araya toplanıp bir yöre olması ve on yörenin bir araya toplanıp bir kabile oluşturması ve bu kabilelere korumalık yapıp, adını verecek bir kahramanın tayin edilmesi.
meclisin kreasyonu ya da yeniden yapılanması : kurul, mahkeme vs.
her kabileden eşit sayıda sulh yargıcı.
sürgünün icadı.

demokrasinin babası olarak kabul edilen clisthène nin bir aristokrat olması çok dikkat çekici.
çünkü o dönemde, halktan biri olup ve demokratik düşünceye sahip olmak çok mümkün değildi.

francoib.chez-alice.fr/agora/ag1istor.htm
cev : şahsım