bu ülke

salavin
cemil meriç’in bir kitabı.

kitaptan bazı cümleler:

"12 aralık’ta doğan çocuk itilmiş, kakılmış; düşman bir dünyada dostsuz büyümüş. daima başka, daima yabancı... hasta bir gurur, pencerelerini dış dünyaya kapayan bir ruh..."

"düşman bir çevrede ister istemez kitaplara kaçıyorum. yani düşünceye ve edebiyata hür bir tercih sonunda yönelmiyorum. yaşamak için kendime bir dünya inşa etmek zorundaydım..."

"hafızasında iz bırakan en eski yıllarda, sadece itildiğini, istenmediğini, dövüldüğünü hatırlıyor... yabancıydı... oynamadı, çocuk olmadı, içine ve kitaplara kapandı..."

"ben bir taşralı tecessüsüyle sürüklendiğim o gürültülü dünyadan, kitapların asude inzivasına iltica ettim..."

"kitap bir limandı benim için. kitaplarda yaşadım. ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. kitap benim has bahçemdi. hayat yolculuğumun sınır taşları kitaplardı..."

"ben putperest değilim, kitaba tapmıyorum; içindeki ses, içindeki ışık, içindeki sevgi, içindeki ruh, içindeki çile, içindeki gözyaşı, içindeki tecrübe, içindeki tanrı çekiyor beni..."

"bazen bir kuyuya benziyor hayat; kör, pis, zehirli bir kuyuya. boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. sevdiklerim yabancılaşıyor. kitaplar tuğla oluyor birden. dostlarımın sesini tanımıyorum. varlığım bir tele asılıyor. bir kabus bu, bir hastalık. gözlerimi kaybettikten sonra bu kuyuya sık sık düştüm... istediğini yapamamak, sakatlığımdan doğan bir aciz... acıları da aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var... aczime tahammül edemiyorum... bugün işimden kovulabilirim. ve hiçbir iş yapamam. bu, hayatımın perde arkasındaki ardı arkası kesilmeyen uğultu."

"kelimeleri tarif etmeden girişilecek her tartışma kısır kalmağa mahkum..."

"daniel de foe’den: hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala, hem de alçaktır. bir adamın ’benden başka herkes aldanıyor’ demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın..."

"büyük nazımların çoğu, nesirde de büyüktürler. genç nasirler, nazmın tezhibinden geçseler şüphesiz ki, üslupları daha derli toplu, daha tannan, daha ölçülü olurdu."

"izmler, idrakimize giydirilen deli gömlekleri. itibarları menşe’lerinden geliyor. hepsi avrupalı."

"bütün ideolojilere kapıları açmak, hepsini tanımak, hepsini tartışmak ve türkiye’nin kaderini onların aydınlığında fakat tarihimizin büyük mirasına dayanarak inşa etmek, işte, en doğru yol."

"vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır."

"kitap ve gazete... biri zamanın dışındadır, öteki ’an’ın kendisi... kitap, beraber yaşar sizinle, beraber büyür. gazete okununca biter..."

"derin bir düşünceyi anlamak, o düşünceyi kavradığımız anda derin bir düşünceye sahip olmaktır."

"okumak, iki ruh arasında aşıkane bir mülakattır."

"kitap denen uçsuz bucaksız okyanusta daima yeni keşifler yapmak kabil. hangimizin irfanı, o sonsuz ’belki’yle boy ölçüşebilir?"

"nezleye yakalanır gibi ideolojilere yakalanıyoruz. ideolojilere ve kelimelere..."

ankunft
ilk tanıştığımda beynimde derin sarsıntılara sebep olan bir başyapıt. vay anasını be böyle de yazılırmış dedirten enfes bir üslup, derin bir bilgi dağarcığı, hafif bir küçümseme, ve bir kanaviçe. kültürlenin diyor bağıra bağıra. bu ülkebaşka türlü adam olmaz. en büyük düşmanımız kültürsüzlük... kolaycı ve ucuzcu olmayın, okuyun, düşünün, üretin, doğuyu ve batıyı tanıyın, analizinizi kendiniz yapın, fakat illa ki kendiniz yapın. toptan fiyatına perakende fikirlerden kaçın... (bkz: fildişi kule)
uc nokta
kitaptan alintilar.

irfanimizi istila eden, sisli, bulanik lâfizlardan biri de polemik. dilimize bir harami sessizligiyle giren bu yabanci misafirlerin ifsa, daha dogrusu ispat ettikleri tek hakikat: aydinlarimizin havsalaya sigmaz gafleti. her telkine acik, tembel ve serseri bir tecessus... nezleye yakalanir gibi ideolojilere yakalaniyoruz, ideolojilere ve kelimelere. tanzimat nesli, hic olmazsa bu bahiste, iffet ve haysiyetini korumus. kalktigini iddia ettigimiz kapitulasyonlar, ruh dunyamizda yasiyor. hem de butun haysiyetiyle. alafrangalik, zevki ve tefekkuru dumura ugratan bir kabuk.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol