bir adada yaşamak

laluska
son 1 senedir istanbulumuzun güzel adalarından birinde yaz kış olmak üzere gerçekleştirdiğim eylem durumu şeysi. itilmişlik, dışlanmışlık, izole olmuşluk, unutulmuşluk hissi. somut yalnızlık. denize rüzgara alışmak, poyrazı lodosu öğrenmek. başıboş kedi köpeklerin arasında kendi başıboşluğunu farketmek, karda kışta onlara mama ve su götürmek için koştururken kimsenin sizin için koşturmadığının farkına varmanın ağır ve sebepsiz huzuru. martıların kedi yavrularını, kedilerin martı yavrularını yediği acımasız bir hayatın içinde, insanların daha acımasız olduğunu bilerek güven hissetmek. kış aylarında terkedilen adanın yalnızlığına ortak olmak, cefasını çekmek, sefasını sürmeyi başkalarına bırakmak...
tdran
memleket hasreti cekerek kendini serin denize kendini salmaktır.herkesin kendine göre bir ada hayali vardır.benim ada haylimi en cok süsleyen film l.dı caprionun oynadıgı kumsal filmidir ama filmdeki askerler olmayacak.birde yanında manitayı aldın mı daha ne olsun tabii birde kola ve bira stoku lazım bana.
salavin
bir adada yaşamak nasıl bir şeydir? sadece yazları değil, bütün bir yıl, yazıyla, kışıyla bütün bir yıl bir adada yaşamak nasıl bir şeydir?



bozkırın ortasında doğdum, büyüdüm. yaşamımın çok kısa bir döneminde (sekiz ay kadar) karadeniz’e kıyısı olan ünye’de yaşadım. o mavilik ve enginlik beni öylesine büyüledi ki, “denize” hayran kaldım. istemeye istemeye ayrıldım ünye’den. içimde devasa bir deniz sevgisi yüklenerek yeniden bozkırın ortasına ankara’ya taşındım 7 yıl önce.



bugün öğleden sonra kanaltürk’te “aş kendini” isimli programda ege denizi’ndeki yunan mykonos adası tanıtıldı. haliyle, “ada”, tüm tatil beldeleri gibi övgüye boğuldu, sanki cennetten bir parçaymış gibi. muhtemelen de öyledir. programı izlerken, bu yazının başına yazdığım soruyu sürekli kendime sordum.



bir adada yaşamak nasıl bir şeydir? sadece yazları değil, bütün bir yıl, yazıyla, kışıyla bütün bir yıl bir adada yaşamak nasıl bir şeydir?



kendimce bu soruya şöyle cevap veriyorum. bir adada yaşamak bir yönüyle güzel bir şeydir. fakat, iktisattaki marjinal verimler yasası uyarınca, ilk yıllar çok cazip, ilginç geçebilir ama sonraki yıllarda adadan alınan haz azalacaktır. hatta bir süre sonra, adada yaşam, çok sıkıcı geçecektir. kış ayları sessiz, sakin olduğu için, yaz ayları kalabalık olduğu için yaşayanı sıkacaktır ada. insan, kırk gün bal yese baldan usanırımış sözündeki hikmet gereğince, belki deniz ve denize girmek bile “sıradan” addedileceği için tat vermeyecektir adalıya.



ben, bir deniz manyağı olduğum için, bir adada yaşamak düşüncesi bana her hâlükarda çok cazip görünüyor. birgün bir adada yaşamak nasip olur mu bilmem ama eğer yaşayacak olursam, adanın hakkını veririm, hiç sıkılmam, hiç şikayet etmem gibi geliyor!

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol