başkaları ne der diye düşünerek yaşamak

elma sekeriiii
hayatina kendine duygularina prangalar vurmaktir. insanin yapmak istedigi ne varsa hic birini yapamamasi akabinde ot gibi,ruhunu kafes icerisine hapsetmektir hayatini o $ekilde sonlandirmasidir.

sen sen ol kendine bak, ba$kalarina gore ya$ama. cunku bu senin hayatin, onlar seni ya$amamali sen kendini ya$a denilmelidir bu tur ya$am felsefesine sahip olan insan evladina.
nickmickyock
başkalarının ne dediğide kişisel hesaplaşma ve de kontrol mekanizması gibi hayatın önemli bir parçasıdır.
işte bu nedenle hepimiz bir nebze de olsa başkaları ne der diye düşünerek yaşarız. bu "başkaları" ailemizdir, yakın dostlarımızdır, kız arkadaşımız ve belki hocalarımızdır..
ancak bu his artık sizin yani özbenliğinizin yerini almışsa sosyal bir olgu olmaktan çıkmıştır. işte bunun sonucunda kasap olmak isteyen doktor, doktor olmak isteyen kasap olmuştur bu ülkede.
steroid
bunları sosyal bir ortamda konuşurken duyabilmek için takla atarsınız, zira başkaları rahatsız olmasın diye götlerinden konuşurlar. dahası size de ağzınızı açtırmazlar, deli ederler..
armes
hayatınızın başkalarına ait olması bir diğer deyimle başkaları için yaşamak.yapmak istediklerini yapamamak başkaları ne der diye koşamamak ağlayamamak gülememek aşık olamamak.hep o başkalarının gölgesinde kalmak.hep başkaları mutlu olsun diye kendi mutluluğunu ertelemek o ne der bu ne der diye uğruna ömür harcanacakları bir köşeye ititp her işinize bir kulp takanları baş tacı etmek.kısıtlanmak nefes alamamak tıkanmak.ve gün gelipte alında ki kırışıklıklar arttığı zaman gözler artık buğulu gördüğü,parmaklar titrediği zaman,saçlar beyazladığı zaman o başkaları için yaşanmış,istediklerimizi yapmak için bi türlü sıra gelmemiş hayatımız son bulur.aslında hiç yaşanmamışcasına.
bloody mary
kime sorsak kabul etmeyecektir belki,evet..
banane be başkası ne derse desin diyeceğizdir çoğu zaman..
doğru olan da budur, belki değildir..bilemem..
ama öyle kolay değildir ’başkası ne der diye düşünmeden yaşamak..
kim ne der acaba diye düşünerek yaşıyoruz işte, ama isteyerek, ama istemeden oluyor bi şekilde..
belki ben değil..
ama başkası var..
zorunluluktan dolayı bunu yaşayan insan tanıyorum ben..
arkadaşı gider de ailesine şikayet eder diye okuldan alınma korkusuyla çok istediği takdirde okulu kıramayan kızı tanıyorum..
babasına gidilip, senin kız ne biçim giyiniyor oyle diyen çıkmasın diye etek giyemeyen kız komşum benim..
gençliğinde bir kez olsun akşamdan arkadaşlarıyla gezemeyen insan var..
işte bu insan ’baskaları ne der diye dusunerek yasayan’ bir ailenin evladı..
dolaylı yolla da olsa o da baskaları ne der diye dusunerek yasamak zorunda..



her ihtimalı goze alarak bırakılan not: birisine karşı çıkmak amacıyla, ’aa sen bilmiyosun ama bak ben bunları yaşadım ehey’ diye değil başka bir bakış açısıyla yazıldı bunlar..
zeytin
"..hayir, biz oyle degiliz,biz hic bir zaman baskalarinin ne dediklerine bakmadan yasiyoruz" filan falan diyenlerin cogu hatta hepsi gercek hayatta tam tersini yapiyorlar.
walide sultan
’baskalari’, kimdir bu baskalari?
bizim gibi dusunmeyenler mi?
bizi sevmediklerini dusunduklerimiz mi?
bizi kiskanadiklarini dusunduklerimiz mi?
kimdir bunlar komsular mi yada sokaktan gecen insanlar mi, aile cevresi mi, okul yada is cevresi mi?
once insan, ne kadar uygar dunyanin icinde yer alabildigini kendisi gormelidir. kendi uygarligini once kendine ispat etmelidir.
uygar dunya, kisinin once kendini sevmesine, kendine saygi duymasina, ozgurlugunun sinirlarinin, diger kisinlerin ozgurluk sinirinda bittiginin kavranmasina onem verir. bunlari kendinde hisseden, yeterince uygar olduguna once kendisi inanan kisi asla baskalari ne diyecek diye hareketlerini sozlerini, dusuncelerini baski altinda tutmaz o nereye kadar gidebilecegini bilir bunun bilinciyle hareket eder...
’otokontrol’ olarak bilinen gercek de budur, uygar insan kendi ayarlarini kendine once yine kendisi verir, bu eylemi ya da uyarilari baskalarina birakmaz...’baskalari ne der diye de yasamaz.’
strahd
hayatını başkalarının kıstaslarına göre yaşamak, istediğin gibi yaşayamamak, mutsuz olmak, tatmin olamamak, bastırılmış arzularla yaşamak.
ankakusu
ben degil biz diye dusunen egoist olmayan insanlarin yaptigi sey. herkes bir toplum icinde dogar ve buyur. soyle veya boyle o toplumun gelenek ve gorenekleri ile yetisir.
insan her yaptigi iste ailesinin, akrabasinin vede mensubu oldugu toplumun kaidelerine gore hareket etmelidir.
bilhassa avrupadaki turkler yapacaklari ozellikle kotu islerde mensubu olduklari toplumu kara cikarmamaya calismalidilar. cunku avruplilar ona hicbir zaman bir birey gozuyle bakmayacaktir. o yaptigi kotu iste mensubu oldugu toplumun adinida kullanacaktir. kotu ve yanlisi yapan hicbir zaman ahmet veya mehmet olmaz, o turk olur. kisinin ismini kimse umursamaz onemli olan onun kimligidir. ve o bakimdan ozellikle avrupadaki turkler baskalari ne der diye dusunmelidir.
ayrica su sozude hatirlatmak isterim...
(bkz: suruden ayrilan kuzuyu kurt kapar)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol