ayağında nike ayakkabı ile komünist dergisi satmak

"altı üstü bir ayakkabı.ne alakası var komunizmle."diyenler olabilir ama bence yapılmaması gerekir.çünkü nike o kahrolsun dedikleri ülkenin en çok tanınan 2-3 markasından biridir.ve yine kahrettikleri kapitalizmin en büyük savunucularından biridir.bir keresinde avcılar da görmüştüm böyle birini.açıkcası tükürdüğünü yalamaktır.tabi ayağındaki ayakkabının markasının savunduğu şeyle tamamen zıt olduğunu farkedememişse ona hiçbirşey demiyorum.onun ki gelip geçici bir hevestir.yakında sıkılır.

(bkz: sekilcilik)

karanfilin orda sürekli olan hadisedir.komunistliğin tam olarak ne olduğunu bilmedikleri kesindir.
(bkz: yaptıklarıyla düşünceleri uymayan insan modeeli)

takva sahibi olmayan komunisttir.suphesiz ki karl marx butun hataları affeder.o anlayıslı o cok okuyan dır seklinde hatırlatılması gereken kişidir.

tanıdığım örgütlü bir insanın bu konuda ’komünist insan her şey en iyisine layıktır’ demesiyle üzerinde derin düşüncelere daldığım konudur.

merak edilen ise, sorun adidas giyince ortadan kalkacak mı yoksa nike’tan kasıt bilindik bir spor ayakkabısı markası mı?
(bkz: söyle de bilek)

zaten komunist olmak düşünce ve eylem meselesi değil(!)komunistler şekilci değildir ki marksizmin kurucularından engelsin babası fabrikatördü yani bildiğiniz kapitalist!lenin devrim için yazılar yazarken kravatı vardı(hayır merak edenler için söylüyorum)yani ayağında nike la komunist dergisi satılabilir ama o gazetede yazanları, satan arkadasın ayağına bakan şahsiyetler anlar mı bilmem!neyse işte böyle komunist olmak şekil meselesi değildir böyle bir hadise olması da doğaldır zaten

para kazanma yollarindan biridir.
(bkz: dunyanin en yuzeysel adami)

politik tartışma yapmayı beceremeyen,bazı kavramların içini boşaltmaya çalışanların gereksiz bir o kadarda anlamzsız cümlesidir.

sahte nikedır.

nedense komünizmi benimseyen insanların hep fakir oldukları sanılır. eşitliği savunmak için fakir olmak gerekmez.
şöyle ilginç tespitlerim de var;

nike ayakkabılar sağlamdır. o kadar da pahalı değildir. 70-80 ytl ye ayakkabıları vardır. bunu düşünen zeki insan (muhtemelen öğrencidir ve harçlıklarından biriktirir bu ayakkabıları alır) çabuk yıpranan ayakkabılar almaz. alabileceği en ucuz ayakkabı 20 ytl civarındadır. bu ayakkabılardan senede 3 kere alması gerekir. çünkü çeşitli eylemlerde koşması, kaçması icab edebilir. nike ayakkabı bu durumlar için daha dayanıklıdır. ve aynı parayla senede 3 tane ayakkabı almak yerine bir kere alır.

geyik yapmıyorum aslına bakarsanız. ucuz ayakkabıyla senelerce idare edenleri de biliyorum.

(bkz: ayağında çarıkla times satan holding patronu)

(bkz: sevgili hatrına converse giyen komunist)

berhan simsek’e yoneltilen "efendim halkciliktan bahsediyorsunuz.oy istediginiz halktan hangisi son model .. arabayla geziyor" sorusuna simsek’in cevaben soyledigi "ben onlari kendi seviyeme cikarmak icin caba harciyorum" sozlerini animsatan i hakkeden tiplerdir..

hayvan herifin tekidir.gitsindir kendine osman marka ayakkabı alsındır di mi?hayvan işte.


zaten komünizm ’düşünce’sinin temelinde ülkeyi kalkındırma,üretimi ve geliştirme ve dolayısı ile ayakkabı vesaire gibi türk giyim sektörlerinin ilerlemesi amaçlanmaktadır.yani o adam o dergiyi satarken aslında "artık nike giymeyelim,bizim yerli malı ayakkkabılarımız da kaliteli olsun" mesajı vermek istiyor olabilir pekala.ama her komünist dergisi satan adam bu şekilde mi hareket ediyordur?hayır tabiki.

illaha da mal arayanlar için;

(bkz: yerli malı haftasına çikita muz getiren öküzcan)

"bak emperyalizm ayaklar altında" görüntüsü vermeye calısmaktadir bir rivayete göre.

amerikalı komünistlerin yapacağı iştir.
(bkz: bir amerikan markası olarak nike)

günde 4-5 kutu coca cola içip ’rockncoke’a gitmem ben kapitalist şeysi o’ demekle aynı şeydir..

ayrıca barısarock ’a ayagında konvırs la gitmenin mantalitesiyle eştir.

öncelikle söylenmelidir ki, kişi sosyalist olsa dahi, kapitalist sistemin içerisinde yaşıyorsa bundan kendisini soyutlaması beklenemez. zaten komünizm de kapitalizmin içerisinden doğacak bir sistemdir. bu tip önermeler ise devrimci olmayı bir şekilde seçmediği halde onlara saldırmayı da kendisine görev edinmiş, orta sınıf manyakların ellerinden çıkma saçmalıklardır. daha basit anlatımıyla, devrimci olmakla devrim olmuş gibi davranmak arasında fark vardır. incelik de buradadır.

basbas bağırdığı fikirlere kendisi bile inanmamış,sadece kimlik arayışı sonucunda bu fikrin savunucusu haline gelmiş,savunduğu fikrin utanç kaynağı olan,hatta marx’ın ölürken ’’ben marxist değilim’’demesine sebep olmuş insan modeli.