kubat

wilson
halkali seker sam fistik, aman arpalar kara kicik turkusu gibi binlerce turkuyu soyleyebilen turkucu kisilik.
epikuros
askerliğini ardahan 25. mkz tugayında yapan, bizim yan odada yatan, çok süper langırt oynayan, oldukça espirili, omzundan bağlamasını düşürmeyen, şuan mecburen kısa saçlı olan ve baya zayıflamış asker kişi. şu sıralar bi fotoğrafçıya rastladığım an beraber kol kola silah omuzda fotoğraf çektirmek için fırsat kolladığım insan. latif doğan da geçenlerde tv programında kubat hakkında espiri yapmış ’iki yıldır kubatı programa davet ediyorum, askerdeyim abi deyip ekiyo beni’ diye.
-adam gerçekten askerde latiff.
akhillius
afyon emirdağ’dan belçika’ya göç eden bir ailenin dört çocuğunun en küçüğü olan kubat, 4 ekim 1974’de anvers’de doğdu. beşinci yaş gününde babasının hediyesi ‘cura’ ile müzik hayatına başladı. kısa sürede curanın bütün özelliklerini öğrenme başarısı gösteren kubat, bağlamayı da eline aldığı andan itibaren çalmaya başladı. sekiz yaşındayken ailesine ait restoranda mikrofonla tanıştı ve sahneye çıkmaya başladı. bu sıralarda müzik akademisine devam ederek solfej ve klasik gitar eğitimi aldı.
1986 yılında yapılan bir ses yarışmasında birinci seçilen kubat, daha sonra türkiye’ye geldi ve 1996 yılında ilk albümü “kubat” ı yayınladı. farklı yorumu ve tarzıyla müzik dünyasına kendini kabul ettirerek 1998’de ikinci albümü “bugün”ü, 1999 yılında ise üçüncü albümü “bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm”ü sevenleri ile buluşturdu.

kubat, önceki albümlerindeki çizginin ötesine geçmek, türküleri daha da ön plana çıkarmak amacıyla farklı bir proje hazırlamaya başladı ve otuz beş anonim türküyü yorumladığı “arşiv 1-2-3” adlı albümünü 2001 yılında yayınladı. bu albümünün yanı sıra 8 farklı dilde hazırlanan 80 sayfalık kitapla da türkülerin tarihsel özelliklerini müzikseverlere sundu. ayrıca, aynı türkülerin canlı performansının sergilendiği konser kaydını vcd olarak “arşiv” e ekledi.

bu çalışmalarının, albümlerinin hayallerine uzanan yolun henüz başlangıcı olduğuna inanan kubat, sanat hayatının mihenk taşı ve hayallerine giden yolun başlangıcı olarak kabul ettiği için gerçek doğum günüm diye nitelediği rene giessen yönetimindeki senfoni orkestrası, etnik çalgılar ve halk oyunları topluluğu eşliğiyle 1 haziran 2002’de lütfi kırdar kongre ve sergi sarayında kültür bakanlığının sponsorluğunda ‘anadolu güneşi’ isimli görkemli bir konser gerçekleştirdi.

üç yıllık aradan sonra, eylül 2003 tarihinde hayallerine ulaşma da önemli bir adım olabilecek “lokman” isimli albümüyle sevenleri ile buluştu. aylar boyu süren özenli bir çalışmanın ürünü olan albüm, türk halk müziği’nden rock müziğe, pop müzikten jazz’a, etnik müzikten klasik müziğe kadar geniş bir müzik yelpazesi sunmakta.2004 yılında trt 1 ekranlarında 1200 kişilik seyirci kapasitesi olan ankara arı stüdyolarında bugün halen trt-int,trt2 ve trt4’de tekrarı olan "kubat’la anadolu’nun sesi" programını başarıyla sundu. 2005 yılında “yare doğru” albümünün ardından vatani görevini tamamladı.asker dönüşü kaldığı yerden "folklorika" adlı müzikal ile devam etti.hemen ardından türkiye’nin ilk türkçe müzik kanalı kral tv’de "kubat zamanı" adlı müzik programına başladı.

uzun bir aradan sonra farklı bir sound ile hazırlanan,merakla beklenen albümü “kubat-2008” yeni yılın ilk albümü olarak 3 ocak 2008’de müzik marketlerde yerini aldı.

kubat, bu albümde türk halk müziği’ni rock, pop, jazz, etnik ve klasik müzik alt yapılarından oluşan zengin bir yelpazeyle müzikseverlere sunuyor. albümün çıkış ve klip parçası söz ve müziği bülent gümüş’e ait olan ‘dermanımsın’ adlı şarkı.

http://tinyurl.com/yvxt68

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol