yaşananlara öküzün trene baktığı gibi bakmamaktır.
önüne her koyulanı tüketmemektir.
sorgulamak, nüansları da öğrenmektir.
korku ya da heyecan duyamamak, aşırı soğukkanlılık..
yanıp sönen ufo misali independence şakası olabilir.
babaannem yazılanları okusa ya yerlere yatardı gülmekten, ya da kovalardı bizi herhalde.
hergün en az üç saat at sırtında dolaşırlarmış, babamı da tarlada çalışırken ağaç dibinde doğurmuş.
ağrı kesici, ebe nerde o günlerde?
sezeryan dahil o kadar imkanları olmasına rağmen günümüz kadınları biraz nazlı..
hergün en az üç saat at sırtında dolaşırlarmış, babamı da tarlada çalışırken ağaç dibinde doğurmuş.
ağrı kesici, ebe nerde o günlerde?
sezeryan dahil o kadar imkanları olmasına rağmen günümüz kadınları biraz nazlı..
soru sormucam sana. senle oyun da oynamıcam artık.. küstüm!
istemek, arzulamak her zaman sevmek değildir ki nejla.. sence?
-allah belanı versin!
-allah belanı versin!
küçük emrah bakışı ile uzak diyarlardan izleyerek el sallayacağım zirvedir.
böyle bir organizasyonu gerçekleştirdikleri için de bilgi sözlük yönetimini kutlarım.
daha nice zirvelere diyerek teessüflerimi fışkırtırım..
böyle bir organizasyonu gerçekleştirdikleri için de bilgi sözlük yönetimini kutlarım.
daha nice zirvelere diyerek teessüflerimi fışkırtırım..
atatürk ve din
atatürk laikliği nedir?
bugün dindar insan laik olabilir mi diye soruluyor. evet, olabilir. bunun en iyi örneğini maturidi verdi. imam maturidi 850-950 yılları arasında semerkantta yaşamış olağanüstü bir din adamıdır. bir dehadır, türktür. o, diyanetle siyasetin ayrılmasını savunan ilk kişi oldu ve kuranı yaratan allahtır. allah vahyi yarattı. allah vahyi yarattı da aklı kim yarattı? diyerek aklı savundu. onun teolojisinde aklını kullanan ve aynı zamanda da inanan birey vardır. iyilik ve kötülük sizden gelir, kaderinizden gelmez der. o, kadere inanmaz. bu çok önemli. çünkü eğer kaderiniz yoksa, siz sorumlu ve ahlaklı birey olursunuz. zira esas olan sizin eylemlerinizdir. maturidi bireyleşmeyi ortaya çıkardı. ayrıca geçerliliğini kaybetmiş ayetler de...
evet, o ayetlere ne oldu?
o ayetler, maturidide akılla uygulamadan düşüyordu. çok ileri bir çizgidir bu. maturudi, toplumun din konusunda bireye baskı yapmasını da kabul etmez. onun teolojisi tümüyle demokratik ve laik topluma uyar. atatürkün laikliği işte bu hanefi ve maturidi çizgiydi. dindar birey laik olabilir anlayışıdır bu. chp ise henüz dindarlıkla laikliği bağdaştıramadı. chpnin din içeriksiz laikliğiyle, onun karşısına milli görüş diye çıkan selefi akım çatışıyor. bu yeni selefi akım, maturidilikle taban tabana terstir. onda dinle siyaset karışır. islamın, devleti ele geçirerek yeniden bir atılım yapacağını düşünür. demokrasiye de, laikliğe de uymaz bu akım. temelinde ümmet kavramı yatar. mhpdeki millet, ulus-devlet kavramlarıyla akpnin ümmet kavramı işte burada çatışıyor.
en keskin bir şekilde ifade edebileceğim gerçek şudur:
türkiye’de tarikat ve cemaatler sanılanın aksine can çekişmektedir.
gelin, örneklere bakalım.
mesela...
bir zamanların en beyaz, en itibarlı, en entelektüel tarikatı olan iskenderpaşa cemaati, dergahın başına 25 yaşında ray-ban gözlüklü şeyh oğlu delikanlının getirilmesiyle bitmiştir.
yani...
bir zamanlar mühendis mekteplerinde okuyan anadolulu muhafazakár gençlerin görünmeyen üniversite diye kutsadıkları dergah, artık işlevini tamamen yitirmiştir.
mesela...
nurculuk da eski gücünü kaybetmiştir.
yazıcılar grubundan okuyucular grubuna bütün nurcu akımları, can çekişmektedir.
mesela...
süleymancılık, bazı anadolu kasabalarındaki birkaç yurt binasının işletilmesini saymazsak miadını doldurmuş bir harekettir.
menzil cemaati, neredeyse folklorik bir cemaat haline dönüşmüştür.
adıyaman’daki tarikat köyün son zamanlardaki ziyaretçi sayısına bakılırsa, trajik son hakkında bir fikir edinilebilir.
* * *
demek istediğim şudur:
bugün şeyh efendinin ya da cemaat önderinin bir işaretiyle, oylarını işaret edilen partiye yağdıracak bir mürit kitlesi kalmamıştır...
işin daha da tuhafı şudur:
kalan az sayıda müridin oyu da çantada keklik değildir.
nereden mi çıkarıyorum bunu?
şuradan:
süleymancılığın kurucusu süleyman hilmi tunahan’ın, her seçimde sağ partilerden aday gösterilen bir torunu var.
o torunun, cemaat üyelerine gönderdiği bir telefon mesajını gördüm.
şöyle diyor süleyman efendi’nin torunu mesajında:
sizden ne malınızı istiyorum, ne canınızı... istediğim bir kuru oy... bunu da vermezseniz nasıl cemaat olacağız?
bilmem, ne demek istediğimi anlatabildim mi?
şaşırtan bir haber.
"senin annen de baban da zındık kafir herhalde" demesini beklerdim..muhtemelen yakında söyleyeceklerdir zaten..
bunlar daha iyi günlerimiz aloooo!
"senin annen de baban da zındık kafir herhalde" demesini beklerdim..muhtemelen yakında söyleyeceklerdir zaten..
bunlar daha iyi günlerimiz aloooo!
merve kavakçı olayında, bülent ecevitin haklı serzenişi.
nasıl resmi dairelerde baş örtüsü takılamıyorsa, kot, mini etek, dar pantolon vb. de giyilemiyor. yasaklar sadece türbana, baş örtüsüne karşı değil ki..
nasıl resmi dairelerde baş örtüsü takılamıyorsa, kot, mini etek, dar pantolon vb. de giyilemiyor. yasaklar sadece türbana, baş örtüsüne karşı değil ki..
(bkz: ayasofya )
#591918
biz buna kısaca entry diyoruz.
dedelerimiz ne kadar da şanslıymış!
bedenine saygısızlık.
bir şeyler atıştıracak kadar sabredemiyorsan, vay haline!
bir şeyler atıştıracak kadar sabredemiyorsan, vay haline!
bugün erkeğin kadınla tokalaşmasını tartışan türkiye’den bir zamanlar einstein bile iş ricasında bulunuyordu.
cumhuriyet’in 83. yıldönümünü sadece kadınlara mahsus parkları, tarikat mensuplarının cüppelerini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak kutluyoruz.
işte, cumhuriyet rejiminin henüz on yaşında olduğu günlerdeki türkiye ile 83 yaşındaki cumhuriyet türkiyesi’nin farkı: dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dáhilerinden olan alman fizikçi albert einstein, 17 eylül 1933’te ankara’ya, başbakanlığa gönderdiği ve sadık hizmetkárınız olmaktan şeref duyuyorum sözlerinin yeraldığı mektubunda, hitler’in iktidara gelmesinden sonra almanya’da çalışmalarına imkán kalmayan değişik meslek gruplarından 40 bilim adamı için, türkiye’den iş talebinde bulunuyor. einstein’ın ricası atatürk tarafından kabul edilmiş ve bu bilim adamlarının tamamı türkiye’ye gelerek üniversite reformu’nda görev almışlardı.
türkiye, cumhuriyet’in ilánının 83. yıldönümünü bağcılar belediye başkanı’nın sadece kadınlara mahsus bir park açmaya kalkışmasını, namazı cüppesiz kılan erkeğin secde ánında arkasındaki safta namaz kılan erkeği tahrik edip etmediğini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak idrak ediyor. kutlu olsun!
cumhuriyet’in 83. yıldönümünü sadece kadınlara mahsus parkları, tarikat mensuplarının cüppelerini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak kutluyoruz.
işte, cumhuriyet rejiminin henüz on yaşında olduğu günlerdeki türkiye ile 83 yaşındaki cumhuriyet türkiyesi’nin farkı: dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dáhilerinden olan alman fizikçi albert einstein, 17 eylül 1933’te ankara’ya, başbakanlığa gönderdiği ve sadık hizmetkárınız olmaktan şeref duyuyorum sözlerinin yeraldığı mektubunda, hitler’in iktidara gelmesinden sonra almanya’da çalışmalarına imkán kalmayan değişik meslek gruplarından 40 bilim adamı için, türkiye’den iş talebinde bulunuyor. einstein’ın ricası atatürk tarafından kabul edilmiş ve bu bilim adamlarının tamamı türkiye’ye gelerek üniversite reformu’nda görev almışlardı.
türkiye, cumhuriyet’in ilánının 83. yıldönümünü bağcılar belediye başkanı’nın sadece kadınlara mahsus bir park açmaya kalkışmasını, namazı cüppesiz kılan erkeğin secde ánında arkasındaki safta namaz kılan erkeği tahrik edip etmediğini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak idrak ediyor. kutlu olsun!
susurluk bağlantıları ne çabuk da unutuldu..
bu düpedüz "çamur at izi kalsın" sefilliği..
bunu iddia edenlerin karşısında tüm cumhuriyet çocukları haka dansı yapsın.
bunu iddia edenlerin karşısında tüm cumhuriyet çocukları haka dansı yapsın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?