yalnızlık

sipsi
acıtan bir şey. değişik de.. her zaman net olarak hissedildiğini söyleyenin yalan söylediğini düşünüyorum. umarım yalandır ya da.. genelde gecenin bir köründe hissedilir. mesela bir çok şarkıda kullanılan ’gecenin-sabahın üçü’ sözü de bu sebepledir. herkes evlerine odalarına yataklarına çekilir. internette sosyalleşilen alanlarda- bloglarda, sözlüklerde- çok az kişi kalır. onlarla da çoğu zaman konuşasınız bile gelmez- onların da sizinle keza. hem yalnızlığı ister, hem yalnızlıktan nefret edersiniz. bir yandan uyanmasın insanlar uykularından, gülümseyerek ’günaydın’ demesinler, der; diğer yandan sabah olsun diye dua edersiniz.

ben yalnızlıkla ilgili bir şeyler anlatanlara çok üzülürüm mesela. başını omuzuma yaslayıp ’hey tamam üzülme ben buradayım’ diyesim gelir. birinin ’ben buradayım’ demesine en çok ihtiyaç duyduğu andadır çünkü, ben bilirim. ahmet altan demiş ya ’kendimi yalnız hissediyorum ki bu yalnızlıktan da kötü’, sarılasım var şimdi hepsine tek tek, ^şişş tamam geçti..’

’hadi şerefe!
dediğim gibi porselen fincanda votkayı içmeye kalkışmayın, üşenmeyin ve bir votka bardağı yıkayın...gerçekten, buna değecek!’

şimdi ’gecenin-sabahın tam üçüne’ az kalmış ya mesela, sırf o saati tek başına görmemek için insan bin tane delilik yapabilir. litrelerce içer, ciğerlerce içer, uyku ilaçlarına sığınır, renkler ve algılar karışır; üçe az kalır ne yapacağını bilemez, tanımadığı tenlere kokulara sığınır, hayatlar karışır.

hayatlar birbirine karıştığında ise yalnızlık derinleşir. içinizde gittikçe daha derinlere çekilirsiniz. kozanız kalınlaşır. bir süre sonra isteseniz de parçalayamazsınız.

’karanlıktaysan gölgen bile seni yalnız bırakır.’ karanlığın arttıkça yalnız kalırsın, yalnız kaldıkça karanlığa daha da koşarsın, sonunda bir bakarsın kimse yok, sıkılmış hepsi. ne yana dönsen kendine çarparsın. ’ama kime anlatılır ki yara?’ sorusu döner durur kafanda. cevap olarak kendinden başkasını bulamazsın.

acıtan bir şey yalnızlık, değişik de.. en hüzünlü şey şu hayattaki belki de. bulsam şimdi mesela kitap yalnızı olmayan gerçekten yalnız bir insan, ’al’ derim, ’bak bu son sigaram’.

ve sonuç olarak şöyle ki:

’bereket versin, anadolu’nun bu yalnız kendisine mahsus dertleri yanında gene yalnız kendisine mahsus çareleri vardır.
bunların en birincisi rakıdır..’

şimdi 5 dakika daha..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol