işçi demir dikmeleri boyuyor duvarın üstüne binmiş,
boya kutusuna banarak usulca fırçayı.
gündeliği kaça?
doyarlar mı dersiniz çoluk çocuk!
tahtaları çakmak için usta vida almaya gitti motosikletle,kavakların altından.
bir toz bulutu yükseliyor upuzun ardında. kasabaya vardığında
nalbura girecek: "vida, diyecek, beşlik," küf kokan dükkânda.
bir kutunun içinden vidalar çıkaracak nalbur, uzatacak.
alışverişle dönüyor dünya, mevsimler gelip geçiyor.
tahtalar dökülüyor ne denli sağlam çakılsa yıllardan sonra
ve otlar, dikenler, ısırganlar bürüyor duvar diplerini.
ama şu bulutlar, maviliğin içinde,yıllardan sonra da
gelip geçecek göçük ya da yeni duvarların üstünden.
-beşlik vida kısa düşer, ustam, altılık ister bu tahtalara,
günün birinde yine çürür düşerler ya, şimdilik.
(bkz: oktay rifat)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?