traudl junge

duracell
traudl junge, hitlerin sekreteri isimli kitabı yazan, hitler’in son 2 buçuk yılında sekreterliğini yapmış, son günlerinde de hitler’in yanında kalmış ve bizzat hitlerin vasiyetnamelerini yazmıştır.

gençliği, 22 yaşına kadar hitler ile tanışmadan önce, nazilere karşı çelişkili bir şekilde sürmekte ama yine de her defasında takdir edip durmaktadır hitleri. küçük kardeşine özenerek dansçı olmayı çok istemekte ama stenograf ve daktilo konusundaki becerileri ve hızlı yazma konusundaki kabiliyeti onu sekreter yapmıştır. hitler bir gün elinin altında hazır bekleyen bir sekreter göremeyince bir sekreter daha alınmasını emretmiş, bu konuda hiç istek duymayan traudl (o zaman soy ismi başka bişe, kitap şu an yanımda olmadığından bulamıyorum, kitabı bulunca düzeltme yapılacaktır) hiç heyecan yapmaz ve binlerce sekreter arasından ilklere kalarak hitler karargahına (doğu prusyaya) doğru yola çıkar. vardığında hitler bütün sekreterlere tek tek yazı yazdırmak ister, ilk gelen traudl’un çok kabiliyetli biri olduğunu düşünür ve ötekileri hiç denemeden berlin’e geri gönderir.

kısa zamanda hitlerin de en sevdiği sekreter olur. kaçamak yaşadığı bir ss subayıyla da bizzat hitler tarafından evlendirilir ve junge soyismini bu subaydan alır. junge almanca’da genç manasına geliyormuş, bu yüzden hitler bu sekreterine bu günden itibaren freu junge şeklinde değil, junge freu şeklinde seslenirmiş.

zaman geçiyor ve almanya, rusya karşısında mağlubiyetler de almaya başlıyor, hitler ise hala zaferden emin. kazanacağını düşündüğü savaşı, çevresindekileri de ikna ediciliği sayesinde kazanmaktan emin bir şekilde düşünmelerini sağlıyor.

tabii, hitler’in mussolini ile görüşmesinde, bulgaristan kralı ile görüşmesinde ve yine bazı devlet adamlarının almanya’ya gelişindeki görüşmesinde de hep traudl junge hitlerin yanında oluyor. beraber bulundukları 3 sekreterden en çok yakınında olan sekreter olmuştur kısa zamanda traudl.

ruslar, berlin’in dibine kadar geldiğinde ve hitler, mağlubiyeti kabullendiği zamanlarda, herkese kaçıp kurtulmasını emretmiş ancak, hitler’in o sıradaki sevgilisi eva braun, sadık sekreteri traudl junge ve birkaç kişi yalnız bırakmamıştır. o kadar ki, sofralarda artık başarı değil, son konuşuluyormuş.

bir gün eva braun, bu akşam ağlayacaksınız demiş ve aynı gün hitler, vasiyetnamesini (siyasi ve şahsi) traudl’a yazdırmıştır. şahsi vasiyetnamesinde eva ile evlenmek istediğini belirtmiştir ve o akşam evlenmişlerdir.

kitabın bir yerinde, hitlerin traudl’u ss askeriyle (ki bu asker aynı zamanda hitlerin yaverlerindendir) evlendirmeye çalışırken, sekreter kendisinin eva ile niçin evlenmediğini sorduğunda hitler de iyi bir aile babası olamayacağını savunmuştur.

3 gün sonra hitler, ağzının içinden beynine doğru kurşun sıkmak, eva braun da zehir içmek suretiyle intihar etmiş, yine hitlerin vasiyeti uyarınca yakılarak külleri savrulmuştur (çünkü hitler düşmanın eline ölü yada diri olarak geçmek istemiyormuş) sekreterimiz, eva braun’u bizzat kucağında taşıyarak bahçeye çıkarmış.

hitlerden sonra da berlinden kaçmaya çalışan traudl, bir bayan daha (galiba hizmetçiydi) ve birkaç komandoyla beraber berlin metrosu tüneliyle savaş alanından kaçmaya çalışmıştır. sigara tiryakisi olan traudl, yanına ne erzak ne de eşya almış, bol bol sigara ile yola çıkmıştır. bir fabrika binasında ruslar’ın ablukaya alması sonucu teslim olmak zorunda kalmışlar, ve rus esiri olarak bir süre çalışmak zorunda kalmışlar. traudl bir süre de yanlışlıkla fahişelerin bulunduğu koğuşa atılmış ve ancak siyasi bir mahkum olduğu konusunda rusları ikna ettikten sonra koğuşu değiştirilmiştir (ilginç buldum)

daha sonra amerika’ya yerleşen traudl junge, amerikan demokrasisine hayran kaldığını da "meğer ne çok kitap varmış da hepsi bize yasakmış. bize yasaklanan şeylerin ne kadar güzel olduklarını burada öğrendim" şeklinde anlatmıştır. (amerikan demokrasisini övdüğümden değil, traudl bu şekilde bahsettiğinden yazdım)

kitaba gelince; bence her 2. dünya savaşı meraklısının, her hitler düşmanının, her hitler hayranının, her türk’ün, her yahudinin, her alman’ın... kısacası herkesin kütüphanesinde bulunması gereken ve sürükleyici bir kitap.

almancadan yapılan çevirilerle ilgili en büyük şikayetim olan; çok uzun paragraflara sahip olmasından bu kitapta da şikayetçi oldum ancak, kitabın sürükleyiciliği ve bir solukta okumama vesile olan akıcı anlatımıyla takdirlerimi de kazanmış bir kitaptır.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol