susuzluk

0 /
made in heaven
maalesef küresel ısınmanın olumsuz etkileri neticesinde ülkemizin,özellikle istanbul ve ankara gibi büyük kentlerimizin kapısına amansızca dayanmış olan,insan hayatını çekilmez kılan bela.halkımızın durumun ciddiyetini halen kavrayamamış olması son derece acı ve düşündürücü.
killesme
küresel ısınmanın etkisini böylesine gösterdiği şu günlerde herkesin istisnasız 1.dereceden ihtiyacı.-insan bu havalarda seks yapmak istemio-
kalipso
eh ulan dünyanın da amına koyduk sonunda dediğim ama sonra dur abi olan bize olmuyo mu bu durumda dediğim olaydır aslında olay da değil süreçtir
duncan mac leod
ankara yı çarşamba günü vuracak olan felakettir,ankaralı arkadaşlara kolaylıklar dilemekten başka birşey yapamayız,mümkün meretebe suların gittiği birkaç gün içinde cünup gezmesinler...
teselya
anlamadığım bir şey. biz kendi ellerimizle bu yaşanası dünyayı bu hale getirdik.yaktık yıktık kestik ağaçları.iş kuraklık ve susuzluğa geldiğinde bidon alıyoruz 20 milyonlara 30 milyonlara.bundan 5-6 sene evvel bu paralarla fidan eksek bu durumda olur muyduk bilmiyorum.hem mahvediyor hem bidon alıyoruz.allah sonumuzu hayır eylesin..
phaloe
ankara’da yapılan kesintilerle su tasarrufu sağlanmak istemiş fakat suların her kesilip yeniden geldiğinde basınca dayanamayan borular patlamış tasarruf edilen suların 3 katı sokaklara akmıştır. melih gökçek ise kesintilere devam edip etmeyeceğini düşünmekteymiş.(bkz: aferin melih)
mitili
bu tedbirleri uygulayalım ve suyumuzu boşa harcamayalım:

1. çorba içmeyelim. kuru köfte tercih edelim.

çorba dediğin nedir ki? mercimeği fırına veririz; ezo gelin gelin olmaktan çıkalı yıllar oldu, torun torbaya karıştı; şehriyenin de zaten ismi çok edebî idi, yine iyi dayandı; yayla çorbasına karışmıyoruz, yaylalarda zaten su problemi yok… kuru köfte öyle mi ya?.. (çorbanın kasesi 2 milyon, köftenin porsiyonu 5 milyon diyenler, demesinler. paradan değil sudan tasarruf zamanı!)

2. arabayı yıkatmayalım.

düzeltiyorum: yıkamayalım, yıkatmayalım. böylece pis arabadan tiksinelim, yerine otobüse binelim, trafik de rahatlasın. bir taşta iki kuş vuralım, sıkıp suyunu içelim.

3. halı yıkamayalım.

duş almayıp halısını yıkamayı tercih eden insanların ülkesinde bu nasıl olacak meçhul ama, başarmak zorundayız. hatta, zaten sıcak olan bu havalarda, halıları külli kaldırabiliriz. hepimiz türk’üz, hepimiz yumuşacık halılara basarak yürümek, evin her santimetrekaresini halıyla döşemek isteriz elbette ama hasretimizi bağrımıza gömelim, bu acıya tahammül edelim…

4. akvaryumları boşaltalım.

hayatta akvaryum kadar lüzumsuz kaç tane aksesuar var acaba? balıkçıkları hapsetmek için özel hapishane yaptırıyorsun, bir yukarıdan aydınlatıp, “bakın, ben psikopatım, bunlar benim esirlerim” diye sergiliyorsun. derhal boşaltalım akvaryumları! elde ettiğimiz suyu damıtıp kullanalım. balıkları da kızartıp yiyelim.

5. tükürüğümüzü yutalım.

ikide bir tükürüp tükürdüğünü yalamaktansa, tükürmeyip yutmak daha iyidir. su sudur, kaybetmeye gelmez…

6. sıcakta sokağa çıkıp boşa terlemeyelim.

sokağa çık, terle, hem vücudun sıvı kaybetsin, hem de duş almak zorunda kal… bilhassa kadınlar çıkmasın, (ilahi adalet küresel ısınma yoluyla mı tecelli ediyor, ne?) yazık, cicilerimiz kirlenmesin.

7. erkekler için tıraş olma zorunluluğu kaldırılsın.

işyerlerinde erkekler tıraşsız gezsin. hem çeşitlilik olsun, hem de yüzleri biraz nadasa dursun. eskiden tıraş mı vardı? şikayeti olan mağarasının duvarına dilekçe yazsın!

8. sık sık duş almayalım.

kişiler, sırtındaki iki kürek kemiğinin arasına “beni yıka” yazabilecek kadar terlemeden yıkanmasın. iğrenç di mi? olsun!

9. vara yoğa ağlamayalım.

gözyaşı da sıvıdır nihayetinde. yarın onu bile arayacak hale geliriz. bunun için yeşilçam filmleri, babam ve oğlum, akşam ana haber bültenleri ve sadece ağlamak için tertiplenen “gözyaşı geceleri” bir süreliğine kaldırılsın.

10. birbirimize çiçek alma alışkanlığından derhal vazgeçelim.

bu maddeyi okuyan evli erkeklerin bir kısmı “oh” çeksin, diğer kısmı “ne çiçeği yaw? en güzel çiçek hanımımdır, hede, hödö…” desin. hanımlar, o çiçekleri koyduğumuz vazolardaki suyu daha faydalı işler için kullanalım! mesela birinin çocuğu oldu, çiçek yaptırıp gitmek olacak iş mi? çocuk bezi alalım, zıbınlık alalım, emzik alalım. kadıncağız inek değil ya çiçekleri yiyip yavrusunu emzirsin, çiçek alışkanlığını kaldıralım…

11. bahçelerimizi sularken bütün bitkileri sulamak zorunda değiliz.

meyve veren ağaçlara, toprak bitkilerine öncelik tanıyalım. çalışmayana ekmek yok; süs bitkisi yetiştirecek lüksümüz mü kaldı? daha fazla fidan dikmek de çok şart değil, bunun bir de sulaması var.

12. bulaşıkları “akıtmayalım.”

kadınlar bulaşıkları makineye atmadan evvel “akıtmak” maksadıyla bir güzel yıkayıp sonra atmasın. çöpünü dökelim yeter. “yok, illa önce ben yıkayacağım” diyenler bir zahmet yıkama işini bitirsinler, makineyi terlik dolabı haline getirsinler.

13. meyve yıkamaya son!

sebze meyveleri yıkamak için litrelerce su harcamaktansa, bütün sebze meyveleri büyücek bir kazana doldurup az miktarda suyla tek seferde yıkayalım. hastalık riski susuzluk riskinden daha az olacaktır. yıkadıktan sonra kalan suyla da tuvaleti yıkayalım. kazanı da hazır indirmişken yemek yapalım. fırını hazır çalıştırmışken ekmek yapalım.

14. balkon yıkamayalım!

çıkacağımız zaman yere koli serelim. çıkmışken birkaç saat oturalım. oturmuşken konu komşuyu izleyelim, çevremiz hakkında bilgi sahibi olalım.

15. ütülerden kurtulalım!

ütüye buhar versin diye bolca su dökerek cillop gibi elbiselerle gezmek yerine, buruşuk fakat sağlıklı elbiselerle gezelim.

16. dişlerimizi susuz fırçalayalım.

bunun için misvak kullanalım. ha, bir de, yıllarca bize kitap’ı, emirleri unutturmak için yapmadık sekülerlik bırakmayanların şimdi “tasarruuuf, israfa hayıııır” diye feryad edişini seyrederken, “ya rabbi,” diyelim, “daha fazlasıyla bizleri imtihan etme, rahmetini esirgeme.”

17. bir abdestle üç namaz kılmak caizdir.

abdestimiz varsa her vakit abdest almayalım. yeni abdest için üçüncü vakti bekleyelim. yalnız bu konuyu bir de paksu hocamıza danışalım…

gicikcik
hafta sonu itibariyle karlı ve yağışlı hava geliyormuş çok şükür. her hafta barajlardaki su oranına bakıp depresyona giren beni mutlu etmiştir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol