481. kolaylaştırmıştır. onu güzelce al; kendini zahmete sokma" demişti.
482. birinde demişti ki: "kendine ait olanı terk et, çünkü tabiatının kabul ettiği, merduttur, kötüdür.
483. birbirine aykırı yollar, nefse kolaydır, herkese bir din, can olmuştur.
484. eğer hakkın din işlerini kolaylaştırması doğru bir yol olsaydı, her yahudi ve mecusi, tanrıyı duyar, anlardı" demişti.
485. öbüründe demişti ki: "kolay, odur ki gönlü hayatı ve canın gıdası ola.
486. tabiatın hoşlandığı her şey, vakti geçince, çorak yere ekilmiş tohum gibi mahsul vermez.
487. onun mahsulü, pişmanlıktan başka bir şey olmaz; onun kazancı, sahibine ziyandan başka bir şey getirmez.
488. o zevk, sonunda da önünde olduğu gibi kolay ve hoş görünmez; nihayette adı güç olur, güçlenmiş bir hale gelir.
489. sen güçleştirilmişle, kolaylaştırılmışı, birbirinden ayırdet; bunun yüzünü de sonuna nazaran gör, onun yüzünü de sonuna nazaran."
490. bir tomarda da; "bir üstad ara. âkıbeti görme hassasını nesepte bulamazsın.
devamı için:
(bkz: mesnevi 491 500)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?