111. âşıklık, ister o cihetten olsun, ister bu cihetten... âkıbet bizim için o tarafa kılavuzdur.
112. aşkı şerh etmek ve anlatmak için ne söylersem söyliyeyim... asıl aşka gelince o sözlerden mahcup olurum.
113. dilin tefsiri gerçi pek aydınlatıcıdır, fakat dile düşmeyen aşk daha aydındır.
114. çünkü kalem, yazmada koşup durmaktadır, ama aşk bahsine gelince; çatlar, âciz kalır.
115. aşkın şerhinde akıl, çamura saplanmış eşek gibi yattı kaldı. aşkı , âşıklığı yine aşk şerh etti.
116. güneşin vucuduna delil, yine güneştir. sana delil lâzımsa güneşten yüz çevirme.
117. gerçi gölgede güneşin varlığından bir nişan verir, fakat asıl güneş her an can nuru bahşeyler.
118. gölge sana gece misali gibi uyku getirir. ama güneş doğuverince ay yarılır (nuru görünmez olur).
119. zaten cihanda güneş gibi misli bulunmaz bir şey yoktur. baki olan can güneşi öyle bir güneştir ki, asla gurub etmez.
120. güneş, gerçi tektir, fakat onun mislini tasvir etmek mümkündür.
devamı için:
(bkz: mesnevi 121 130)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?