medya

redleader
bünyesindekilerin çoğunun para odaklı çalıştığı oluşum. sunduğu "haber"lerin ise insanlık yararına olduğu bir duruma henüz şahit olmadım.

bugün biraz derin kazıyoruz, detaylı gömüyoruz. bu yüzden öncelikle kavramlardan bahsedelim:
haber nedir? birinin size bir olayı anlatması.
gerçek nedir? kimin anlattığından bağımsız olarak yaşanmış şey.

bu farkın en güzel örneklerinden biri türk sinemasının şu güzide sahnesi:


ziya'nın anlattıkları haber, ziya ise medya kolpacısı. biz de burada onu uyaran münir özkul olmaya çalışıyoruz.

bir olayı anlatırken herkes ama istisnasız herkes olayı kendi görüş açısından anlatır. burada kötü niyet olması gerekmiyor; insan doğası gereği herkes kendisi için en önemli şekilde başkalarına aktarır. ama bu görüş açısının içine çıkar girdiği zaman, size anlatılanların gerçek ile alakası kalmıyor. tamamen masal dinliyoruz hep beraber, ve işimize gelen masalı seçiyoruz.

çözmemiz gereken iki tane mesele var; uydurma kısımları nasıl anlayacağız ve gerçeği nasıl öğreneceğiz.

yıllardır medyaya gülen biri olarak, bir haberin yalan detaylarını yakalamak için bir kaç şeye bakıyorum şahsen.
1) haberin kaynağı. "pfizer aşısı çok iyi" diye bir iddia atılıyor, haberin kaynağı pfizer firmasının kendisiyse bu bir masaldır.
2) başka haberlere pek çok atıf ve bağlantı varsa o işte bir kolpalık vardır. çünkü gerçeklerin ayakta durmak için desteğe ihtiyacı yokken, yalanlar ne kadar çok olursa o kadar güçlü olurlar. komşusunu öldüren A.t., aynı zamanda uyuşturucu kaçakçısıymış, ve 6 yıl önceki faili meçhul cinayeti de üstlenmiş mi? hem de bu tokat, erbağ'ın sesi gazetesinde çıkmış mesela.
3) gerçek dünyada bu olayın böyle gelişmesi mantıklı mı diye sormak çok önemli. x'in evine silahla girmişler, o da kanepesinden kalaşnikof çıkartıp 3 kişiyi mi öldürmüş? bunun olma ihtimali nedir onu düşünmeye başlayınca, aslında pek çok haberin bu eşiği geçtiğini farkedeceksiniz. çünkü masal.
4) görüntüler çok önemli. görüntünün kaynağı da değil sadece; ama gene tek bir yerden geliyorsa bir sorgulamak gerekli. bunun dışında hiç görüntü yoksa problem, eğer o görüntü çok titrek bir kamera ya da pikselliyse orada anlatılacak masal, sunulması gereken kanıtın önüne geçmiş demektir. size bir yalan söyleyecekler, ucuna da görüntü eklemiş olmak için ekliyorlar yani.
5) alt metin okumayı öğrenmelisiniz. tüm haberlerin altında mutlaka bir düşünce var yerleştirilmek istenen ve bunu okumayı öğrenmelisiniz. bazıları çok basit; "şu politik parti iyidir/kötüdür". bazıları ise çok daha karmaşık, "toplum sağlığı bireysel sağlığınızdan önemlidir" gibi. bunu haber okudukça geliştiriyorsunuz, ama bir ipucu vereyim ortada öyle binlerce farklı düşünce yok. 3-5 tane büyük yalanın etrafında dönüyor her şey.

tabi ki bunları örneklendirmek gerekli. o yüzden direk anadoluajansı'na gidiyoruz ve bugünün haberlerine bakıyoruz. öncelikle alakasız, hiç bir önemi olmayan ama yazması karşılığında birinin para kazandığı saçma haberler:
izmirde önce bisiklet sonra telefon çalan üç şüpheli yakalanmış.
kazakistanlı misafir öğrenci dombrasıyla türk dizilerine renk katıyor.

yani bunlara zaman kaybı dışında bir şey diyemiyorum; hem yazanın hem okuyanın zamanını çalmak. ama asıl önemli haberlere gelelim:
18 yaşında olmama rağmen bu hastalığı ağır geçirdim. hadi ya beytullah? sen çok mu şanssızsın kardeşim? kamu spotu gibi konuşmuş bir de çocuk, bu bize ders oldu filan demiş. bu haberin alt metni çokomelli; maske takın, virüs var, yaşlı-genç demeden herkes ağır geçirebilir.

ilk mutasyon geçiren virüs bu değil, aşımız çalışmayacak diye bir şey yok. susun zengin konuşuyor, konuş zengin. elinizde aşı var, bu aşı yeni bir mutasyonda çalışacak diye firmanın sahibi bize güven verdi sağolsun. alt metin nedir belli; aşıyı vurdurun.

bu örneklerden sonra, bir de gerçeği nasıl bulacağımızdan bahsedeyim ufacık. gerçeğin alt metni olmaz arkadaşlar. haberin ise gizli başka bir amacı vardır, yukarda gösterdiğimiz gibi. bu yüzden okuduğunuz şey ne kadar kendi ayakları üzerinde durabilir ve ne kadar kanıtlarla destekliyse, gerçeğe o kadar yakındır.

medya'nın bize nasıl yalan söylediğini gördük, şimdi de nereye odaklanacağımızı nasıl değiştirdiğine bakalım. "büyük resim" diye dalga geçilen bir konsept var, ama sizin bu resmin sadece bir ufacık kısmına odaklanmanız için uğraşan koskoca medyayla dalga geçen yok! grafiğimiz gelsin; amerikan halkını öldüren şeyler vs. haberlerde konuşulan şeyler:


en soldaki sütun, insanların neden öldükleri.
ikincisi, insanların neyi google'ladıkları.
üç ve dört, haber sitelerinin neden bahsettiği.

gördüğünüz gibi medya terörizm ve cinayet haberleri ile dolu, ama insanların büyük çoğunluğu için sorun olan kalp rahatsızlıkları gündemde yok. çünkü tık getirmiyor o haberler. bu kadar basit aslında; sizi korkutmak ve sizi her an ölebileceğinize inandırmak üzerine haberler yapmayı tercih ediyorlar çünkü daha kârlı.

kâr dedim diye hemen para diye düşünmeyin. insanların korkak olması o kadar işlerine geliyor ki, bu bile başlı başına bir kazanç. korkan insan yalanlarını sorgulayamaz, onlar için bir tehdit olmaz.

medya, namlusu size doğrultulmuş bir silahtır. sorgulamadan inandığımız her haber bizim cesaretimizi kırmak ve birilerine mutlak güven duymamız yolunda atılan bir adım. bu tuzaklara düşmememiz gerekli hiç birimizin.


bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol