masal

shot
zamanında kafa yorduğum, biraz araştırdığım ve göründüğü kadar masum ve sevimli olmayan, aksine direkt ve indirekt mesajlarını hiç de hoş olmayan hikayelerdir.

İleride çocuğum olursa asla bilmesini istemeyeceğim masalların başında Grimm Kardeşler'in derlediği masallar geliyor. Kötü üvey anneler, zehirli elmalar, çocuk pişiren cadılar , yüzyıllar süren uykular… Ülkemizde pek bilinmeyen diğer Grimm masallarının da bunlardan kalır yeri yok. Hele masalların orjinallerinin çok daha “kirli” olduğunu düşününce, La Fontaine'in, Ezop'un masalları yeterli geliyor.


örneğin maria tatar, Off With Their Heads! : Fairy Tales and the Culture of Childhood kitabında şunu yazar:
masalları savunanlar sıklıkla bu hikayeleri doğruluk ve ahlak deposu olarak değerlendirme tuzağına düşerler. bize öğretildiğine göre masallar, içinde iyiliğin sürekli ödüllendirildiği ve kötülüğün sürekli cezalandırıldığı bir dünya, günlük hayat için ahlak düzeltici unsurlar bulduğumuz, çocuğu rahatlatan şeylerdir. Gerçekte ise, resim oldukça farklıdır. Masallar sıkça şefkat, alçakgönüllülük gibi değerleri övse ve iyi davranışların ödüllendirildiğini gösterse de, açıkça yalancılığı, hileyi ve hırsızlığı destekler.


----
Grimm biraderlerin 1812'de yayınlanan Kinder und Hausmärchen kitabının birçok düzeltmeden geçtiğini ve derledikleri masalların orjinallerinin değişikliğe uğradığı bilinen bir şey. Uyuyan Güzel'in kralın tecavüzüne maruz kaldığı ise bilinmeyen bir şey.

Pek muhterem Grimm kardeşler, hikayelerdeki seks, bilhassa evlilik dışı seks kısımlarını sansürlemiş ancak çocuk suistimali, açlık, zalim cezalandırmalar ve şiddet kısımları sansürden kaçmış*.

(*The Hard Facts of the Grimms' Fairy Tales-Maria Tatar.)

En bilinen, hatta Türk filmi uyarlaması bile yapılan masallardan biri, Külkedisi'dir değil mi? Zavallı Sindirella'yı hizmetçi gibi kullanan kindar ve hoyrat üvey kız kardeşler ve üvey anne, hayalleri sihir sayesinde gerçekleşen Sindirella, ilk görüşte aşık olduğu kadını sadece bir ayakkabı teki kullanarak bulmaya çalışan prens… Hepimizin bildiği şeyler bunlar. Peki masalın sonunda bizim çilekeş-ama-iyi-kalpli prensesimizin üvey kardeşlerinin cezalandırıldığını biliyor muyuz?


“Nişanlı çift kiliseye gittiklerinde, büyük [üvey kardeş] sağ tarafta, küçük [üvey kardeş] sol taraftaydı ve güvercinler ikisinin de birer gözünü çıkardı. Daha sonra geri geldiklerinde, büyük sol, küçük sağ taraftaydı ve güvercinler diğer gözlerini de çıkardı. Böylece, kötülükleri ve yalanları için yaşadıkları sürece körlükle cezalandırıldılar.”

(http://www.nationalgeographic.com/grimm/cinderella.html)

Üvey anne zulmü, ayakkabıya ayağını sığdırmak için parmağını kesmeyi göze alan üvey kardeşler, göz oyan güvercinler. Küçük çocuğuma uyumadan önce anlatmak isteyeceğim bir masal, evet.


Peki masalların çoğunda aslında belayı açanın üvey anne değil öz anne olması, sonradan bir anneye bu kadar kötülük kondurmak istenmediği için ufak bir müdahale ile öz annelerin öldürülüp yerine kötülük yapması için üvey anne getirilmesi? Pamuk Prenses'in ciğerini isteyen sosyopat üvey annesinin aslında öz annesi olması söz konusu mesela, bir annenin duvardaki aynanın lafına bakıp evladının güzelliğini kıskanması fazla gelmiş olsa gerek ki bu canilik bir üvey anneye layık görülmüş.


Pamuk Prenses demişken. Bizim iyilik timsali pamuğumuzun beyaz atlı prensiyle evlenirken üvey annesini kızgın demirden yapılmış ayakkabılarla dans etmeye mahkum etmesine –ve kraliçenin ölmesine- ne demeli*? Tabii ki biz bu sonu bilmiyoruz. Zira ortaçağın işkence yöntemlerinden birinin bir çocuk masalında yer alması pek hoş olmasa gerek.

(*The Evolution of Snow White: A Close Textual Analysis of Three Versions of The Snow White Fairy Tale– John Hanson Saunders)


Kendilerini yemeye çalışan cadıyı fırına atan Hansel ve Gretel, kötülük abidesi olan ve en sonunda sinirinden kendisini ikiye bölen Rumpelstiltskin, Kırmızı Başlıklı Kız, Uyuyan Güzel ve daha birçok masalın konteksti incelendiğinde küçücük çocuklara öğretmemiz gereken şeyler olduğunu düşünmüyorum.

Grimm Kardeşler'e laf ediyorsun da tek masal yazan onlar mı, demeyin. Mavi Sakal'ı yayınlayan bir Perrault var. Küçükken sahip olduğum masal kitabına dair en canlı anım, Mavi Sakal'ın son karısının, ölü kadınların duvardaki nişlerde asılı olduğu odaya girdiğini ve elindeki kanlı anahtarı tasvir eden o çizim! Böyle bir masalın var olması bir yana, ki korkunç bir masal, o çizimi çocuk kitabına koyan yayıncıyı hala anlayamıyorum.


Daha onlarca masal var, soğuktan donan Kibritçi Kız, köyden götürdüğü çocuklar geri gelmeyen Fareli Köyün Kavalcısı, aşık olduğu adam için sesinden vazgeçtiği halde adam başkasını tercih edince canına kıyan Küçük Denizkızı…
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol