Kelime menşei doğrudan Amerikalıdır. Yani kısaca “made in USA”. Daha uzunca irdelemek istersek bu kelimenin ilk kullanıldığı yılların Amerikan devrimi sırasında olduğunu görürüz. 1700 lerin ikinci yarısında yaşamış olan Virginia'lı Charles Lynch adında bir toprak ağası ve politikacı, İngilizler ile işbirliği içinde olan kraliyet destekçilerini herhangi bir mahkeme olmaksızın bir yıla yakın süre ile hapiste tutmuştur. “Bir toprak ağası olan politikacı insanları kendi kafasına göre nasıl hapiste tutar?” sorusunun yanıtı, “kendisi aynı zamanda kanun dışı yargıçlık yaptığı için sakınca teşkil etmemiş toplum tarafından,” şeklindedir.
“Lynch's Law”, “Lynch'in kanunu” da Amerikan tarihindeki yerini almıştır böylelikle.
Linç etmek fiilinin tam karşılığı, “mahkeme olmadan cezalandırmak” tır.
Bu fiili gerçekleştirenler, yetkisi olmayan yasa dışı infazcılar ve geniş kitlesel kalabalıklardır. Amerikan iç savaşı öncesinde ve sırasında linç etmek özellikle güney eyaletlerinde bir kültür olarak vücut bulmuş ve özellikle Afrikalı Amerikalılar (African-Americans) üzerinde uygulanmaya başlamıştır. Ancak Amerikan tarihine bakınca ilk toplu ve büyük linç eyleminin afrikalı amerikalılara değil, çinlilere uygulandığını görürüz. 1871 tarihinde, Los Angeles'ta 18 çinli yerleşimci büyük bir kalabalık tarafından önce işkenceye uğramış sonrasında asılmıştır.
Çinli yerleşimcilerin linç edilmesi Amerikan tarihinde çok vurgulanmaz. Hatta Los Angeles'ta yaşayanların çoğunluğu bile bundan habersiz olduklarını dile getiriyor. Onlarında pek suçu yok, çünkü bu katliam hakkında elle tutulur şekilde yalnızca bir belgesel film, ve yine yalnızca iki kitap yayınlanmıştır bugüne kadar. Hollywood'un Oscarlık performans gösterecek çinli bulamadıkları için mi yoksa “deşmeyelim bu konuyu, gezegende 1,4 milyar çinli yaşıyor, başımıza ne gelir sonra,” diye düşündükleri için mi, bilinmez.
Linç etmek, 1780 ler ile 1968 arasında yani yaklaşık 200 yıl boyunca, özellikle Afrikalı Amerikalıları ortadan kaldırmak için beyaz Amerikalı yerleşimciler tarafından uygulanmıştır. Ku Klux Klan a göre mesela, -ortadan kaldırmak terimini pek beğenmemiş olacaklar ki- onlar için linç etmek, “Afrikalı Amerikalıları kontrol altına almak,” demektir. Ku Klux Klan suç örgütünün paramiliter grupları tarafından linç edilerek öldürülen 3,446 Afrikalı Amerikalı vardır. Bu insanların neredeyse tamamı güney eyaletlerinde öldürülmüştür. Aslında öldürülmüştür kelimesi hafif kalmakta, vahşice katledilmişlerdir demek daha doğrudur. Hakkında fikir sahibi olmak için buradaki https://cont.ws/@grubz/379742 gerçek görsel ve fotoğraflara bakılabilinir.
2000 li yıllara geldiğimizde linç etmenin artık olmadığını düşünmek yanlıştır. Linç etmek iki yönlü olarak devam etmektedir. Fiili olarak Afganistandan Filistine, Güney ve orta Afrikadan Güney ve orta amerikadaki latin ülkelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede insanlar toplu kalabalıkların elinde vahşice katledilmektedirler. İkincil olarak psikolojik linç kültürü de artık literatürde yerini almıştır.
Fiili ve/veya psikolojik, her ikisinin de temelinde cahil toplulukların kontrol dışı hareketini görüyor olsakta aslında, bu olayların arka planında oldukça bilinçli ve belirli bir amaca doğru hareket etmekte olan daha etkin gruplar barınmaktadır.
Psikolojik linçlerde fiziki bir zararın ilk başta görülmemesi bunun asla olmayayacağı anlamına gelmez. Çünkü linç grupları herhangi bir ideolojinin alt grubu olmamakla birlikte gerçekte tümevarımdan faşizm ideolojisinin yan koludurlar. Kavramlar üzerinden hareket etmeyen ancak, toplumsal genel görüşü etki altına almak için genel kanının veya genel kabul edilmişliğin öğelerini saldırı mekanizması olarak kullanırlar. Örneğin Afganistanda 2015 yılında Kuran'ı yaktığı gerekçesi ile linç edilip yakılan kadın buna örnektir, ve bu örnekler artık geneldir. Aslında olayın öncesinde kadına ve ailesine karşı mahalleli tarafından, yalnızlaştırma ve aşağılama suçları işlenmiş ancak yerel yetkililer bunu görmezden gelmiştir. Psikolojik olarak başlayan linç, fiili linçe dönüşmüştür. İkisi arasındaki sınır oldukça incedir.
Okur yazar oranı düşük kesimlerde linç ile karşılaşılması bunun farklı toplumsal katmanlarda olmayacağı anlamına gelmez. Özellikle günümüzde internet üzerinde paylaşılan herhangi bir görüş, bir haber bir yazı sonrasında, eğer ki yazı yaratılmak istenilen genel kabul edilmişliğin öğelerinin dışında ise, bunun üzerinden bilinçli bir saldırı yaratılır. Saldırı elbetteki sözlüdür. Paylaşılan materyalin içeriği üzerinden, paylaşana doğrusal bir baskı oluşturulur. Bu basitçe görülen bir karalama kampanyası olarak ele alınsa dahi, hemen arkasından fiili bir linç olayının gelmeyeceğini düşünmek çok rasyonel değilidir ve daha sonrasında, her farklı sesin bastırılması üzerine yoğunlaşmış faşizan bir takım grupların gücü ele alma psikolojisi ile toplumda baskın güç olma yolunda evrilmeyeceklerini düşünmekte naiflik olur.
Linç etmenin yöntemelerinin 200 yılda bir evrimleştiğini görünce belki de “linç etmek” kelime menşei için “made in USA” dememeliyiz. “Made by human being” demek, belki daha yerinde olur. İstediği zaman psikolojik istediği zaman fiili olarak bu suçu azimle işleyen insan oğlu, belki bir iki yüzyıl sonra bunun başka bir yolunu daha bulur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?