spoiler içerir.
biraz prison breakvari bir başlangıç yaptılar. ömer baba yine aynı ömer baba. abdülhey köylü olmuş, tüfekle çıkıp bal peteğiyle falan geliyor. erhan’ın sol kolu gitmiş. nevzat, eren ve pürmüz eşek cennetinde. deli hikmet düzgün ama üzgün. çünkü karısı pişti. memati mala bağlamış illa iskender’i öldürücem diyo (bu arada ömer baba’yı siklemeyen bir bunu gördüm ben helal olsun). iskender bir yemek yiyor, bir duruşmaya çıkıyor, bir de polat’ı sorguluyor. nazım desen nalları dikti. muro falan var sonra. böyle olmuş dizi işte. daha bir karmaşık, daha bir heyecanlı.
gelelim polat’a. (polat büyük adam ya ayrı paragraf yapıyorum onun için)
polat bir küçük emrah, bir frankestein, bir zombi. şekilden şekile giriyor. çok şaşırdım aslında kendisinde birden fazla mimik olduğunu görünce. belki arada çalışıp da çıkarmıştır bunları ama olsun en azından gelişme var. hapla başladılar, olmadı iğne yaptılar, olmadı elektrik verdiler. (gerçi iğne oldu galiba dur bakalım. olduysa elektriği niye verdiler o zaman amk? ne bileyim bakacaz). adam bulmuş bir demir parçası, tuvaleti kazıyor da kazıyor. üçüncü (44) bölümden sonra polat, o neden kamera bulunmadığını bir türlü çözemediğim hücreden kaçamazsa zaten game over olacak. aslında ordaki lavaboya sıçınca ekstra can veriyo diye duydum befdhsjfhsdsdhfs...
mantık hataları saymakla bitmeyeceği için girişmiyorum hiç saymaya.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?