hülya avşar

o ses türkiye’de ne halt aradığını anlayamadığım şımarık kadın.

acun, sırf sükse yapıyor diye bu kadını tutmuş herşeye koymuş arkadaş. etinden budundan... neyse yararlanıyor işte. gerçi tüm diğer yarışmalarda da bu tutumu sergiliyor. misal pascal nouma’yı dün gece dans ettirdi, sırf geçen yok böyle dans programında yer aldı diye.
asıl konuya dönecek olursak; hülya avşar’ın o ses türkiye’de olması, yetenek sizsiniz’de olması, acun medya’da yazıyor olması insanı "kuklası olmuş!" düşüncesine itiyor.

o ses türkiye yarışmasında onun grubuna katılan yarışmacılar binlerce milyonlarca kez bu kararlarından pişmandırlar eminim. hülya avşar’ın nameleri güzel ama sesi değil. hele sesini hiç kullanamayan biri. bu kadın aslen bir oyuncu. bitti. bu kadar. sen onu tutar jüri yaparsan; güzelim sesli insanlar birer birer elenir gider; çünkü bu işten anlamıyor?! acun bile farkında, ki onun elediği bir kızı tutup yok böyle dans’a çağırıp şarkı söyletti ona. övgüler yağdırdı!
en son geçtiğimiz pazar günkü bölümde, bir yarışmacıya öpücükler yağdırırken diğerini sadece sırıtmayla karşıladı. öpücükler yağdırılan adam sesi hallice olan biri. sırıtılan kişi de bu yarışmaya "uzun ince bir yoldayım" ile katılan sesi türküye yatkın bir genç. şarkı tamamen türkücünün sesini gitmeyeceği, öpücükler gönderilen çirkin prensin sesine dosdoğru uyan bir şarkıydı.
bilerek seçti hülya bu şarkıyı, türkücüyü elemek için. ama bu kadar da bariz yapılmaz ki bu ayrım??! ilk haftasında elediği caaaanım sesli kız için de 100 takla atmıştı, sırf kendi takımına girebilsin diye. sonra da kendi zevksizliğiyle eledi onu. o insanların hayaalleri var, madem yerine getiremeyeceksen bırak diğer jüriler onları alsın.şu şartlar altında sayın avşar insanların "diğer jüri üyelerine kendini kanıtlamak; onları ezmek için yarışmacıları ayartmaya çalıştı durdu" duygusunu hissetmelerini engelleyemez... ki kişisel düşüncem de budur. işten anlamıyor, şov yapıp duruyor.