hediye

orqn
özünde güzel; fakat yozlaştırılmış bir kavramdır. hediye almak da vermek de güzeldir. kimse öyle ben hediye sevmiyorum triplerine girmesin şimdi. fakat ’ özel günler ’ olayı çirkinleştiriyor. o günlerde kendinizi hediye almak zorunda hissediyorsunuz, olayın diğer tarafındaysanız da gözünüz kapıda hediye bekliyorsunuz. babalar gününde babaların hediye beklemesi gibi. aslında gerçekten önemsemiyor olabilir iki taraf da bunu ama sorgusuz sualsiz böyle bir külfetin altına sokuluyorsunuz işte. hediyelere özel anlamlar yükleniyor; doğum günü hediyesi, evlilik yıldönümü hediyesi... iyice geriliyor insan. halbuki hediye biraz da sürprizle sunulduğunda güzeldir. beklenmedik anda, ortada hiç bir sebep yokken almak - ya da vermek - çok daha mutlu eder insanı.

hediyeleşmekle ilgili birkaç hadisi paylaşarak kaçayım ufaktan;



5744 - hz. ebu hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"hediyeleşin, zira hediye, kalpteki kuşkuları giderir. komşu kadın, komşusu kadından gelen (hediyeyi) hakir görmesin, bir koyun paçası olsa bile."

tirmizî, vela ve’l-hibe 6, (2131)

5746 - hz. enes radıyallahu anh anlatıyor: "resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"bana bir koyunun inciğe kadar ayağı hediye edilse kabul ederim, böyle bir yemeği yemeye çağırılsam icabet ederim.

tirmizi, ahkâm 10, (1338)

5750 - ebu ümâme radıyallahu anh anlatıyor: "resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"kim bir kimse için şefaatçi olur, o da bu şefaatine karşı bir hediyede bulunursa hediyeyi kabul ettiği taktirde, riba kapılarından büyük bir kapıya girmiş olur."

ebu dâvud, büyü’ 84, (3541)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol