fazıl say

0 /
louandreassalome
türk piyanist besteci.1970 yılında ankara’da doğan fazıl say,yazar ve müzikolog ahmet say’ın oğludur.piyano eğitimini ankara’da mithat fenmen ve kamuran gündemir,düsseldorf’ta david levine ile yapmıştır.

üç yaşındayken obuacı ali kemal kaya ile ritmik jimnastik ve işitme alıştırmalarına başlayan fazıl say, bir yıl sonra mithat fenmen’den aldığı piyano dersleriyle sevgiyi içeren bir öğrenim sürecine girmiştir. fenmen’le sekiz yıl süren bu dönem, piyano, solfej ve teorinin yanı sıra, besteciliğe özendirme çalışmalarını ve konser podyumlarına ısındırma amaçlı küçük dinletileri kapsar.

mithat fenmen’i yitirdiğimiz 1982 yılında ankara devlet konservatuarı’na giren fazıl say, ’özel statü’ olarak nitelenen hızlandırılmış yoğun eğitim çerçevesinde kamuran gündemir ile piyano, ilhan baran ile kompozisyon çalışmıştır. gündemir, yorum kavrayışı gerektiren yapıtlar üzerinde üst düzey bir değerlendirme ortamı yaratarak öğrencisini yetiştirmiş, ilhan baran ise ona kompozisyon eğitiminin temeli olan teknik donanımları kazandırmıştır. donanımların başlıcaları arasında armoni, kontrpuan, form bilgisi, analiz, enstrümantasyon, orkestrasyon, antik modlar, türm müziği makamsal ve ritmik sistemleri, caz armonisi, stil araştırmaları v.b. vardır. ilhan baran, ayrıca çağdaş müzik stilleri çalışması için ertuğrul oğuz fırat’dan yararlanılmasını istemiş ve fazıl say, üç yıl fırat’dan ders almıştır.

1987 yılında konservatuarı bitiren genç piyanist, almanya’nın daad bursuyla bu ülkeye gitmiş, düsseldorf müzik yüksek okulu’nda amerikalı piyanist david levine’in öğrencisi olmuştur. dünyanın önde gelen schubert yorumcularından olan levine, ’yaratıcı yorumculuk’un tipik bir örneğidir. fazıl say, piyanist kimliğiyle onu örnek almıştır.

1991 yılında ’konser piyanisti’ diplomasını alan besteci, berlin’e yerleşerek profesyonel müzik yaşamına atılmıştır. uluslararası ilk başarısı, avrupa birliği’nin düzenlediği avrupa piyano yarışması’nda kazandığı ödüldür (1991). aynı yıl berlin senfoni orkestrası’nın kendisine sipariş ettiği konçerto, bu orkestranın eşliğinde kemancı götz bernau ve bestecinin solistliğinde dünya prömiyeri olarak seslendirilmiştir. fazıl say’ın 1991 – 1995 yılları arasında almanya’da verdiği konser ve resitaller üzerine basında yayınlanan yazılar, bir kitap oluşturacak sayıdadır.

1994 yılı, piyanist ve bestecimizin kariyerinde dönüm noktasıdır: genç konser artistleri avrupa yarışması’nda birinci olduktan sonra, new york’da yapılan kıtalararası yarışmada dünya birinciliğini almış; radio france beracasa vakfı, paul a. fish vakfı, boston metamorphos orkestrası, m. clairmont vakfı gibi kuruluşların ödülleriyle onurlandırılması, kariyerini new york’da sürdürmesini sağlamıştır.

1995 yılından günümüze uzanan süreç içinde tırmanışını sürdüren fazıl say, fransa ağırlıkta olmak üzere avrupa ülkelerinde ve beş kıtada etkinliklerini sürdürmekte, günümüzün önde gelen şef ve orkestralarının eşliğinde konserler vermekte, ünlü salonlarda resitaller sunmaktadır.

besteciliği üzerine öncelikle söylenmesi gereken, yazdığı piyano yapıtlarını daha sonra orkestra yapıtlarına dönüştürmesidir. bu nedenle konçertolarının sayısı giderek artmaktadır.

besteleri

’prelüdler’, flüt ve piyano için, 1985; ilk seslendirme: mehmet mesci ve f. say, 1986.
’süit’, piyano için, 1986.
’siyah ilahiler’, keman ve piyano için, 1987; ilk seslendirme, götz bernau ve sayali dadaş; berlin’in 750. yılı kutlamaları dolayısıyla, 1987.
’gitar konçertosu’, 1987; bu yapıtı geri çekti, 1997’de gitar ve orkestra için yeni bir yapıt yazdı.
’ipekyolu’, piyano için, 1989; ilk seslendirme: rias berlin radyosu, canlı yayın: f. say, 1989; sonradan konçertoya dönüştürüldü.
’yansıtmalar’, keman, piyano ve orkestra için konçerto, 1991; ilk seslendirme: eduard maturet yönetimindeki berlin senfoni orkestrası, solistler; götz bernau, f. say, 1991.
’nasreddin hoca’nın dansları’ (sonradan “türk dansları” olarak adı değiştirilmiştir), piyano için, 1991.
’antik anadolu modları albümünden’, piyano için, 1991.
’üç masal’, oda orkestrası için: (12 yaylı, 6 üflemeli çalgı, arp, çelesta ve vurmalı çalgılar için), 1992.
’liszt’in si minör sonatı orkestralaması”; büyük orkestra için, 1992.
’altı prelüd’ debussy’nin 6 prelüdünün orkestralaması. 14 solo çalgıcı için: flüt, obua, klarnet, fagot, trompet, 2 vurmalı çalgı, piyano, gitar ve yaylılar dördülü, 1992; ilk seslendirme: besteci yönetimindeki yeni müzik topluluğu, köln, 1992.
’paganini’nin temaları üzerine çeşitlemeler” (modern caz stilinde) piyano için, 1993.
’ipekyolu’, piyano konçertosu, 1994; ilk seslendirme: scott yoo yönetimindeki boston metamorphosen orkestrası, solist: f.say, 1995.
’fantazi parçaları’, piyano için, 1993.
’caz fantazileri’, piyano için, 1994.
’senfoni konçertant’, piyano ve büyük orkestra için, 1993; ilk seslendirme: gürer aykal yönetimindeki cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası, solist: fazıl say, 1996; orkestra: 3 flüt, 3 obua, 3 klarnet, altosaksofon, 2 fagot, kontrafagot, 4 trompet, 3 trombon, tuba, 7 vurmalı çalgıcı için 27 vurmalı çalgı ve yaylılar için (14+12+12+8).
’gitar ve orkestra için’, (gitar konçertosunun yeniden yazılışı), 1996.
’iki ballade’, oda orkestrası için; 1996 ilk seslendirme: scott yoo yönetimindeki boston metamorphosen orkestrası, 1996.
’oda senfonisi’, oda orkestrası için, 1996; ilk seslendirme: scott yoo yönetimindeki boston metamorphosen orkestrası, 1996.
’kara toprak’, piyano için, aşık veysel’in teması üzerine, 1997.
’gülnihal’, piyano için, hamamizade ismail dede efendi’nin teması üzerine, 1997.
’kadanslar’, mozart’ın piyano konçertoları için kadanslar, 1987 – 1996.
’nazım oratoryosu’, piyano, solo ses, koro ve orkestra için, 2001.
’metin altıok için ağıt’, piyano, solo ses, koro ve oda orkestrası için, 2002/2003.
’piyanno konçertosu, no:3’, piyano ve orkestra için, 2001.


kitapları
’uçak notları’, müzik ansiklopedisi yayınları, kasım 1999.

nota defterleri
’schwarze hymnen for violin and piano’, verlag für musik-enzyklopaedie, 1987.
’nasreddin hoca’nın dansları (piyano için)’, yapı kredi yayınları, istanbul, 1990.
’fantazi parçaları (piyano için)’, yapı kredi yayınları, istanbul, 1993.
’paganini çeşitlemeleri (piyano için)’, yapı kredi yayınları, istanbul, 1995.
’sonat (keman ve piyano için)’, yapı kredi yayınları, istanbul, 1997.
’ipekyolu (piyano konçertosu)’, yapı kredi yayınları, istanbul, 1998.

albümleri (cd)
’wolfgang amadeus mozart’, warner music france
piano sonata k.333 in b flat major
variations on ’ah, vous dirais-je, maman’ k.256
piano sonata k.330 in c major
piano sonata k.331 in a major ’alla turca’.
’fazıl say’, troppenote recordings
piano concerto no.2 "silk road"
chamber symphony
two ballades
four dances of nasreddin hodja
fantasy pieces.
’george gershwin’, teldec classics international
rhapsody in blue
porgy and bess arrangements...
’igor stravinsky’, teldec classics international
le sacre du printemps.
’johann sebastian bach’, teldec classics international
french suite n.6 bwv 817 in e major
italian concerto bwv 971 in f major
prelude and fugue bwv 543 in a minor
chaconne in d minor (f. busoni)
prelude and fugue bwv 846 in c major.
’peter ilyich tchaikovsky’, teldec classics international
piano concerto no.1 in b flat minor
’franz liszt’,
piano sonata in b minor.
’johann sebastian bach, teldec classics international
italian concerto bwv 971 in f major
french suite n.6 bwv 817 in e major
prelude and fugue bwv 543 in a minor
’wolfgang amadeus mozart’,
piano sonata k.331

http://tr.wikipedia.org/wiki/faz%c4%b1l_say
ankakusu
sanatina bir lafim yok ama bu adam tam bir kendini bir sey zanneden sanatcidir.
ozellikle orhan gencebay dinleyenlere soyledigi kabul edilemezdir.
hadi genel olarak arabeski tenkit edebilirsin, sevmedigini diyebilirsin, laf atabilirsin ama arabesk dunyasinda orhan gencebayin kili olamaycaklar varken neden orhan gencebaya laf atarsin?

tek temennim bundan sonra sayginin ne oldugunu ogrenmesi. onun disinda zaten sanatina lafim olmaz.
ophelia
piyanoya hastalık derecesinde bağlı olan çalışmayan ya da yeterince ciddi olmayan öğrencilerine bu konuda hiç acımayan
hakettiği değeri türkiye’ de değil yurtdışında bulmuş piyanist
sepulturk
"bizim türkiye rüyalarımız biraz öldü. tüm bakan eşleri türban takıyor. islamcılar zaten kazandı, biz yüzde 30, onlar ise yüzde 70. başka yere taşınmayı düşünüyorum. şu anda değil ama ileride türkiye’den ayrılmayı düşünüyorum. biz artık azınlıkta kaldık, dışlanıyoruz. çankaya’daki davete bile beni çağırmadılar. böyle giderse, bir kızım var onu da alır yurt dışına giderim."

demiş büyük sanatçıdır. ne yazık ki adamların istediklerini ellerine vermektedir kendisi. istedikleri de budur zaten onların. türkiye’nin aydın, yenilikçi beyinlerini ülkeden soğutup, ülkeyi karanlık güçlere emin adımlarla sürüklemektir. umarız böyle bir şey yapmaz. zaten bir avuç insan kaldı aydın, onlar da yitip gitmez.
betterthan
kurtulus savasin da gotunu donup avrupa ya kacanlari animsatti bana her nedense.

sen gidersen o giderse bu giderse kim kalacak bu ulkede diye bi soru sormanin elzem oldugu san’atci.
salome
kendini "bir sey" sandigi "ukala" oldugu gerekcesi ile elestirilere maruz kalan sanatcimizdir. hemen bir "ukalalik" yaparak belirtmek isterim ki kendisini "bir sey" sanmasi son derece yerinde olmakla beraber takdir edilmelidir fakat bizim toplumumuz sadece "hicbir sey"i "olmayan" yine de bir seyi varmis edalarinda ahkam kesen kultursuzlere alisik oldugundan ve hakikaten "bir sey"i olan birinin karsisinda gerginlesmeye musait sinirini soguk hava ile temas ettirdiginden boyle, neyin kiymetini bilecegini kestiremez. "fazil say" misali; etrafina her bakisinda ayri bir "gericilik" ve "medeniyetsizlik" ornegi ile karsi karsiya gelip cok az kisiye bahsedilen yetenegini koreltecegine, layik oldugu muameleyi gorecegi baska bir yere gidenler yaylim atesine tutulmakta. acaba toplumun yuzde kaclik dilimi o "olanak"lara-kesinllikle butce ile alakali olanaklar degil belirttigim- sahip olsa kalmayi tercih ederdi turkiye’de hakikaten merak etmekteyim.
el menzile beynel menzileteyn
"koreltecegi olanaklar"a sahipken "kiymetim bilinmiyor" iddialariyla degil de, "islamci" yaftasini yapistirarak marjinallestirdigi "siz" lerden uzak kalmak maksadi ile turkiye’yi terketme karari alan halktan uzak ve fakat aristokrat cevrelerce takdire sayan "sanatci"..

merakli edit:"islamci" kelimesine serh koyacak biri varsa beri gelsin..
(bkz: gtunuzden kelime uydurmayin)
kurabiye
kendisi kısıtlı tarih bilgisiyle bugüne göndermede bulunmaya çalışan, işini hakkıyla yapan iyi bir müzisyendir. peki bir cümlede bir olumlu bir olumsuz yargı kullanılır mı? evet kullanılır. eğer objektif bakılabilirse öyle de bir kullanılır ki... "hayır gitmesin, seni yaptığın işle çok seviyoruz dediklerimizdendir". ama bu deha sanatçımız neden o pırıltılı zekasını kullanıp da at gözlüklerini bir kenara bırakmaz işte bu tartışılır.
avalon
’kaçma, mücadele et!’ diyip aslında destek verenleri ’size hayattaki mücadelelerinizde başarılar dilerim’!!! diyip tersleyen, cok aşırı zekilikten bu hale geldiğini düşündüğüm, değerli sanatçımız.
zifir
türkiye’yi ortaçağ karanlığına gömdüğünü söylediği güçlerle mücadele etmeyen. kendisini ortaçağ karanlığından kurtarmak için avrupa’ya kaçan mücadelecilik yoksunu kişi. tamam bu ülke ortaçağ karanlığına gömülüyor diyelim. bundan kurtulmanın yolu ülkeden kaçmak mıdır? hiç düşünmezmisin benim annem babam arkadaşım bu karanlığın içinde kalacaklar diye. ya da hiç düşünmez misin ben bu ülkeden gidersem onların istediklerini yaparım bu ülkenin büyük bir sanatçısını kaybetmesine neden olurum diye?
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol