gunumuzde, ronesans’la birlikte ortaya cikan humanizm akiminin yaraticilarindan ve en buyuk temsilcilerinden biri olarak bilinen rotterdamli erasmus, 1465 yilinda hollandanin rotterdam kentinde dogdu. bugunku ortaogrenimi karsilayan bir ogrenim doneminin ardindan augustin tarikatina girerek rahip oldu. ancak hicbir zaman geleneksel anlamda bir rahip olarak etkinlik gosteremedi; kendini daha cok bilime adamak istedigi gerekcesiyle, dini makamlardan "cuppe giymeme" iznini aldi. paris universitesine devam etti. 1499da ingiltereye gittiginde, john colet, thomas morus (more) gibi aydinlarla tanisti ve bu dostluklarla ufku daha da genisledi.
papaligin dusunceler uzerinde kurdugu hegemonyaya karsi cikarak, gercek hiristiyanlik ruhunu antik cagin yalinliginda aradi. guzel sanatlarin ve bilimlerin yayilmasini, avrupanin ortak bir sanat ve bilim anlayisinin catisi altinda birlesmesini, humanizmin birinci kosulu saydi. ozgun yapitlariyla ve cevirileriyle antik cag dusuncesinin avrupada yayilmasina cok buyuk katkilarda bulundu. martin lutherin reformlari basladiginda, kilisenin yenilenmesi gorusune katilmakla birlikte, hiristiyan dunyasinin kargasaya, parcalanmaya suruklenmesine siddetle karsi cikti.
1536da baselde oldugunde avrupanin dusunce yasaminda papalarin bile ziyaretine geldikleri bir kisi olacak kadar saygin bir yer edinmisti.
delilige ovgu (ozgun adiyla: morias enkomion seu laus stultitiae),erasmusun canliligini, gecerliligini ve cekiciligini gunumuze degin degismeden koruyabilmis tek yapitidir. bu kucuk kitabin taslagini 1509 yazinda, italyadan ingiltereye yaptigi yolculuk sirasinda cikaran erasmus, yazma isini ingilterede, dostu thomas morusun evine vardiktan kisa sure sonra gerceklestirdi; kitabi da thomas morusa adadi. yapitini birkac gun gibi kisacik bir surede tamamlayan erasmus, bu arada hicbir kitaptan yararlanmadi.
gulmece turundeki yapita egemen olan iki temel gorus vardir. bunlardan birine gore gercek bilgelik, deliliktir. oteki goruse gore ise kendini bilge sanmak, gercek deliliktir. insana yeryuzunde yasama gucu kazandiran sey, gercek bilge olma niteligiyle dogrudan dogruya deliligin kendisidir. kitapta delilik (stultitia) , kendi kendisine ovguler duzer; bu arada cocuklukta ve yaslilikta, askta, evlilikte ve dostlukta, politikada ve savasta, yazinda ve bilimde deliligin nasil her zaman egemen oldugu gosterilir.
tum ugras alanlari, bu arada ozellikle din kurumu ve din adamlari bu panorama cercevesinde sergilenir. deliligi konusturma kisvesi altinda erasmus, caginin kilisesine ve o kilisenin mensuplarina en acimasiz elestirileri yoneltir. bu niteligiyle “delilige ovgu” caglar boyunca bagnazliga karsi kaleme alinmis en yetkin duzeydeki basyapitlardan biri olmustur. yapitin yazilisim izleyen sonraki yuzyillarda -hakli olarak- dusunce duzeyindeki bagnazligin her turlusune yonelen bir elestiri diye yorumlanmasi, belki de bugune degin korudugu kaliciligin bas nedenidir.
yazinsal acidan delilige ovgu, latin ozani horatiusun "hakikati gulerek soylemek" ilkesinin belki de en yetkin ornegidir. bicim acisindan erasmus, yapitini kaleme alirken daha once yapitlarim cevirdigi lukianos ve libaniostan da esinlenmistir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?