hasan sabbah

elifielifine
tam adı `hasan bin ali bin muhammed bin cafer bin hüseyin bin sabbah el-hamari` ’dir..

hasan sabbah’in (bkz: ıbni tahir)’e yaptigi açiklama ;

“oyleyse dinle. bu senin son sansin. ben taraftarlarima daima arap asilli oldugumu anlattim. rakiplerim ise aksini ispat etmeye calistilar. hakli olan onlardi. fakat neden boyle davrandim? cunku siz persler kendi irkiniza gereken onemi vermiyorsnuz. peygamberin dogdugu ulkeden herhangi biri sefil bir dilenci bile olsa, sizin gozunuzde dunyanin en kiymetli adami oluveriyor. oysa sizler rustem’in ve suhrab’in, minuçehr’in ve feridun’un torunlarisiniz.

husrev’in, ferhad’in, eski buyuk pers krallarinin, pers imparatorlugunun varislerisiniz! fidevsi’inn,ansari’nin ve daha nice sarisin sizin dilinizi konustugunu unuttunuz! kendinizi araplarin dinine ve kulturune tabi kildiniz! simdide, bozkirlardan gelen at hirsizlarinin, turklerin onunde, karin ustu yerlerde surunuyorsunuz!selcuklu kopeklerinin yarim asirdan beri size hukmetmerlerine musade ediyorsunuz!

oysa siz zerdust’un torunlariniz.
gencligimde iki arkadasim ile kutsal bir yemin ettim: bunlardan birisi oldurdugun bas vezir idi, oteki de sair omer hayyam.

bu taht hirsizlarini alt etmeye yemin etmistik. planlarimizi gerceklestirmek icin toplumun en ust seviyelerine ulasmaya calisicak ve bu cabalarimiz sirasinda birbirmizi tum gucumuzle destekliyecektik. ben arac olarak ali taraftarlarini kullanmaya karar vermistim. cunku bunlar bagdat halifesine dolayisiyla da turklere karsi idiler. vezir ise selcuklularin hizmetine girmeyi yeglemisti. onceleri onun sectigi yolun emellerimizi gerceklestirmek icin gereginden uzun oldugunu dusunuyorum. bu nedenle onunla konusmak istedim ama hala bu cocukca dusuncelere inandigimi isitince cok sasirdi. her ne kadar saraya girmeme yardim ettiysede kisa sure sonra benim eski kararlarimiza bagli kaldigimi kabul etmek zorunda kaldi. nufuzumuzun giderek arttiginin farkina varinca, beni yok etmek icin elinden geleni yapmaya basladi ve bir sure sonra surgune gitmeye mecbur kaldim. basima tam on bin altin odul koymustu! genclik ruyamiz da boylece sona erdi. bas vezir, canaginin yaninda oturuyor ve yabancilara sirin gozukmek icin her turlu soytariligi yapiyordu.

omer hayyam ise sarap iciyor, kadinlari seviyor, kaybettigi ozgurlugune yaniyor ve dunyadaki herseyle alay ediyordu.
fakat ben dayandim. gerek bu tecrube gerekse de sayisiz baskalari gozlerimi acmislardi. halkin kayitsiz tembel oldugunun farkina vardim; onlar icin kendimi harcamaya degmezdi. bos yere onlari uyandirmaya ve aydinlatmaya calismistim. ınasnlarin buyuk kisminin hakikatinin ne olduguna ilgi duyduguna inaniyormusun yoksa? umurlarinda bile degil! tek istedikleri rahatlarinin bozulmamasi ve hayal guclerini canli tutmak icin masallar. veya kimin hali kimin haksiz oldugunun onlar icin bir anlam ifade ettiginimi dusunuyorsun? asla! yeterki onlarin zavalli isteklerinin bir kismini tatmin et. artik kendimi bos hayallere kaptirmak istemiyordum.

madem ki insanlik bu sekilde, artik bende ulvi amaclarima ulasmak icin onu kullanicaktim! ınsanlarin aptalliklarinin ve safliklarinin kapisini calmistim. onlarin her tur bencil isteklerinden ve zevklerinden kendi cikarima yararlanmaya basladim. tum kapilar onume acilmaya baslamisti! bir sure sonra senin de saflarina katilmak istediginin meshur bir peygamber olmustum! artik ben kitlelere gitmiyorum onlar benim ayaklarima geliyorlar.
ardimdaki tum gemileri yaktim. simdi ileri gitme vakti. selcuklulari yikana kadar da hic durmadan ilerlemeye devam edicegim.

fakat beni anlamakta zorluk cektigine eminim, oyle degil mi ?

sakin bana fedailerin sozde cesaretlerinden bahsetmeye kalkma! yasamimim 60yili boyunca devamli kelle koldukta gezdim. olumum pers tahtinin yabanci despotlardan kurtulacagini bilseydim, emin ol gozumu kirpmadan bile seve seve herhangi bir cennete giderdim. fakat burada da kendimi kullandirmak niyetinde degildim. onlardan birisi tahttan dusurulse bile, yerine hemen baskasnin cikacagindan eminim. o zamanlar olumun hic kimseye kalici bir faydasi olmazdi. baska turlu davranmaliydim. kendilerini kurban etmeye hazirli gonulluler yaratmali ve onlarin bagliliklarinin meyvelerini toplamaliydim. benim icin yuksek mevkilerdeki insanlari vurucak ellerim olmaliydi. fakat hicbir gonullu bulamadim. kimse kendisini ulvi amaclar dogrultusunda feda etmeye niyetli degildi. bunun uzerine baska bir yontem denemeye karar verdim. bu yontem zaten biliyorsun : kayaliklarin obur tarafinda deylem krallarinin bahcelerini, en ince detaylarina kadar isleyerek ,suni cennetler yarattim. ınsan yasaminda hayaller nerede baslar? gercekler nerede sona erer? buna cevap vermek cok guç. bunlari anlamak icin henuz cok gençsin. keske benim yaslarimda olsaydin! ozaman herkesin kendisine ait bir cenneti oldugunu bilirdin. ve bu cennetlerin sahsi arzulari birer hayali olduklarini kavrardin. aldigi haz onun icin gercektir, baska birseye ihtiyaci yoktu. eger numarami anlamis olsaydin son derece mutlu olecektin..

(bkz: fedailerin kalesi alamut) ; (bkz: wladimir bartol) (bkz: suleyman ve yusuf gibi)...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol