"bir çeşit insan vardır ki, kendisini kıskandıran bir kadını, kapıyı onun yüzüne çarpmadan bırakmayı düşünemez.
bunun herhangi bir kötülük duygusundan ötürü yapıldığını sanmıyorum. bu sadece, öyle yapmazsa yüreksiz ve kararsız davranmış olacağını sanan bir adamın bu işi gürültülü ve eksiksiz bir şekilde yapmak istemesidir.
zayıflıktan ileri gelir bu: insan, içinden verdiği karara güven duymadığı için, kaba sözler, küfürler, rezalet çıkarma gibi ayrılmanın dış görünüşüne önem verir.
korkunun da payı vardır bunda, gülünç duruma düşmek, her şeyin gene bu ilişki başlamadan önceki gibi olacağı, bu ayrılığın yol açtığı bütün acıların hiçbir işe yaramayacağı korkusunun da.
kötülük duygusundan ileri gelmez bu davranış, ama her türlü kötülüğün kaynağı gerçekleşmemiş ihtirassa, o zaman kesinlikle kötülüğe de yol açabilir.
bir insanla yaşamaktan vazgeçmeyi değil onunla yaşamayı öngören fedakarlık tanımınla, seni reddeden kişiye haksızlık etmiş oluyorsun. ama şurası bir gerçek: fedakarlık yapmak ne için gerekli olsun?
sağlıklı ve normal bir ahlaki yapıyı reddederken, geriye her türlü tarihsel ya da aşkınsal dayanaktan yoksun bir ahlaki jest tapınması -bir başka deyişle salt retorik- kaldığını fark etmiyor musun?"
(bkz: cesare pavese)
(bkz: il mestiere di vivere)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?