iskender pala’nın "âh mine’l aşk" isimli kitabının sonlarında yazar, divan edebiyatı hakkında bir çok paragraf yazmış. bunlardan şahsımca en çarpıcı olanı şudur :
"derler ki: ’bu şiirin dilinde arapça ve farsça pek çok kelime var idi ve halk bunları anlamakta zorlanıyordu.’ diyelim ki böyle; peki durum, bugünkü anlı şanlı köşe kapmaca şairlerin türkçe kıtlığı içinde kıvranmalarından daha mı kötüydü dersiniz? bizce, üç yüz kelime ile konuşan bir avama dert anlatamamayı mazeret öne sürmektense, üç bin kelime içinden acaba hangisini seçsem diye kıvransaydık da kelimelerin gücünü hissetseydik, şiir geri mi giderdi; şairlerimiz gerici mi olurdu?!.."
düzenleme: 2000inci entrym bu başlığa kısmetmiş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?