ağır bir şarap gecesinin üzerine nefis bir başağrısı eşliğinde "ulan saat birde ne işim var bu sıcakta?!" diyerek aç bilaç yola çıktığım, galatasaray lisesi önünde bekleyen grup yeterince kalabalıklaşıncaya kadar önlerinden alakasız bir adammışçasına birkaç kez geçip gittiğim, yeterli kalabalığın sağlandığını görünce sinsigibi "meraba" deyip insanlarla iletişime geçtiğim ve gecenin bir saatine kadar deli gibi eğlendiğim zirvedir.
spor sayfalarındaki maç yorumları tadındaki değerlendirmeye gelirsek:
ithilquessir: takımını bir maestro gibi yönetti. yeni bilgiçleri bile takıma çok iyi adapte etti. arkadaşlarına güzel paslar açıp güzel oyun kurdu. 4,5 yıldızı hak etti.
pixie: takımın lideri yanında onun yükünü paylaştı, şenlik kattı, kahkaha silahını iyi kullandı, masayı joga bonito zemini eyledi. burundan leblebi çıkarma numarasıyla da 4 yıldızı güle güle aldı.
faten: takımın serbest oyuncusuydu. hafif deli havasıyla takımın ne yapacağı belli olmayan adamıydı ve zor pozisyonlardan goller yarattı. 3,5 yıldız da kendisinin oldu tabi.
beauty disaster: teyze lakaplı, takımın en yaşlı ve tecrübeli oyuncusu; arkadaşlarına sürekli boş alan yarattı, bazı oyunculara müsait pozisyonlarda pas vermedi. hücumdan ziyade savunmada etkiliydi. 3 yıldız veriyoruz kendisine.
schenardi: sakat sakat oynamasına ve sahaya pansumanla çıkmasına rağmen çalışkandı, güzel kademeye girdi, boşlukları tecrübesiyle doldurdu. yeni oyuncuların takıma adapte olmasında yardımcı oldu. 4 yıldızı söke söke aldı.
entryyazanmasumbilgiç: takımdaki en sevimli oyunculardandı, tribünlerin sevgilisi oldu. oyunun keyif vermesinde gizli kahramandı. 3,5 yıldız...
narcotic: kendini gösterecek kadar kalamadı oyunda. önündeki maçlara bakıyor artık. 1,5 yıldız...
4kenarli3gen: yeni transfer olan genç oyuncu da sahayı narcoticle birlikte terk etmek zorunda kaldı. umarız takıma alışır. 1 yıldıza alınmamasını temenni ediyoruz.
$ukela: görev adamı imajı çizdi, performansını ilk dakikadan son dakikaya kadar korudu, takıma şirinlik kattı. 3 yıldızla kendisini kandırmayı ümit ediyoruz.
countess: sahanın en genç ismiydi, yaptığı başarılı hareketlerle geleceğin yıldızı olmaya aday olduğunu gösterdi tribünlere. 3 yıldızı hak etti. en az bir yıldızı da elindeki o tütün mamülü yüzünden kırpıldı.
floydian: ne anlatayım lan! bildiğiniz "hakan" işte. takımın gizli forveti olarak güzel koşular yaptı, hep boşa kaçtı. çalışkandı, tecrübesini ortaya koydu, pozisyon zenginliği kattı ama gününde değildi. 4 yıldızın sahibi oldu.
insomnia jim: takımın süperstarı tadındaki yırtıcı forvet, takımını beyoğlu’ndaki muhtelif boşluklara sürükledi, estetik ve seri çalımlarıyla takım arkadaşlarının sevgisini kazandı. italyan tipi bir oyuncu görüntüsü çizdi. bir de takım arkadaşlarını beyoğlu’nun ortasında gırtlaklamasa daha nefis olacaktı. 5 yıldızı maç sonrası performansıyla da hak etti. unutulmaz oyuncular arasına girmeyi başardı.
melankomik: günün hayalkırıklığıydı. büyük umutlarla transfer edilen yıldız oyuncu yaratıcılığını sergileyemedi, seyircilerin yüksek beklentilerine karşılık veremedi. takıma ısınamadı sanıyoruz. bilinen yeteneklerini sahaya yansıtamadı, yansıtsa bütün masanın gülmekten yerlerde sürüneceğini bildiğinden sakin durdu diye de düşündürmedi değil. bir an önce kendisini toparlaması ümidiyle torpilli bir 2,5 yıldız veriyoruz kendisine.
ve carpediem: "sanırım tanrı beni hala seviyor" dememin tek nedeni. zira sevmese, bu kadar değerli bir eserine beni yaklaştırmazdı. carpediem’e yıldız falan veremiyoruz çünkü şu anda sinsigibi türlü galaksileri ona armağan etmek üzere heybesine doldurmakla meşgul.
(bkz: tanrım ben de seni seviyorum).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?